malum sebeplerden ötürü maçı izlemedim. bilmeyenler, anlamayanlar, anlayamayanlar ve anlamak istemeyenler için söyleyeyim; hakemler yüzünden maçı izlemedim. gün içinde şeytan "maçı izle" diye dürtüklese de kararımdan caymadım. özeti izledim sadece.
özetten yorumlayabildiğim kadarıyla maçı çok rahat kazanabilirmişiz. ne olursa olsun stancu'nun kafası ustalık doluydu ve bizi mağlubiyetten kurtardı. hoş, istanbul takımlarıyla yapılan maçların sonucu hiç önemli değil. maç değil çünkü bunlar. hakeme rağmen kazandığımızda bile sevinmiyorum.
gosso'nun eline çarpan topta klasik istanbul takımı yüzsüz davranışı cezasız kalırken gördüğümüz 4 sarı kart her zamanki gibi çok ucuzdu. aslında gosso'nun eliyle kestiği topa çok rahat sarı kart çıkabilirdi ve bence pozisyon sarı karttı ama burdaki problem bu değil. hakemin hunharca yapılan itiraza tepkisiz kalması ve sonraki pozisyonlar için gençlerbirliği aleyhine düdük ve kart kullanırken kendini kandırmasına zemin hazırlaması ve satılık egosuna karşı zaten zayıf olan vicdanını dizginlemesine olanak tanıması defalarca tanık olduğum midemi bulandıran ve başımı döndüren karektersizliğin, ikiyüzlülüğün somut örneği.