sivasspor ve kasımpaşa maçlarımızı kazanmış, düşme potasından bir nebze olsun uzaklaşmıştık. elazığspor karşılaşmasını da kazanıp yolumuza devam etmek, düşme potasından iyice uzaklaşmak istiyorduk. maçtan önceki akşam amcamla konuşup saat kaçta buluşacağımızı öğrenmiştim. saat 1'de her zamanki yerde bekliyordum. hava oldukça güzeldi ve çok sayıda taraftar vardı. aklıma geçen sezonki elazığspor maçı gelmişti yine hava çok güzeldi ve maça çok sayıda taraftar gelmişti. ama maçı 2-1 kaybetmiştik. maçın üzüntüsünün yanına bir de o güzel taraftarı kaybetmiş olmanın üzüntüsü eklenmişti. bu maçın geçen sezon oynanan maça benzememesini umuyordum. maça istekli başlamamız hem heyecanlanmamı sağladı hemde sanırım bol gollü bir maç olacak diye düşünmemi. 16. dakikada amcamın bana stancu'nun gol krallığılistesindeki yerini sormasından hemen sonra yine stancu'nun asisti ve jımmy'nin kafa vuruşuyla 1-0 öne geçtik. gol sevincinden sonra amcam stancu'nun 5. asistininolduğunu ve o ana kadar toplam 12 golü olduğunu söylemişti. 10 dakika sonra izlediğimiz güzel organizasyonun sonucunda stancu'nun şutu gol olmuştu. bu gol hem farkı 2ye çıkarmamızı hem de stancu'nun gol krallığında liderliğe ortak olmasını sağlamıştı. amcam eğer stancu gol kralı olursa bunun gençlerbirliği tarihinde bir ilk olacağını söylemişti. ilk yarıyı 2-0 önde kapatmıştık ikinci yarıya birkaç gol daha bulma umuduyla çıkmıştık. ancak 58. dakikada gel yememiz beni korkutmuş ve aklıma amcamın söylediği "gençler taraftarına rahat maç izlemek haram!" sözü gelmişti. neyse ki 66. dakikada çağdaş'ın kendi kalesine attığı gol beni biraz olsun rahatlatmıştı. o an istediğim tek şey stancu'nun bir gol daha atması ve gol krallığı listesinde tek başına lider olmasıydı. ancak olmadı. maç bu skorla yani 3-1 bitti. son 2 haftaya bu hafta da eklenince puanımızı 34 yapmıştık. güzel hava ve güzel sonuç güzel bir hafta sonu için yeterliydi.