bir maç senaryosu yazsanız bundan kötü bitemezdi herhalde. mağlup duruma düştükten hemen iki dakika sonra golü bulmuş, direkten dönen ve kaçırılan gollerden sonra, ilk golün kopyasını yemiş bir takım. ve bu takım futbol adına hiçbir şey yapmazken, son dakikalarda kazandığı bir penaltıdan yararlanamasın. üstüne üstlük son dakikada takımın joker oyuncusunu kırmızı kartla kaybetsin.
hafta içi oynanan eyüpspor maçı bahane ise, gençlebirliği'nin maçı uzatmalara gitti. bu bir geçiş süreci ise ersun yanal için, bilelim -ki öyle söyleniyor- buna göre davranalım. kızacaksak eğer penaltı kaçıran kamara'ya değil, takımın bir penaltıcısı olmamasına kızalım. skibbe ile kıyaslamak kolaya kaçmak olabilir ancak dede'yi orta sahanın ortası oynatmakta bir o kadar kolaya kaçmaktır. sahada ne yaptığını bilmeyen ve iki gol yediren koray'ın performansına bakalım ve iki senedir bu takımda ne işi olduğunu sorgulayalım. veysel'in sözleşme yeniledikten sonraki form düşüklüğüne ve alper'in transfer olamama sürecinin oyununa ne kadar yansıdığını fark edelim. burhan eşer'in sahada etkili olamamasının nedenlerini de düşünelim. bunların hepsi küçük resim aslında, büyük resim: bu takım ersun yanal'ın takımı değil. hedef ilk dört değil, belkide ilk sekiz de, en azından şimdilik. skibbe'nin kaldığı yerden devam etmesini bekliyor taraftar(doğal olarak) ama bu mümkün değil. kısa vadede başarı istenseydi eğer ersun yanal'ın gelmesi saçma olurdu, bunu bilelim. aldığımız ilk mağlubiyet değil, son da olmayacak, hele ki önümüzdeki zor fikstür düşünüldüğünde.
bunlara rağmen değişen çok şey var. maçı hak ettik mi? kesinlikle hayır. son dakikalarda topladığımız puanların diyeti de değil bu. kötü futbol, kötü sonuç demektir çoğu zaman. ama biz kötü oynadığımız zamanlarda da kazanabiliyorduk, bu iyi bir takım olduğumuzun göstergesiydi. şimdi aynı durum maalesef söz konusu bile değil. dağınık, koordine olamayan, kimi zaman isteksiz bir eskişehirspor izliyoruz. beni ya da bizi üzen bu, takım bu kadar iyi giderken, teknik direktör değişikliği ile işlerin paralel gitmesini bekleyen insan sayısı yok denecek kadar azdı zaten. iştah ve disiplin kayboluyor ki en son istenen şey bu...
sonucun bahanesi değil kesinlikle ancak hüseyin göçek'in saha içinde ne yapmak istediğini çözebilen var mı? gördüğü ve avantaja bırakması gereken pozisyonda faul çalıp mutlak gol pozisyonunu kesmesini, ilk bölümlerde oyunun bu kadar sertleşmesini, karşılıklı olarak yanlış kararlarını açıklayabilecekse ne ala. ayrıca eğer hürriyet güçer'i maç boyu ıslıklayıp, yuhalayanlar, o efendilikleriyle övünen gençlerbirliği taraftarlarıysa, bilsinler ki onlara hiç ama hiç yakışmadı. rakip bizi o kadar iyi analiz etmiş ki, sorunlu bölgelerimizden fazlasıyla faydalandılar. fuat çapa'ya ve oyuncularına tebrikler, hak ettikleri bir galibiyet aldılar.