keçiörende maç izleyecek yer bulamama sorununu her zerremde hissettiğim bir çarşamba akşamıydı. arkadaşlarla toplandık ve maç izleyecek bir yer aramaya başladık. mekanın ferahlığı yönünden maç izlenecek en güzel yer şelalenin karşısındaki ada'm dı. içeri girdik ve yaklaşık 80 ekran plazma televizyonun önünde yerimizi aldık.
manchester baskı kurdukça biz de geriliyorduk. özellikle tello'nunu gölü ile kendimizden geçtik. o an garson geldi ve sessiz olmamızı rica etti. "manchestere gol attık sakinliği" diyip gönderdik. gecenin şakasını cahit yaptı ve "ne oynuyoruz ya old trafforda ses çıkmıyor" dedi. gerçektende ses çıkmıyordu. televiyonun sesi kapalıydı.
süper paslarla hazırlanan ve fink'in direkten dışarı çıkan topunda ben kafamı masaya vururken garson yine bizi uyardı bende, "her ne kadar mekan olarak bahçeli kalitesini yakalamaya çalışsanızda mekanda keçiören oksijeni var" dedim ve hesabı ödeyip kalktık. zaten 4 çay içmiştik.
bizim eve yakın olan, babamın gittiği kahveye gittik ve 37 ekran tüplü televizyonun önüne konuçlandık. ikinci yarı manchester pres yapacakken yaptığımız süper paslaşma ile ilk manchester dalgasını savuşturduk. ilerleyen dakikalarla heyecanımız arttı ve kendimizden geçtik.
sigara yasağını deldiğimiz kahvede polis baskınına karşılık kül tablası yerine içilmiş ayran kabı verdiler.
maçın son dakikalarında rüştü'nün kurtarışları inanılmazdı. sanki 2002 dünya kupasındaki rüştü gibiydi.
coştuk, sevindik, boliç'i andık... sonra çiğ köfte yiyip evlerimize dağıldık...