ne yalan söyleyeyim, liverpool'u izlemeye gittim ben. gerrard'ı, alonso'yu, rotasyona uğramazsa torres'i izleyecek, futbola bir kez daha aşık olacaktım. ... maç bittiğinde futbola karşı duygularımda positif yönde geliişmeler oldu tabi amacıma uygun olarak ama bu duyguyu uyandıranlar siyahbeyaz herkesti. serdar özkan'ın golüne kadar benimle aynı fikri paylaşanların sayısı az değildi eminim, bobo'nun golünden sonra da da aynı fikri savunan kişinin kalmadığına eminim. ... maç seyrederken başvurmadığım bir yöntemdir kamera kullanıp, olan biteni çekmek ama o gün yanımda bir kameranın olmayışına lanet okudum, o muhteşem taraftarı, harika görüntüleri, yürekleri hoplatan tezahüratları duydukça içim daha da bir hoş oldu. ... orada olmanın verdiği hazzı anlatmak zor, hele ki oraya -taraftar- olarak yabancı biriyseniz işiniz daha da zor. ama ortak noktamız var neyse ki; okay karacan'ın deyimiyle "futbolun taraftarı"yız.