not: o yıllarda takımlar haftasonları cumartesi ve pazar günü olmak üzere 2şer maç yaparlardı. bu yüzden bu maç 8. hafta maçı olmasına rağmen aslında ankaragücü'nün ligdeki 12. ve evindeki 5. maçıdır.
sarı-lacivertliler hacettepe, siyah-beyazlılar da a. gücü ile karşılaşacaklar. her iki maçta ankara'lılar şanslı görülmektedir.
milli liin 8. hafta karşılaşmalarının ağırlık noktasını, bu hafta şehrimizde fenerbahçe ve beşiktaş takımlarının yapacakları müsabakalar teşkil etmektedir.
iki büyük takımın deplasman maçı münasebeti ile şehrimize beraberce gelmiş olmaları büyük bir alaka uyanırmıştır. pek çok ankaralı sporsever 19 mayıs stadına girebilmek için bir haftadan beri bu sebeple bilet temin etmekte meşgul olmuştur.
bugün ilk karşılaşmayı saat 14 de beşikta-ankaragücü ile oynıyacaktır. hakem faruk talu'nun idare edeceği müsabakaya siyah-beyazlı takım ordu kadrosunda bulunan varol, metin, k. ahmet ve ayağında kireçlenme bulunan kaya'dan mahrum olarak çıkacaktır. bu futbolcuların yoklukları beşiktaş için bir dezavantaj teşkil etmektedir. buna mukabil son haftalarda iyi bir futbol çıkartan ankaragücü takımında bir değişiklik yoktur. kuvvet ölçülerinde denk çeken iki takım da sahaya müsavi şanslarla çıkacaklardır. son dakikada bir değişiklik olmazsa tarafların tertipleri şöyle olacaktır:
ankaragücü karşısında recep ve selim (***) lık oynadılar. fakat gollerin ikisini nazmi attı.
seyirci: 23.143
hasılat: 87.910 tl
hakemler: faruk talu (**), celal beken (**), rahim kotan (**)
beşiktaş: necmi (**) - kamil (**), münir (**) - gürcan (**), özcan (**), faik (**) - nazmi (**), recep (***), b. ahmet (*), selim (***), muharrem (*)
ankaragücü: orhan (*) - coşkun (**), orhan (**) - ismet (**), doğan (**), ergun (**) - arif (*), seyfi (*), yücel (*), hasan (*), k. orhan (*) [erol (*)]
biri sahanın ve beşiktaş'ın en yaşlısı, diğeri sahanın ve beşiktaş'ın en genci idi. ikisi birden sahanın ve beşiktaş'ın en iyileri idiler.
siyah-beyaz takımın iki insayidi recep ve selimden bahsediyorum. her hareketleriyle hem hatasız oluyorlar, hem de futbol sanatının seyrine doyulmaz numunelerini veriyorlardı. recep daha fazla ilerilerde çalışarak iyi bir gününde olmayan b. ahmetin doldduramadığı orta hücumcu yerinde ortalığı kasıp kavuruyordu. buna mukabil selim, bir an gerilerde kendi ceza sahası içinde top çıkarırken, bir sonraki an rakip kalecinin hatalarını affetmez bir canavar oluyordu.
beşiktaş müdafaası bütün mesuliyetini müdrik ve hatasızdı. forvet ise biri (baba), diğeri (jünyor) iki dinamonun yardımı ile büyük işler başarıyordu. ahmet, mutat futbolunu oynasa. muhammer biraz daha dikkatli olsa...
ilk golde recep, aldığı bir topla sol açık yerine kaymış, birkaç kişiyi çalımlayarak çok güç pozisyonda ortasını yapmıştı. kale önünde topa yetişen orhan, pis bir yumrukla havaya dikti, nazminin soğukkanlı kafa vuruşu... bu gol recepin başarısı, fakat biraz da orhanın nazmiye hediyesi idi.
ikinci golde sol açık yerinden münirin attığı frikiki iyi takip edemiyen orhan, önü bomboş olduğu halde topu direğe vurdurdu, yetişen selim, topu göğsüne aldı ve kaleye girdi... bu golde kalecinini hatası yoksa, hiç bir kalecinin, hiç bir golde hatası olamazdı.
ceza sahası dışında yapılan bir paslaşmadan sonra muhammerin 20 pastan attığı şutu, bloke edemeyip nazmi ile selimin önüne bırakan kaleci de affedilemezdi. nazmi, kafa ile kaleye aşırıverdi.
hızlı, güzel ve seyre değer bir maç seyrettik. ama sahada üç mühim adam vardı: recep, selim ve kaleci orhan.
ankaragücü: orhan sözener, ismet anlar, orhan çakmak, ergun taner, doğan payal, coşkun ferman, hasan yedek, seyfi kentkuran, arif kom, orhan konukokşar (dk. 42 erol özgen), yücel öngelen