memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
çeyrek finalde rus futbolunun en önemli temsilcisi dinamo kiev ile eşleşir. dinamo kiev'in teknik direktörü, ismi daha sonra rus futbolu ile özdeşleşecek olan valery lobanovski'dir. rus ekibi, kolektif futbolun en önemli temsilcilerindendir. 5 mart 1975 tarihinde fenerbahçe ve beşiktaş'ın amigoları da seyirciyi coşturmak ipe atatürk stadındaki yerlerini alır. kiev, üstün oynadığı maçı 22. dakikada onişenko'nun attığı gol ile 1-0 kazanır. bursaspor 823 bin lira hâsılatla kuruluşundan itibaren bir maçtaki en yüksek hasılatını elde eder. kiev'deki rövanşı da 2-0'lık sonuçla kazanan dinamo kiev, yarı finale yükselir. dinamo kiev o yıl, kupa galipleri kupası'nı finalde macaristan'ın ünlü takımı frencvaroş'u 3-0 yenerek- kazandığı için bursaspor, avrupa beşinciliğini elde eder.
memet zencirkıran'ın "beşinci şampiyon bursaspor" kitabından;
kemal batmaz, bursaspor'un ilk avrupa serüvenini değerlendiriyor: "rakipleri tanımıyorduk. ada takımları da bizim gibilerdi. kendi sahalannda çok başarılılar, deplasmanda hiç yoklar. katı bir savunma yapıyorlar ve maça beraberlik için çıkıyorlardı. finn harps bursa'da çok defansif oynadı ve biz de o gün çok iyi bir günümüzdeydik. deplasmanda oynadığımız maçta ise finn harps çok iyi oynadı. ben o maçta sakattım, oynamadım ama takım çok iyi savunma yaptı ve kaleci rasim mükemmel oynadı. dundee united deplasmanında biz yine katı savunma yaptık ve gol yemedik. bursa'da ise çok temkinli oynadık. kalemizde gol pozisyonu bile vermedik. bizim takımın da gol pozisyonu yokken vahit abinin ceza sahasının çok uzağından çektiği şut gol oldu ve öne geçtik. maç bitiminde ise bütün taraftarlar sahaya indi. hepimizi omuzlara aldılar. şampiyon olunmuş gibi sevinildi. çeyrek finaldeki rakibimiz dinamo kiev'di. abdullah gegiç, dinamo kiev'i çok iyi analiz etmişti. ben milli takımlar da dahil olmak üzere bir antrenörün rakibi analiz etmesini, rakibin zayıf ve güçlü yönlerinin neler olduğunu, futbolcularının öne çıkan özelliklerini anlatmasını ilk defa o maç öncesi dinledim. gegiç, dinamo kiev'i anlattıktan sonra biz kendimize geldik. o dönem, dinamo kiev bir laboratuar takımı olarak değerlendiriliyordu ve gerçekten müthiş bir takımdı. o maçları düşündüğümde, o takımın bir tane hatasını hatırlayamıyorum. biz eğer abdullah gegiç'in taktiğini dinlemeseydik, inanın burada 6, 7-0 yenilirdik. 1-0 mağlup olduk. çok ciddi önlemler aldık ve gegiç'in bize anlattıklarının hepsiyle de maçta karşılaştık. deplasmandaki maçı da 2-0 kaybettik. dinamo kiev maçlarının hemen sonrasında da ağırlığını dinoma kiev'li oyuncuların oluşturduğu rus milli takımı ile milli takımımızın maçı vardı. ben dinamo kiev maçından döndükten kısa bir süre sonra milli takım kampına katıldım. milli takımımız da rus milli takımını hiç tanımıyordu. coşkun özarı maçtan önce takımla ilgili benden de bilgiler aldı. o gün statta 110 bin kişi falan vardı ve maçı 3-0 kaybettik. ama 10-0'da kaybedebilirdik; o kadar iyilerdi. maçtan sonra hocamız coşkun özarı 'biz takımla oynamadık, makineyle oynadık,' açıklamasını yaptı."