tam 9 sene önce bugün gençlerbirliği, uefa kupası’nda valencia’ya sahayı dar ediyordu…
1.turda blackburn‘u , 2.turda sporting lizbon, 3.turda ise parma‘yı eleyen gençlerbirliği uefa kupası’nda 4. tura yükseliyordu.
herkes kura çekimini beklerken türkiye’de herkesin aklında aynı takım vardı: valencia! beşiktaş’ın şanssız bir şekilde elendiği valencia nitekim de kura çekiminde gençlerbirliğine düşüyordu.
ispanya’daki tv programlarında gençlerbirliği ismini doğru söyleyene rövanşta bilet hediye edileceği bile söyleniyordu.
ersun yanal yönetimindeki gençlerbirliği 11 mart 2004 perşembe günü bu derece küçümsenmelerinin ne derece yanlış olduğunu sahada gösterircesine savaşıyordu. filip deams’ın penaltı golü maçın skorunu belirlerken kaçan fırsatları herkes maç sonu “ispanya’da ararız” diyordu.
nitekim öyle de oluyordu ispanya’da uzatmaya giden maçta 2-0 yenilen gençlerbirliği kupaya veda ediyor valencia ise kupayı kaldırıyordu.
ancak 11 mart 2004 hem valencia’nın kupadaki tek yenilgisi hem de gençlerbirliği taraftarların mazisinde güzel bir hatıra olarak kalıyordu.
maçtan 11 yıl sonra gençlerbirliği teknik direktörü ersun yanal trabzonsporun başında ve valencia teknik direktörü rafael benitez napolinin başında olmak üzere avrupa liginde karşı karşıya geldiler.
tam 9 sene önce bugün gençlerbirliği, uefa kupası’nda valencia’ya sahayı dar ediyordu…
1.turda blackburn‘u , 2.turda sporting lizbon, 3.turda ise parma‘yı eleyen gençlerbirliği uefa kupası’nda 4. tura yükseliyordu.
herkes kura çekimini beklerken türkiye’de herkesin aklında aynı takım vardı: valencia! beşiktaş’ın şanssız bir şekilde elendiği valencia nitekim de kura çekiminde gençlerbirliğine düşüyordu.
ispanya’daki tv programlarında gençlerbirliği ismini doğru söyleyene rövanşta bilet hediye edileceği bile söyleniyordu.
ersun yanal yönetimindeki gençlerbirliği 11 mart 2004 perşembe günü bu derece küçümsenmelerinin ne derece yanlış olduğunu sahada gösterircesine savaşıyordu. filip deams’ın penaltı golü maçın skorunu belirlerken kaçan fırsatları herkes maç sonu “ispanya’da ararız” diyordu.
nitekim öyle de oluyordu ispanya’da uzatmaya giden maçta 2-0 yenilen gençlerbirliği kupaya veda ediyor valencia ise kupayı kaldırıyordu.
ancak 11 mart 2004 hem valencia’nın kupadaki tek yenilgisi hem de gençlerbirliği taraftarların mazisinde güzel bir hatıra olarak kalıyordu.
uefa kupası yolunda kaderlerinde şampiyona elenmek vardı
neden en iyi? aynı sezonda blackburn rovers, sporting ve parma gibi takımları eleyip, turnuvayı şampiyon tamamlayacak valencia’ya kök söktürmek herkese nasip olmaz! ersun yanal’ın öğrencileri, her eşleşme öncesi “şimdi elenecekler! artık elenirler! burayı da geçemezler!” sözlerine isyan edercesine sahaya çıktı ve güçlü rakiplerini birer birer alt etmeyi başardı. elle tutulur herhangi bir avrupa deneyimi olmayan bir ekibin uefa kupası’nda bu kadar olgun bir futbol oynaması herkesi şaşırtmıştı. kadrosunda daha sonra fenerbahçe ve beşiktaş’a transfer olacak birçok “kendi çapında yıldız” barındıran kırmızı-siyahlılar, bu özellikleriyle de tarihin en iyi takımlarından biri olma unvanını taşıyor. iki sezon üst üste türkiye kupası’nda final oynayan o takım belki müzesine hiç kupa götüremedi, hatta o sezon ligi 10’uncu tamamladı ama avrupa devlerine başkaldırışı ve valencia’ya uefa kupası yolunda tek yenilgisini tattırmasını tarih başka fontlarla yazacak.
genclerbırlıgı'nın tur sevıncı yarattığı etki ersun yanal’ın ankaragücü ve denizlispor’da uygulamaya çalıştığı, geçen sezon fenerbahçe’yi şampiyonluğa taşıyan kendine has “hücumda direkt oyna, savunmada taktik faul yap” futbolu, o sezon tam anlamıyla sahaya yansımıştı. üçlü savunmayla beşiktaş’ı zirveye taşıyan mircea lucescu’nun yanı sıra, yanal da benzer formasyonla avrupa arenasında iz bırakmayı başardı.
efsane maç çeyrek final öncesi ankara’da ağırlanan valencia’nın kadrosunda ayala, albelda, angulo, vicente gibi yıldızlar; kulübesinde de rafa benitez gibi bir taktisyen vardı. bir önceki turda beşiktaş’ı iki maçta da yenerek eleyen ispanyollar sahaya favori olarak çıkıyordu. ne var ki yanal’ın öğrencileri ilk dakikadan itibaren varını yoğunu ortaya koydu ve filip daems’in penaltı golüyle zafere ulaştı.
ersun yanal maç (gsaray)1 teknik direktör denizlispor ve ankaragücü’nde de yıldızı parlayan ersun yanal, o sezondan sonra milli takımın başına geçti.
yıldız oyuncu damir botonjic takımın yedek kalecisiydi; gökhan tokgöz’ün sakatlığı sonrası blackburn ve valencia deplasmanlarında zirve yaptı.
gençler'e teşvik primi bakanlar kurulu, g.birliği'ne uefa kupası'nda tur atlaması halinde teşvik primi verilmesini kararlaştırdı. adalet bakanı ve hükümet sözcüsü cemil çiçek, prim miktarının g.birliği yönetimi ile yapılacak görüşme sonrası belli olacağını açıkladı.
valencia korkutmuyor g.birliği teknik direktörü ersun yanal, uefa kupası 4. turu ilk maçında perşembe günü karşılaşacakları valencia'dan çekinmediklerini belirterek, "ispanyol ekibi önemli ve güçlü bir takım. fakat biz de 4. tura kadar çıktığımıza göre bu başarıyı sürdürebilecek kapasitedeyiz. ilk maçta sahamızda avantajlı bir skor yakalayıp, ispanya'ya rahat gitmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
uefa kupası 4. tur ilk maçında bugün valencia'yı ağırlayacak olan gençlerbirliği'nde hedef, başkentte avantajlı bir sonuç alıp, rövanşa rahat çıkmak.
avrupa'da ayakta kalan tek temsilcimiz g.birliği, uefa kupası 4. tur ilk maçında bugün ispanyol valencia'yı ağırlıyor. 19 mayıs stadı'ndaki maç 20.30'da başlayacak ve show tv'den naklen yayınlanacak. hakem ise norveçli ovrebo. g.birliği teknik direktörü ersun yanal, bir önceki turda beşiktaş'ı eleyen valencia'nın gücünü bildiklerini belirterek, "ama bizim de moralimiz çok iyi. futbolcularım tura inanıyor. ilk maçta sahamızda avantajlı bir sonuç alıp, rakibi hayal kırıklığına uğratmak ve rövanşa rahat çıkmak istiyoruz" dedi.
ispanya'daki terör vahşeti nedeniyle ispanyolların ertelenmesini istediği uefa kupası ilk maçında g.birliği, valencia'yı yenerek çeyrek final için büyük avantaj yakaladı.
3. turda beşiktaş'ı eleyen ispanyol ekibi pozisyon bile bulamazken, gençler, daems'in penaltısıyla 25 mart'taki rövanş için çok önemli avantaj elde etti.
ersun yanal, sabah'taki röportajında dert yanıyordu, "f.bahçe'yi lider yapan güç seyirci. beşiktaş'ı iten güç yine seyirci. benim futbolcularım sahaya çıktığında gökyüzüne bakıyorlar." futbolun patronu seyircidir. bir takım, başarı merdivenlerini tırmandıkça, oyun olarak keyif ve güven verdikçe tribünler ağzına kadar dolar. taraflı tarafsız ankaralılar, "yiğidin hakkını yiğide verelim" düşüncesiyle 19 mayıs stadı'na koşmuş. rekabetin getirdiği öfke, "her şey g.birliği için" sloganı içinde dostluğa dönüşmüştü. ilk 15 dakikadaki baş döndürücü yüksek temponun pozisyon zengini gençler'di. valencia, gençler'in uyguladığı alan presine, kısa ve isabetli paslarla çıkıyordu. mustafa özkan'a 12.dakikada kontrolsüz giren ayala'nın yarattığı penaltıyı filip, köşeye çok klas vurdu. golün 3 dakika sonrasında mustafa özkan, valencia'nın direncini kıracak golü boş kaleye atamadı. valencia, topu yere indirip ayağa isabetli oynadığında çok çabuk hücuma çıkıyor, gençler'li oyuncular çok adamla baskıyı düşündüklerinden derin boşluklar bırakıyordu. skoko, teknik bir oyuncu. ama topla buluştuğunda çabuk dönemediği için gençler, orta alanı kontrol edemiyor, valencia'nn isabetli pas ritmini bozmak amacıyla sürekli topu havaya taşıyor ve gelişigüzel vuruyordu. hedef rakibi çok adamla karşılamak, kazanılan topları youla'nın koşu yoluna atmaktı. ayala-navarro ikilisi, tehlikeyi gördüklerinden youla'yı sürekli ikili markajda tuttu. ikinci yarı valencia, kanatları kullanarak gençler'i baskı altına aldı. şu bir gerçek. gençler çok koşuyor, iyi mücadele ediyor. ancak valencia'da topu ayağa oynayan mükemmel oyuncular var. rövanş kolay olmayacak. ama çok adamla savunma yapılırsa ve erken gol yenirse gençler, bu turu çıkaramaz. ersun yanal, valencia'yı izledi. oyuncuların özelliklerini gözledi. takımının fizik gücünün mutlaka bir sistemle birleştirmeli.
ispanya'da 190 kişinin öldüğü terör olayları nedeniyle ispanyollar maçın ertelenmesini istedi. uefa bu isteği reddetti... g.birliği ise rövanş için uefa'dan bir talepte bulunmayacak.
ispanyollar'ın madrid'deki terör olayında 190 kişinin ölümü nedeniyle uefa'ya dün kendi takımlarının maçlarının ertelenmesi şeklinde yaptıkları başvuru reddedildi. bu arada g.birliği başkanı ilhan cavcav, iki hafta sonraki rövanş karşılaşması için uefa'dan herhangi bir talepte bulunmayacaklarını açıkladı. başkan, "terörden canı çok yanan bir ülkeyiz. ispanyolları en iyi biz anlarız. bu nedenle rövanş maçı için uefa'dan g.birliği olarak bir erteleme talebimiz olmayacak" ifadesini kullandı.
ispanya'da oynarız cavcav "maçı ispanya'da oynayıp yüzümüzün akıyla döneceğiz. fakat uefa'nın alacağı her karara da saygılıyız" dedi. iki takım futbolcuları ve hakemler sahaya kollarında siyah bantla çıktılar. bu arada g.birliği'ne futbolseverler dün büyük destek verdiler. 19 mayıs stadı'nın tribünleri, a.gücülü taraftarların da desteğiyle tamamen dolarken, bilet bulamayan çok sayıda taraftar da stat dışında kaldı. ankara polisi maç için geniş güvenlik önlemleri aldı ve taraftarlar stada 3 aşamalı kontrolden sonra alındı.
gençlerbirliği teknik direktörü ersun yanal maçtan sonra "zor olacağını biliyorduk. teknik kapasitesi yüksek bir takımla oynadık. kontrollü oynamaya çalıştık. rakibimiz üstün gibi görünüyordu ama kontrol bizdeydi. 1-0'lık skor bizim için avantaj. teröre mağlup olmayıp ispanya'ya gideceğiz ve orada çok daha iyi oynayarak uefa'da çeyrek finale yükselmek için her şeyi yapacağız" dedi.
maça bürokratlar da büyük ilgi gösterdi. karşılaşmayı izleyenler arasında tbmm başkanı bülent arınç, başbakan recep tayyip erdoğan, dışişleri bakanı abdullah gül, milli eğitim bakanı hüseyin çelik, çok sayıda milletvekili ve milli takımlar teknik direktörü şenol güneş de yer aldı. bu arada maçı 35 ispanyol basın mensubu da takip etti. ispanyol basın mensuplarından 11'i, maçın radyodan canlı yayını için görev yaptı.
spiker: 13 mart 2004’te vatan gazetesinden yiğiter uluğ yazmış.
“şöyle bir düşünün; gençlerbirliği lizbon ya da parma’da blduğu adil hakem düdükleri ile herhangi bir istanbul deplasmanına çıkarken umabiliyor mu? üç istanbullu’dan ilkini 100. yılında hedeflediği şampiyoluğa ulaştığını gördük. diğerlerinin de aynı ‘hoş raslantıyı’ yaşamak için ağız şapırdatarak hazırlandığını biliyoyuz. böyle bir ortamda seyircis az, medyada desteği sıfır, mütvazi bir ankara kulübünün çıkıp uefa kupası’nda oynadığı yedi maçtan beşini kazanması, ikisinde berabere kalması, üstelik de bu sonuçları hazirandaki euro 2004’ün en iddialı ülkelerinin (ingiltere, portekiz, italya ve ispanya) temsilcilerine karşı alması nasıl anlatılabilir? galiba en iyisi, gençlerbirliği’ne ‘bataklıkta açan çiçek’ demek.”
bu yazı valencia ile oynadığınız ve kazandığınız ilk maç sonrasında yazılmış.
sizin futbolunuzun test edilip onayladığı bir paltform sanki o sezon uefa kupası maçları. siz de öyle hissettiniz mi?
ersun yanal: yani, çok iyi oynuyorduk. az önce sorduğunuz bir soru var. o dönemde bizim en iyi yaptığımız şey; oyuncularımızın analizler sonucunda oynayacağımız maçtaki temellere, yapacaklarımıza çok bağlıydılar. bunu çok iyi özümsemişlerdi. ve tüm oyuncuların katılımı olağanüstü şekilde iyidi. hiç kimse sorgulamıyordu. bu inanç çok gelişmişti. burada çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum. oyuncu karakterleri üst seviyede. herkes bireysel performasnsına çok düşkün, herkes takımdaşlık konusunda mutabakata varmış, iyi bi başkan, hiç işe karışmayan, allah rahmet eğlensin sevgili ilhan cavcav, ben antrenman sahasında kendisini 2 yılda 3 kez gördüm. sevgili cem onuk, çok iyi bir menajer. o zaman hasan çetinkaya, cem onuk’la birlikte bütün organizasyonu yapıyor. biz çok iyi organizasyon yaptık. o dönemde cem onuk ve ekibi oyuncuların sıfır problemle kulüpte yaşamasının altyapısını hazırlamışlardı. her şey çok güzel bir şekilde gidiyordu, kimsenin sorunu yoktu. iş sadece sahada bitiyordu. herke sahada son derece konforlu bir alanda işini yapıyordu. konforlu alan ne demek? başkan karışmıyor, yönetici yok, menajer var, yardımcısı var, doktoru var. çok iyi bir diyetisyenimiz vardı. sevgili aylin. şu anda ankara’da yaşıyor. ve çok iyi bir psikologumuz vardı. ozanser uğurlu. bütün metaryeller kullanılıyor. herkes orada. ve hiç kimse hiç kimsenin işine karışmıyor. organizsyonlar belli. bir iki gün önce değil aylarca öncesinden organizasyonların hepsi tamamlanmıştı. ve herkes ne yapacağını çok iyi biliyordu. takımdaşlık konusunda oyuncuların fedakarlıkları söz konusu olduğunda inanılmaz birlikte olan bir takımdı. ve sonuç geldi.