takımımızın en göze batan ve popüler ismi arda turan maçtan sonra formasını başbakan tayyip erdoğan'a verdiğini söyledi. bir önceki maçta da formasını mehmet ağar'a vermiş...
isveç'in özel televizyon kanalı tv4'ün spikeri, "bu türkler kaç canlı. türkler'i kim motive ediyor. maç sonucunu hirvatistan için alfred hitchcock da yazmış olabilir" dedi.
isveç gazeteleri de maçtan sonra internet sitelerinde verdikleri ilk haberlerde, "inanilmaz türk zaferi" yorumunu yaptılar.
2002 dünya kupası karşılamalarına da atıfta bulunan isveç gazeteleri, "2002'de kahraman olan rüştü, yeniden kahraman", "türkiye, yeniden olanaksızı başardı" başlıklarını kullandılar.
türkiye, tarihinde ilk kez avrupa şampiyonası'nda yarı finale yükseldi,
isviçre karşısında 2.5 dakika, çek cumhuriyeti karşısında da sadece 6.5 dakika ile türkiye, euro 2008'de şampiyona boyunca sadece 9 dakika maçlarını önde sürdürdü.
türkiye, tarihinde ikinci kez uzatmalara giderken, 2002 dünya kupası'nda da senegal karşısında normal süre maçın galibini belirlemeye yetmemiş, ilhan mansız 94. dakikada galibiyeti getirmişti,
semih şentürk, hırvatistan karşısında 122. dakikada attığı golle, avrupa şampiyonası'nda en geç atılan golün sahibi oldu. ıvan klasnic, 1976 yılında 119. dakikada fileleri havalandırmıştı.
rüştü reçber, 35 yaşında kaleyi korurken, türkiye'nin şampiyonlarda en yaşlı forma giyen oyuncusu oldu. ayrıca rüştü, avrupa şampiyonası'nda 8 karşılaşmada forma giyerek en tecrübeli oyuncusu konumunda,
tuncay şanlı, arda turan ve emre aşık, gördükleri sartı kartlarla yarı finalde almanya ile yapılacak mücadelede forma giyemecek.
türkiye, gördüğü 15 sarı kartla, çek cumhuriyeti'nin 1996'daki kart rekorundan sadece 4 kart uzakta,
avrupa şampiyonası'nda uzatmalarda gelen goller; dakika / maç / oyuncu / takım / skot
120+2 / hırvatistan - türkiye (20 jun 2008) 1-1 / semih sentürk / türkiye / 1-1 119 / fransa - portekiz (23 jun 1984) 3-2 / michel platini / fransa / 3-2 119 / yugoslavya - batı almanya (17 jun 1976) 2-4 / dieter müller / batı almanya / 2-4 119 / hırvatistan - türkiye (20 jun 2008) 1-1 / ıvan klasnic / hırvatistan / 1-0 118 / çekoslavakya - netherlands (16 jun 1976) 3-1 / františek vesely / çekoslavakya / 3-1
en yaşlı türk oyuncu avrupa şampiyonası ve dünya kupası'nda yaş (yıl/gün) / isim / maç / şampiyona 35-041 / rüstü reçber / hırvatistan - türkiye (20 jun 2008) / aş 34-190 / emre asik / hırvatistan - türkiye (20 jun 2008) / aş 33-241 / tümer metin / isviçre - türkiye (11 jun 2008) 1-2 / aş 33-217 / bülent korkmaz / güney kore - türkiye (29 jun 2002) 2-3 / dk 33-120 / oguz çetin / portekiz - türkiye (14 jun 1996) 1-0 / aş
avrupa şampiyonası'nda en çok forma giyen oyuncular toplam / isim / yıllar 8 / rüstü reçber / 1996, 2000, 2008 7 / arif erdem / 1996, 2000 7 / alpay özalan / 1996, 2000 7 / hakan sükür / 1996, 2000 7 / ogün temizkanoglu / 1996, 2000
avrupa şampiyonası'nda en çok kart gören ülkeler toplam / yıl / sarı kart / çift sarı kart / direkt kırmızı 19 / çek cumhuriyeti / 1996 / 18 / 0 / 1 18 / yunanistan / 2004 / 18 / 0 / 0 17 / almanya / 1996 / 15 / 1 / 0 16 / rusya / 2004 / 13 / 1 / 1 15 / bulgaristan / 2004 / 13 / 1 / 0 15 / türkiye / 2008 / 14 / 0 / 1
hırvatistan teknik direktörü slaven bilic tarihi maçı yorumladı ve "ben böyle bir inat görmedim" dedi
hırvatistan milli takımı teknik direktörü slaven bilic maç sonunda yaptığı açıklamada "karşılaşma öncesinde aklıma gelen başıma geldi. türkler karşısında son saniyede gol atmak bile yetmeyebiliyor, son kurbanları da biz olduk" dedi.
hırvatistan milli takımı teknik direktörü slaven bilic: "henüz 39 yaşımdayım ve kariyerimde uzun yıllarım olduğuna inanıyorum ancak böyle bir maç bir daha yaşar mıyım? hiç sanmıyorum!.."
"maç öncesinde korkularımı dile getirmiştim, maç sonunda hepsi başıma geldi. kaçan penaltılardan bahsetmiyorum, bunlar futbolun içinde var. ben hayatımda böyle bir inat görmedim, acaba gol atmak için yemeyi mi bekliyorlar?"
turnuva başlamadan önce "türkiye grupta sonuncu olur" açıklamasını yapan eurosport'un futbol yorumcusu almanların efsanevi futbolcusu lothar matthaeus şimdi de hırvatistan'ın milli takımımızı 2-0 yeneceği yorumunu yaptı. lig tv'nin haberine göre, "güzel futbolla çeyrek finale kadar çıktıkları için türkiye'yi tebrik etmek gerekiyor. fakat hırvatistan son derece güçlü bir takım. elemelerde çok iyi futbol oynayarak firesiz bir şekilde çeyrek finale yükseldiler. tecrübelilerle gençlerin uyumu çok iyi. kenarda da futbolcularla ilişkileri çok iyi olan bir slaven bilic var. bu özellikle hırvatistan türkiye'ye karşı ağır basıyor" diyen matthaeus kendisine skor sorulması üzerine ise şunu söyledi: "hırvatistan türkiye'yi 2-0 yener"
sebebini ben de bilmiyorum ama maçtan önce ben de herkes gibi hırvatların daha sistemli bir takıma sahip olduğuna inansam da bu maçı yine çoğu vatandaşımız gibi kazanacağımıza inanıyordum ama uzatmanın son dakikasında yediğimiz golden sonra ister istemez aklıma ingiltere96 geldi.semih'in golü maçı bitiren gol oldu aslında, böyle bir maçtan sonra kimse hırvat futbolcuları penaltı kaçırdılar diye suçlayamaz.
aslında hırvat taraftarı ülkemizde pek tanınmıyordu, onları beşe katlayacağımızı iddia edenler oldu ama adamlar bizi tribünde dörde beşe katladılar, hem de bizimki gibi kuru kalabalık oluşturmak yerine turnuvada adam gibi destek veren tek taraftar oldular takımlarına.
bilmeyenler için not düşelim.hırvatistan milli takımı, ilk milli maçını 1940 yılında nazi yanlısı hırvat devleti döneminde oynamıştır.eski yugoslavya'nın dağılmaya başlamasıyla 1990 yılında yeniden milli maç yapmaya başlayan hırvatistan, ilk resmi milli maçını 1994 yılında oynamıştır ve şu ana kadar hırvatistan takımının hırvat toprağında kaybettiği hiçbir resmi maç yoktur.adamlar çok iyi destekliyorlar milli takımlarını ve çok milliyetçi bir karaktere sahipler.1990 yılında oynanan dinamo zagreb-kızılyıldız maçında çıkan olayların hırvat kurtuluş savaşı'nı başlatan kıvılcım olduğunu da unutmamak gerek.futbol siyaset ile bile bu kadar iç içe geçebilmiş bu ülkede.küçük bir milletler belki ama tribünlerin efendisi kesinlikle onlar.avrupa'nın ilk ultras tipi taraftar grubunun da torcida split olduğunu iddia ederler, bu onların iddiası.
türk takımı için diyecek ne var ki?olmaz böyle bir hırs olmaz böyle bir tutku!türk takımı kesinlikle gönüllerin şampiyonudur, bu turnuvanın tadı tuzudur, umarım kupayı da biz alırız.tribünlerin şampiyonu ise tabiki hırvat taraftarlar, 2006'da da olduğu gibi.
adet olduğu üzre, dünya basının maçın ardından bizi öven cümleleri şöyle;
ispanya: as: taktik gibi mucize. bir maçtan ziyade, traji komik, hüzünlü bir tiyatro gibiydi.
marca: türk taraftarların takımlarının maçlarında ilk yarıyı izlemelerine gerek yok, istediklerini yapsınlar. son 20 dakika izlesinler yeter. mucizeye hepsi katılıyor, bunların hepsi deli!
sport: hitchock filmi gibi bir finalin ardından türkiye penaltılarla yarı finalde.
fransa: l'equipe: türkiye, ne çılgınlık!
le parisen: heyecan uyandıran türkler.
le figaro: türk mucizesi devam ediyor.
ingiltere: guardion: geri dönüşlerin kralı türkiye. maçın sonunda beklenen patlama oldu ve dumanlar dağıldığında ayakta kalan tükler.
times: evet türkçe'de "yenilgi" sözcüğü var. ancak, türkiye milli takım oyuncuları bu kelimenin anlamını bilmiyor.
sun: türkler dalgasını geçiyor. türkler söz konusuysa maç gerçekten bitene dek hiçbir şey bitmiş sayılmaz.
independet: kimse son düdük çalana kadar türkiye'nin üstünü çizemez.
italya:
la gazetta della sport: bu türkiye hiç ölmüyor. imparator fatih terim, hepten ölmüyor. türkiye 9 canlı bir takım.
tutto sport: bu maçta tuncay, dinamizmin ve kalitenin adıydı. hakem rosetti, türkiye'nin penaltısını vermedi.
corriere della sera: hırvatlar iki dakika içinde önce zafer rüyası gördüler sonra mahvoldular.
la gazette del sud: bakalım almanya ne yapacak?
danimarka: b.t: türk inancı ve alevi delilik. türkiye avrupa şampiyonasının en dramatik maçından sonra yarı finalde.
poliken: hırvatistan'ın mozart'ına karşı türkiye'nin yaratıcısı nihat.
ekstra bladet: sonuna kadar türk müziği. türk mucizesi şimdi almanya'yı bekliyor.
kütahya'da türkiye'nin hırvatistan'ı penaltılarla yenerek yarı finale yükselmesi tüm yurtta olduğu gibi sevinçle karşılanırken yıldırım beyazıt mahallesindeki hacı halit güzen camii imamı kazım filiz, camiye gelerek minareye çıktı ve sela okudu.
imam kazım filiz selanın sonunda "hurvatistan vefat etmiştir, allah rahmet eğlesin" dedi. kütahyalılar, gece 01:00 sırasında sela okunmasına şaşırdılar. vatandaşlar, "geç olsa da imamının türkiye'nin zaferiyle aşka geldiğini anladık" diye konuştular.
garip ve bir o kadar güzel geçen bir trakya gezisi sonrasında tekirdağda bir kafede ikinci devreyi ve uzatmaları seyredebildik. hırvatistanın golünden sonra boşalmaya başlayan kafe semih'in golünden sonra yeniden dolmuştu. sanırım yerinden kıpırdamayan (inançtan değil de yorgunluktan olsa gerek) bir biz vardık.
türkiye futbol federasyonu akreditasyon sorumlusu cem akdağ, avrupa kupası maçlarında akreditasyon kurallarının sıkı bir şekilde uygulandığını belirterek, "cumhurbaşkanı ve beraberindekiler maç sonrası soyunma odasına indiği için tff’ye para cezası verildi" dedi.
uefa’nın avrupa kupası maçları akreditasyon uygulamasından örnekler veren akdağ, "uefa avrupa kupası maçlarından 15 gün önce akreditasyon işlemini kapattı. cumhurbaşkanımız ve beraberindekiler milli maç sonrası soyunma odasına indiğini için tff’ye 34 veya 35 bin euro ceza verildi” dedi. saha içinde görev yapan basın mensuplarının taraftar gibi sevinmeye hakkı olmadığını da sözlerine ekleyen akdağ, “kulüp görevlileri de saha içinde görev yapıyorlarsa taraftar gibi sevinemez. akreditasyonu olan kişiler holiganlık yapamaz" şeklinde konuştu.
maçın 90 dakikası berabere bittiğinde dedim ki biz bu maçı alırız.ama rüştü o golü yiyince bende moral felan kalmadı maçı kaybettik dedim.ama sonradan bir mucize oldu ve maçı penaltılara taşıdık.penaltılarda kazanacağımıza emindim çünkü maç içinde adamlar boş kaleye bir sürü gol kaçırdılar.penaltılarda hiç atamazlardı.ve sonunda kazandık muhteşemdi
maç saati yaklaştıkça bizde de içten içe milli duygularımız açığa cıkıyordu. son saniyeler ve maç başlamıştı sonramı 1 gol hemde ne goll koller atar dedik bizde atar abi adamda boy var. stres hat safhada bitti bitecek derken o goll var yaa ucurdu bizi.odadaki her şey yerli yerinde değildi bende tabi.kendimi parkelerin üzerinde tepinirken buldum en seslisinde işte bu diyee bagırarak. tabiki penaltılar hiç bukadar acı cekmemiştim hayatım boyunca. son penaltı ve gol artık her şeyin başlangıcı idi. hayat yeniden başlıyordu yeni bir gün yeni bir takım miili takım.benim için cok süper bir geceydi çeşke hep böyle olsak... saygılarımla esmer...
işte o an diye buna denir. herkes maç izlediğimiz alanı terketmişti ama ben semih'e inanıyordun inancım gerçek oldu ve semih gol attı. ama ben o golü hala hatırlamıyorum öyle bir sevinçle masaya vurmuşum ki masa kırılmış. aynı zamanda bizimle maç izleyen fransız arkadaş brayn'ın sevinci görülmeye değerdi bir türk kadar sevinmişti.
maçı kendi odamda kimi zaman yatağa uzanarak kimi zaman oturarak kimi zaman ayakta izliyordum. uzatmaların son dakikalarında ayaktaydım. babam da yan odada maçı izliyordu. arada bir şey oldumu babaım yanına giderdim yorumlar yapardık ve ayrılırdık. yediğimiz golde hayır rüştü diye bağırdığımı hatırlıyorum. yıkık bir şekilde yatağa bırakmıştım kendimi. bitik haldeydim yanağımı yastığa yapıştırmış boş boş ekrana bakıyordum içimde sayısız düşünce vardı. ama onlardan biri de hala geri dönüş olabileceğiydi nedense. rüştü ceza sahasına uzun top attığında yanağımı gömdüğüm yastıktan başımı kaldırdım şöyle bir doğrulur oldum topu kalede görünce de müthiş bir gooooolll bağırışıyla zıpladım. hemen içeri babamın yanına koştum ona bağırmaya başladım. televizyonu kapalıydı. sen kapattın ama ben kapatmadım inandım vazgeçmedim inancımdan dedim sarıldık zıplıyorduk. penaltıları da anlatırsam burası daha da uzayacak. ama son penaltıyı kaçıran kel futbolcu topa gelirken çok endişelisin kel diye bağırdığımı hatırlıyorum.
yazlıktayım.. ordaki uydu alıcı eski olduğundan gerekli ayarlamaları yapamadım mecburen köyiçindeki bir cafeye gittim.maç başlamadan yerimi aldım.fazla oralara gitmediğimden kimse beni tanımıyordu.bizim birader gelince tanıştırdı ordakilere dedim olm ben göremedim hırvatistan'ı yendiğimizi ama siz bu gece göreceksiniz diye.ve maç başladı..
anlatmaya gerek yok zaten maç gol olarak kısır geçiyordu ama top bir okalede bir bu kalede,yürekler ağızlarda.hele uzatmalarda hata yapan turu kaybeder stresinden herkesin eli ayağı birbirine dolalanıyor.derken golü yiyoruz :(((
rüştüye hakaretler yağdırarak yerimden kalkıyorum.aşağı kata iniyorum bizim birader arkadaşları ile hala "gel diyorum olm daha ne izliyorsunuz lanet olsun diye" aşağıya iniyorum bakkal amca rüştüye daha önce hayatımda duymadığım hakaretler savuruyor. neyse çok uzattık :) anahtarı arabanın deliğine soktum çevirdim mi çevirmedimmi hatırlamıyorum ortalığı yıkacak bir goooooooooooooooooooollllllllllllll sesii.osıra ameliyat oldum dizimde koşamıyorum da.arkamı bir döndün biraqderler yok uçmuşlar :)) bakkala girmemle bakkal amcanın boynuma sarılması bir oldu.ben hala inanamıyorum nasıl olur bu geri dönüşü buradan nasıl yapmış olabiliriz diye.semih in o golünü canlı izleyemedim ama hayatım boyunca unutamayacağım.yazarken bile tüylerim diken diken oluyor.. teşekkürler milli takım!!