milli takım teknik direktörü şenol güneş, ‘‘brezilya karşısında puanı hakeden taraf bizdik, ama olmadı. şimdi alacağız. geleceği yazıyoruz. finale giden, parlayan bir takım olmak istiyoruz’’ dedi.
iyi işler yaptık
milli takımteknik direktörü şenol güneş maçtan sonra şunları söyledi: ‘‘bugüne kadar iyi iş yaptık. bize verilen görevi yerine getirdik. önümüzdeki hedefleri birer birer geçtik. oyuncularıma, maçtan önce 'bugüne kadar yapılması gereken işleri yapın. olağanüstü bir şey yok, sadece normal oyununuzu oynayın, bu turu geçersiniz' dedim. iyi futbol, güzel sonuç. mutluluğu devam ettiriyoruz. başkanı, oyuncuları, teknik ekibi ve emeği geçen herkesi kutluyorum.
geleceği yazıyoruz
türk insanı zaferi başaracağını biliyor. ilk 4 takımdan biriyiz. bize üçüncülük yakışmaz. akıl, inaç ve sabır olursa başarırız. hakettğimiz puanı brezilya karşısında alamadık. hakeden bizdik. ama şimdi alacağız. türk halkı bize destek verdi. güzel sayfaları yazmaya devam ediyoruz. finale giden parlayan bir takım olmak istiyoruz. kupa’da brezilya'dan sonra en iyi takım biziz. tabuları yıkıyoruz. geleceği yazıyoruz.’’
g.antepspor ile prensipte anlaşan senegal milli takımı nın, fransız teknik direktörü bruno metsu, ‘‘takımımla gurur duyuyorum. çok kaliteli bir türk takımına karşı yitirdik. bu gece bireysel yetenekler sonucu belirledi. senegal'in ilk 8'e kalması, afrika futbolunun geleceği için büyük umutlar verdi’’ dedi.
tarihi zafer, 12 dev adam'a moral oldu
17. dünya kupası‘nda türkiye’nin senegal'i yenerek, tarihinde ilk kez yarı finale çıkması, basketbol camiasında da coşkuyla karşılandı. basketbol federasyonu başkanı turgay demirel, milli takım'a emeği geçen herkesi kutladığını belirtirken, dünya şampiyonası öncesi bu olayın kendilerine moral verdiğini söyledi.
maçın yıldızı hasan şaş
fıfa, türkiye ile senegal arasında yapılan karşılaşmada sahanın en başarılı ismi olarak hasan şaş'ı gösterdi ve maçın futbolcusu olarak bu oyuncuyu seçti. hasan, kupa’da finale kadar gideceklerini ve kendilerine güvendiklerini söyledi.
otelde zafer çığlıkları
milli takım futbolcuları, senegal maçı sonrasında kamp yaptıkları otele geldiklerinde çılgınca bir kutlama yaptılar. altın golün sahibi ilhan mansız ve asisti yapan ümit davala başta olmak üzere tüm ay yıldızlılar, peş peşe şampanya patlattılar. milliler akşam yemeğinde hep bir ağızdan gençlik marşı'nı söylediler. bu arada milli takım futbolcularının ailelerinin bugün japonya'ya gitmesi gündeme geldi. futbol federasyonu'nun konu ile ilgili kararını bugün vereceği öğrenildi.
misyonerler iş başında
türkiye-senegal maçının oynandığı nagai stadı çevresinde hıristiyan misyonerler iş başındaydı. iki müslüman ülkenin maçında, hıristiyanlığı yaymak için uğraşan misyonerler, her iki ülke takımlarının taraftarlarına hırıstiyanlık ile ilgili broşürler dağıtarak, dinlerinin propagandasını yaptılar. bu arada maç öncesi stat çevresinde toplanan afganlı gençler, afganistan'a ‘‘yardım elinizi uzatın’’ afişleriyle ve imza toplayarak,ülkelerine para toplamaya çalıştı.
şu anda hislerimi anlatabilmem için türkçe de dahil olmak üzere herhangi bir dilin yeterli olduğunu sanmıyorum.
hayatımın kalan kısmında biri çıkıp bana, ‘‘mutluluk nedir?’’ diye sorsa, hiç düşünmeden, ‘‘94. dakika’’ diyebilirim, kısa bir cevap olarak.
dün, bu güzel fakat bahtsız ülke, tarihinin en ama en mutlu gününü yaşadı. tarih yazmak, gelecek yazmak, bunların hepsi bir kenara. yaşadığım ve gördüğüm mutluluğu hakikaten tarif edemem. beni sevindiren tek şey, galibiyet değil. çok afedersiniz ama, şu anda maç analizi yapacak durumda değilim. maç analizi yapamam belki ama, şunu da söylemeden geçemeyeceğim. dünya kupası'nı ilk maçından beri seyrediyorum. seyretmediğim bir maç yok.
kırmızı-beyaza boyayın
ben böyle bir futbol görmedim. turnuvanın en iyi oynayan takımı, bu maç dikkate alınırsa, kesinlikle ve kesinlikle türkiye. ergün'ün, bülent'in, alpay'ın soğukkanlılığından mı bahsedeyim, emre'nin, hasan'ın, ümit'in müthiş hırsından mı, bilemiyorum. aslına bakarsanız, gazeteden arayıp, yazı istediklerinde, ‘‘köşeyi kırmızı-beyaza boyayın, olsun gitsin’’ demek istedim. çünkü samimi olarak konuşuyorum, ruh halimi anlatacak kelime yok. ağzımı kulaklarımdan koparabilsem ve dudaklarımı biraraya getirebilsem, belki konuşabileceğim. ama bu, mümkün gözükmüyor. ben, hayatımda böyle güzel bir gün yaşamadım.
milli takım'ın forveti
bu arada ilhan mansız, milli takım'ın forveti olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. ilhan mansız sana ne diyeyim, bilemiyorum. kendine uygun bir iltifat seç. altına imzamı atmazsam şerefsizim.
yarı finalde ne olur? finale çıkar mıyız? çıkarsak kupayı alır mıyız? inanın şu anda bunları zerre kadar düşünmüyorum. benim önümde doya doya yaşanması gereken bir zafer sevinci var. müsaadenizle kutlamaya gidiyorum.
işte atam, bunlar senin sporcuların, bunlar senin istediğin gençler, devrim yaptılar. dünya kupası'nda yarı finale kaldılar.
hem de rakiplerini eze eze. türkiye, dün dünya kupasındaki seri maçlarının en muhteşemini oynadı. çok akıllı bir taktik veren şenol güneş, bunu sahada en iyi uygulayan çocukları ile birlikte muhteşem bir gösteride bulundular. bu arada iki sözümüz de eurosport'a... iki gündür devamlı senegal'in yediğini, içtiğini, yattığını, kalktığını nesi varsa ekrana döken bu kanal, utanmazlığın ve tarafgirliğin en kötü örneğini verdi. siz osmanlı tokadını bilirsiniz. bir tokat da size vurduk.
ilk yarıda 6 gol fırsatını kullanamadık. bunların dördü hakan'ındı. sanki hakan'a büyü yapılmış gibiydi. hele yıldıray'ın kafasından giden topun, çizgiden çıkarılması imkansız bir olaydı. demek ki şansımız da yoktu. ilk yarıda top bizde olduğu zaman 10 adamıyla kendi yarı sahasına tespih böceği gibi çekilen senegal'in faullü ve rahatsız edici presine rağmen, akıllı paslarla, devamlı hareket halinde boş alanları kullanarak, kendimize fırsat yaratacak bir hayli delik bulduk. ama ne yapalım ki, gol atamadık.
süper defans
senegal ise topu kontrolüne aldıktan itibaren, çok adamla çabuk bir şekilde orta sahamızı geçip ceza sahamıza geliyordu. çok pas hatası yapmaları, ama asıl önemlisi defansımızın başarılı oyunu ile onlar sadece 1-2 gol fırsatı elde edebildiler. fadiga'nın attığı gol ise yüzde yüz ofsayttı.
ikinci yarıda oyun daha dengeli geçmesine rağmen golleri kaçıran taraf yine bizdik. hakan şükür'ün yerine ilhan mansız'ın oyuna girmesiyle yeni bir heyecan, yeni bir ümit doğdu içimize. ama sonuçta 90 dakika bitiverdi. radyo foreks adlı radyo kanalı ile dün bir röportaj yaptım. onlara maçın 90 dakikası sonunda altın golle yarı finale kalacağımızı söyledim. düş mü görmüştüm hayır, içime mi doğumuştu hayır. asıl neden afrikalı futbolcuların, maç sonlarında devamlı konsantrasyon eksikliğine uğramalarıydı. üstelik gece yorgunuydular. eurosport kanalına verdikleri demeçlerde kendilerinin geceleri 3'e 4'e kadar eğlendiklerini ifade ediyorlardı. bu bir sporcunun fiziki yapısına çok aykırı olaylardır. işte bunları düşünerek, altın golü atacağımıza inandım ve de altın gol geldi hem de müthiş bir şekilde.
en büyük devrim
90 dakika sonunda oyuna giren arif', atak esnasında daf tarafından düşürülmesine rağmen, hakem avantajı düşünerek devam işareti verdi. top ümit'e geldi. ümit sağdan ortaladı. ilhan mansız gelen topa durdurmadan vurdu. ve altın gol, ve altın gol, ve altın gol ve böylece türkiye ilhan mansız'ın ayağından yarı finale gidiyor. ama bu sadece ilhan mansız'ın emeği değil. saha kenarında terleyen başarılı bir taktik düzeni ortaya koyan teknik direktör şenol güneş'ten başlayarak tüm kadronun, sahada oynayan takımın o muhteşem seyircimizin medyamızın kısaca ülkemizin yani hepimizin alın teri ile oldu bu iş. ama gene de futbolcularımızın ve hocalarımızın haklarını vermek gerekir. bir altın sayfa daha eklediler. bu, altından da fazla. bunun değeri yok
avrupa'nın gururu türkiye dünya kupası'na 15 takım gönderen avrupa kıtasından sadece türkiye ile almanya'nın yarı finale çıkması, milli takımımız'ın elde ettiği bu başarıyı daha da anlamlı hale getirdi.
avrupa kıtasından dünya kupası finallerine giden ülkelerden fransa, portekiz, polonya, slovenya, hırvatistan ve rusya ilk turda, danimarka, irlanda, isveç, italya ve belçika ikinci turda, ispanya ve ingiltere de çeyrek finalde elenirken, yarı finale çıkmayı başaran takımlar türkiye ile almanya oldu. bu arada türkiye ile güney kore'nin yarı finale yükselmesi büyük bir sürpriz olarak değerlendirilirken, 1974'ten bu yana ilk kez iki yeni takımın son 4'e kaldığı bildirildi. 1974 yılında almanya'da düzenlenen kupada, o güne dek fazla bir başarısı bulunmayan polonya ve hollanda, yarı finale yükselmiş, sonrasında da hollanda ikinciliği, polonya da üçüncülüğü elde etmişti.
17. dünya kupası‘nda yarı finale yükselen türk milli futbol takımı, yiyecek olarak en fazla peynir tüketiyor.milli takım‘ın, hong kong‘taki hazırlık kampı da dahil olmak üzere dünya kupası süresince 350 kilo beyaz peynir, 250 kilo eski kaşar, 250 kilo taze kaşar, 200 kilo da dil peyniri olmak üzere toplam 1050 kilo peynir tükettiği öğrenildi.
millilerin ayrıca, türkiye‘den getirtilen üç ton kuru bakliyat ile japonya ve güney kore‘den sağlanan 1.5 ton eti de tükettiği bildirildi.
türkiye‘nin dün osaka‘da yapılan maçta senegal‘i yenerek yarı finale yükselmesinden sonra, sabaha kadar uyumayarak bavulları ve gıda maddelerini paket yaptıran milli takımı menajeri can çobanoğlu, bu paketlerin saitama‘daki otele taşınmasını sağladı.
çobanoğlu, milli takım kafilesinin, dünya kupası sonuna dek yetecek gıda maddesinin bulunduğunu söyledi.
türkiye-senegal karşılaşmasının heyecanı ve zafer çoşkusu, gece istanbul'un eğlence mekanlarında sabaha kadar sürdü. dünya metropolünün en gözde iki eğlence mekanı, laila ve reina'da ilhan mansız'ın altın golünden sonra özel gösteriler yapıldı.
laila’dan canlı bağlantı kuruldu
türk milli takımının senegal'i ilhan mansız'ın ‘‘altın gol’’üyle 1-0 yenmesinin ardından laila ve reina'da özel gösteriler düzenledi. havaifişek gösterilerinin yapıldığı laila, tıklım tıklım doluydu. her yerin türk bayraklarıyla donatıldığı laila'da, eğlenenler arasında futbol federasyonu başkanı haluk ulusoy'un oğlu saffet ulusoy da vardı. laila'dan haluk ulusoy ve ümit milli takımı teknik direktörü raşit çetiner'le canlı bağlantılar kuruldu ve görüntüler barkavizyona yansıtıldı. türkçe şarkı çalınmayan mekanda, bu gece için bu kural bozularak tarkan ve mustafa sandal'ın şarkıları çalındı. laila'yı dolduranlar, şarkılar eşliğinde, ellerinde türk bayraklarıyla ‘‘en büyük türkiye’’ diye tempo tuttular.
sezen, sahneye bayrak astırdı
milli takım'ın senegal zaferinin gecesinde ünlü sanatçı sezen aksu kapadokya'da 15 bin kişiye muhteşem bir konser verdi. 30 ülkenin büyükeliçilik görevlilerinin de izlediği konserde galibiyet coşkusunu yaşayan izleyiciler sık sık ‘‘türkiye, türkiye’’ diye tempo tuttu. yabancıların da ortak olduğu bu coşkuya sezen aksu da sahnede eline türk bayrağı alarak katıldı. aksu, sahneye bayrak astırdı ve elbisesindeki çok özel ay-yıldız biçimindeki tokayla dikkat çekti. turizm bakanlığı'nın türkiye'nin dış tanıtımı amaçlı düzenlediği kapadokya programının 2'nci gününde zelve'de konser verene sezen aksu, elinde salladığı türk bayrağını ‘‘sen en büyüksün. başımın tacısın’’ diyerek sahnenin yüksek bir yerine astırdı.
reina da maç sonrası tıklım tıklım doldu. ponpon kızların renk ve hareket kattığı ünlü eğelence mekanında eğlenenler arasında popstar tarkan da vardı. tarkan, gece yarısından sonra reina'ya sevgilisi bilge öztürk'le geldi. tarkan'a büyük sevgi gösterisinde bulunuldu. reina'nın sahibi mehmet koçarslan, dünyaca ünlü pop starı şampanyar patlatarak karşıladı.
milli maçı evinde izlediğini ve çok heyecanlandığını söyleyen tarkan, ‘‘neredeyse kalbim duracaktı. o golden sonra gözyaşlarımı tutumadım. en büyük türkiye, başka büyük yok’’ dedi. tarkan, reina'da, sevgilisiyle birlikte özel locada eğlendi. tarkan hayranlarının ünlü sanatçıya ulaşma istekleri bodyguardlar tarafından engellendi. tarkan, gece boyunca kendi şarkıları eşliğinde mekanda sevgilisiyle dans etti. cnn türk'ün canlı yayınına da katılan, ‘‘en büyük cnn türk’’ dedi.
sultans of the dance’ta herkese bayrak dağıtıldı
mydonose showland'de başlattıkları gösterileriyle büyük başarı kazanan sultans of the dance, 27 haziran'a kadar her gece cemil topuzlu açıkhava tiyatrosu'nda sanatseverlerle buluşacak. sultans of the dance'ın açıkhava'daki ilk gösterisinde, türkiye'nin senegal'i eleyip yarı finala çıkması nedeniyle milli coşku yaşandı. izleyicilerin tümüne türk bayrağı dağıtıldı. gösteriden önce tarkan ve kenan doğulu'nun şarkıları çalındı. izleyiciler, bayrak sallayıp ‘‘en büyük türkiye’’ diye tempo tuttular. gösteriyi izleyenler arasında yılmaz erdoğan, erdal tosun, müge cinman ve rus sevgilisi denise, aylin arasıl gibi ünlüler de vardı.
türkiye'nin müthiş yarı final başarısı, bütün dünyada şaşkınlık ve hayranlıkla karşılandı. dünya kupası'nda gruptan çıkamayan danimarka'nın berlingske tidende gazetesi, ‘‘keşke biz de türk olsaydık’’ diye manşet attı.
yunan basını da, alman gazeteleri gibi türkçe başlıklarla çıktı. yunan sportime gazetesi, millilerimize ‘‘aferin’’ dedi.
isviçre basını
futbol sahasının yeni tanrıları
isviçre gazeteleri, türk milli takımı'nın başarısını, ‘‘sahaların yeni tanrıları’’ ve ‘‘türkler senagal'i tatlı rüyadan uyandırdı’’ diye yorumladı. gazeteler ve televizyonlar türk milli takımı'nın senegal'den daha üstün olduğunu ve daha iyi oynadığını belirterek, ‘‘türkler hakkı ile galip geldi’’ dediler.
danimarka basını
türk ecstasy’si
berlingske tidende: keşke biz de türk olsaydık (manşet). türkiye, senegal kaplanlarını iyi vurdu (ikinci manşet). türk milli takımı tartışmasız dünyanın en iyi dört takımından biri. avrupa'nın güneydoğu ülkesi türkiye'de futbol efsanesi yaşanıyor. yıldıray ve ilhan başta olmak üzere türk oyuncular harika. türk takımının başarısı, danimarka tarihinin en güzel kutlamalarının yaşanmasına vesile oldu. türkler kopenhag caddelerini bayrakları, marşları ve korna sesleriyle süslediler.
ekstra bladet: türkler takımlarıyla ne kadar gurur duysa azdır. türk basını şenol güneş'i eleştirdi ama o mucize yarattı. türkiye yarı finalde brezilyayı da yenecek güçte.
b.t gazetesi: türk ectasy'si (başlık). hasta ve kamuoyu önüne çıkmayan bir başbakan, kötü bir ekonomi, kıbrıs, yunanistan ve ab sorunları arasında türk milli takımı halkını mutluluğa boğdu.
bulgar basını
dünya kupası’nda balkan ritmi var
bulgar gazeteleri, türkiye'nin yarı finale çıkmasına geniş yer ayırırken, ‘‘kalbimiz komşumuzla’’ başlığında birleşti.
24 saat: dünya kupası tarihinde bulgaristan ve hırvatistan'dan sonra üçüncü kez bir balkan takımı yarı finale yükseldi.
7 dni sport: komşular yarı finalde. brezilya, grup maçında komşumuzu hakemin desteğinde 2-1 yenmişti. ancak brezilya, yarı finalde aynı hakemi bulamayacak. türkiye, bu oyunuyla brezilya'yı eleyebilir.
trud: dünya şampiyonası'nda balkan ritmi. dünya futbolu artık yalnızca samba ve avrupa müziğiyle değil balkan ritmiyle dans etmeye başladı.
fransız basını
türk gibi güçlü
e'equipe: türk gibi güçlü (başlık). türkiye, japonya'nın rüyasını bitirdikten sonra, senegal'in de macerasına son verdi. türk milli takımı senegal karşısında üstün tekniği ve yüzde 59'a varan top üstünlüğüyle tartışmasız bir biçimde galibiyeti hak etti.
alman basını
almanya-türkiye finali için brezilya maçında başarılar
bild am sonntag: ‘yarı finale hoşgeldiniz’’ türklerin sevinç gösterileri büyük şehirlerde hayatı durdurdu. haklı bir galibiyet. güzel bir almanya-türkiye final karşılaşması için brezilya maçında başarılar!
welt am sonntag: türk futbol masalı bir başarıya daha sahip oldu. şenol güneş, ‘‘hayatımdaki en güzel anımı yaşıyorum’’ diyor. türk taraftarlar kutlamalarda dünya şampiyonu oldu.
berliner zeitung: tüm berlin, türkleri kutluyor (almanca ve türkçe başlık). 1-0: bu masal gibi bir şey. altın golü atan ilhan mansız almanya'nın allgaeu bölgesinde büyüdü, gol kralı olarak dünya kupası'na gitti.
yunan basını
türkler becerdi biz de becerebiliriz
derby: türk efeleri. yalnızca takım değil, ekstra güçlü takım.
ora: komşumuz, örnek alınacak ülke. her maçta tüm ruhuyla oynuyor. türkiye'de zafer kutlamaları yapılıyor. türkler, bizde duygusal çöküntü yarattı.
skore: türkler, tarih sayfalarını doldurmayı sürdürüyor. ev sahibi japonları alaşağı ettiler, sürpriz takım senegal karşısında muhteşem futbollarını sergilediler. biz mi? başlangıçta türk galibiyetleri bize batarken, şimdi desteklemeye bile başladık. bu belki de bizde, gün gelip bizim de onların becerdiğini becerebileceğimiz inancını yarattıkları içindir.
fos: muhteşem futbol. türkler, senegal'in kara büyüsünü aşmayı başardı.
sportime: aferin (türkçe manşet). türkler, dansı sürdürüyor. kırmızı-beyazlılar finale yalnızca bir adım uzaklıkta.
filathlos: türkiye'yi gören senegal oyundan vazgeçti.
the sunday times: altın çocuklar senegal'i batırdı (başlık). senegal'in masalsı öyküsü ne yazık ki sona erdi. zaten türk takımının yerine çeyrek finali geçen tarafın senegal olması kabul edilemez, acı verici bir durum olurdu. zira gerçek futbolu oynayan taraf, şenol güneş'in çocuklarıydı.
the observer: ilhan mansız senegal'i şaşkına çevirdi. senegal, büyük düşler kurmuştu. ancak teknik ve taktik açıdan üstün olan türkler, senegal'in nefesini tüketti ve bu turnuvanın tanık olduğu en iyi futbolu gösterdi. brezilya karşısında da aynı porformansı sergilerlerse, dünya kupası'nı şoklarla sarsan taraf olmayı başaracaklar.
the ındependent on sunday: sakın türkiye ve kore'nin final oynayamayacağı yönünde bahse girmeye kalkmayın, her şey olabilir. çok deneyimli ve güçlü futbolculara sahipler.
abd basını
türkiye için altın zafer
boston globe: türkiye için altın zafer. dünya kupası'nda türkiye'yi hesaba katmazsanız hata edersiniz.
san francisco cronicle: türk spor tarihindeki en büyük zafer. türkler dünyanın dört bir yanında sevinç gösterileri yaptı. türkiye, brezilya'yı yendiği takdirde neler olacak bir düşünün.
italyanların öfkesi bir türlü dinmiyor
italya'da yayınlanan il giornale gazetesi, baş sayfasında fifa'nın koreli as başkanı chung mong-joon'un elinde kupalı bir fotoğrafına yer vererek, ‘‘kimse heveslenmesin, evsahibi takım kupayı çoktan aldı’’ dedi. italyan gazetesi, yarı finale kalan brezilya, almanya ve türkiye'nin daha sahaya çıkmadan kupayı kazanma şansını kaybettiğini de iddia etti. gazete, ispanya'nın güney kore'ye attığı iki golün geçersiz sayılmasını da, ülkesinde cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını koyan ve bu yönde yatırım yapan chung mong-joon'un fifa bünyesindeki olağanüstü gücüne bağladı. gazete, ‘‘yeni kurban almanya olacak’’ iddiasında bulundu.
hakan şükür, son on yıldır türkiye gündeminin en çok tartışılan ismi. ancak bunun nedeni attığı goller değil. daha çok tarikat ilişkileriyle ve bunu futbol sahalarına yansıtmasıyla gündeme geliyor.
fethullah gülen cemaatinin futboldaki yüzü ve vitrini olan şükür, bir dönem galatasaray’ı tarikat yuvasına dönüştürdü. hakan şükür’ün, “kendisini çok seviyorum” dediği fethullah gülen, futbolla çok yakından ilgileniyor. neredeyse her milli maçtan sonra tebrik mesajı yayınlıyor. bu mesaj cemaatin yayın organlarında maç görüntülerinden bile önce veriliyor.
gülen’in milli takım’dan sonra kalbi galatasaray’dan yana atıyor. ama bu “gönül bağı” yalnızca taraftarlık boyutuyla sınırlı kalmıyor. cemaatin galatasaray içinde ciddi bir örgütlenmesi var. gülen cemaatinin galatasaray’daki örgütlenmesi 1980’li yılların sonunda başladı. tarikatın galatasasaray’daki ilk temsilcisi ise san ismail’di. galatasaray’ın o efsanevi kadrosu içinde yer alan “titrek” lakaplı ismail, o dönemde medyada yavaş yavaş etkin bir şekilde yer alan cemaatin futboldaki yüzüydü.
galatasaray’da sarı ismail’le başlayan fethullah gülen örgütlenmesi hakan şükür’le sürdü. hem de en üst düzeyde.
hakan şükür, takım içindeki etkinliğini artırdıkça tarikata yeni futbolcular kattı. kendisiyle aynı dönemde oynayan hakan ünsal, arif erdem, emre belözoğlu ve suat kaya’yı gülen cemaatine kazandırdı. bunlardan hakan ünsal tarikatçılıkta hakan şükür’ü bile geçti.
bir taraftan mankenlerle ilişkileriyle magazin sayfalarını dolduran bu futbolcular diğer taraftan ziyaret ettikleri cami ve türbelerle de televole programlarına çıkıyorlardı.
bir dönem yurtdışına transfer olan ve avrupa’daki başarılarında^!) dolayı “torinolu şaban” adıyla ünlenen hakan şükür, galatasaray’da futbolcular arasında tarikattakine benzer bir yapılanma oluşturdu.
tarikat içinde yer alan futbolculara “abi” deniyordu. en büyük “abi” ise hakan şükür’dü. abiler, genç futbolcuları kontrol altına alıyordu. bunun adını da “ağabey dayanışması” koymuşlardı.
ama tam bir tarikat örgütlenmesiydi.
bu örgütlenme zaman zaman çatırdıyordu. özellikle çağdaş özellikleriyle ön planda olan futbolcular, bu yapılanmadan rahatsız oldu. kadroda yer almakla sınırlı kalmayan bu tarikatçı yapılanma, teknik direktörleri de baskı altına alarak hangi futbolcunun oynayıp oynamayacağına da karar veriyordu.
özellikle fatih terim döneminde takım bu grubun elindeydi. çünkü, terim de kendileriyle aynı düşünceleri paylaşıyordu. ancak, zamanla terim’in de otoritesini sarsmaya başladılar. bu sırada diğer futbolcular da bundan cesaret alarak seslerini yükselttiler. emre belözoğlu, zaten yurtdışına transfer olmuştu.
takım içindeki bu tarikatçı yapılanma artık futbolun önüne geçiyordu. galatasaray’ın uefa ve şampiyonlar kupası’nı aldığı dönemdeki başarılar nedeniyle bu örgütlenmeye ses çıkartılmamıştı.
bu tarikatçı grupla diğer futbolcular arasındaki kavgalar gittikçe derinleşiyordu. takım ikiye bölünmüştü. ama bu genç futbolcuların kavgası olarak basma yansıyordu. aslında fethullahçı olan hakan şükür, arif erdem ve hakan ünsal ayrımcılık yapıyordu.
eskiden bu örgütlenmeye izin veren ve hatta destekleyen fatih terim 2002 yılında yeniden takımın başına geçtiğinde takım içinde bu tarikatçı yapılanmanın zayıfladığını, genç futbolcuların daha etkin olduklarını gördü.
terim ilk önce arayı bulmaya çalıştı. ama kavgalarda gittikçe çoğalıyordu. üstelik medyaya da taşınmıştı. hakan şükür, bir televizyon programında canlı yayında “takımda özel hayatına dikkat etmeyen almancı futbolcular var” diyordu, hızını alamayan şükür, volkan ve ümit karan’ın galatasaray ruhunu anlamadıklarını söylüyordu.
peki neydi galatasaray ruhu?
tarikatçılık. futbolcular dine göre yaşar. içki sigara kullanmaz, namaz kılar, cuma namazlarını kaçırmaz, gece yaşamını bilmez.
bu kavgalarla birlikte başarısız sonuçlar da gelmeye başladı. kavgalar, galatasaray’ın şampiyonlar ligi’nden elenmesiyle doruğa çıktı. hakan şükür yine bir tv kanalında, takımın başarısızlığını takımdaki uyumsuzluğa bağlıyor ve “biz eskilere yetki verilirse, bu işi hallederiz” diyordu. buradaki hedef fatih terim’di, “sen halledemiyorsan, biz hallederiz” diyorlardı. işte bu söz üzerine terim operasyon kararı aldı. arif erdem ve hakan ünsal kadro dışı bırakıldı. gülen cemaatinin sahip çıkması nedeniyle şükür takımdan uzaklaştırılamadı. ama etkisiz hale getirildi. hakan şükür ve emre belözoğlu hakkında ankara devlet güvenlik mahkemesi, 2002 yılında fethullah gülen örgütünü övdükleri gerekçesiyle soruşturma açtı. hem şükür hem de belözoğlu, tarikatçı değil atatürkçü olduklarını söyleyince soruşturma düştü.
milli takım’da da tarikat krizi
hakan şükür, galatasaray’daki bu tarikatçı örgütlenmeyi milli takım’a da taşıdı. şükür, on dört yılı aşkın süre milli formayı giymesine karşın, hiçbir zaman oynadığı futbolla kahraman, efsane olmadı. futbolda hiçbir zaman ciddi bir etkinlik gösteremedi. hatta çok zararı oldu. ama yine de her zaman milli takım kadrosunda yer aldı.
özellikle 2002 yılında güney kore ve japonya’da düzenlenen dünya kupası’nda türk milli takımının kamplarında yaşananlar tam bir tarikat havası estiriyordu. takımın teknik direktörü şenol güneş olmasına karşın, hakan şükür’ün sözü daha çok geçiyordu. hakan şükür’ün başını çektiği ve galatasaray’dan milli takım’a taşınan tarikatçı grup, namaz ve özel imam istemek gibi krizler yaratıyordu. namaz kılmayan futbolcular dışlanıyor, hatta kadroya alınmıyordu.
ilk kriz milli takım’ın hong kong’daki kampa yerleşmesiyle başladı. hakan şükür’ün başını çektiği grup, cuma namazı kılmak istedi. teknik direktör şenol güneş, isteyenin otelde namaz kılabileceğini söyledi. ancak şükür, emre be-lözoğlu, arif erdem’in başını çektiği ve bülent korkmaz, fatih akyel, ergün pembe’nin destek verdiği grup, namazı hong kong’daki camide kılmak istediklerini söyledi. güneş, bu isteğe hayır dedi. ama devreye milli takım antrenörlerinden eski trabzonsporlu futbolcu ünal karaman girdi. kahraman, şenal güneş’e baskı yapmaya başladı. şenol güneş de izin verdi.
ünal kahraman ve hakan şükür, bütün futbolcuları toplayıp cuma namazına götürdü. ancak takımdaki bazı futbolcular namaza katılmadı. bunlar tayfun korkut, serhat akm, ilhan mansız ve yıldıray baştürk’tü.
ikinci kriz maçların oynanacağı güney kore’de yaşandı. takımın kaldığı yer uslan kentiydi. hakan şükür’ün başını, çektiği grup yine cuma namazı kılmak istedi. güneş yine isteyenin otelde kılabileceğini söyledi. ama hakan şükür, camide kılmak istedi. ancak uslan’da cami yoktu. şenol güneş, şükür’ün seul’e camiye gidelim isteğini sert bir şekilde geri çevirdi. hakan şükür, bu kez seul’deki cami imamının uslan’a getirilip kendilerine namaz kıldırmasını istedi. güneş aranızdan biri imam olsun, namazı bu şekilde kıldırsın dedi. hakan, imamsız olmaz diye diretti. hatta “o zaman bizden iyi oynamamızı beklemeyin” dedi.
bu kez federasyon başkam haluk ulusoy, güneş’i aradı ve imam gelsin dedi. bunun üzerine seul’deki caminin imamı özel olarak bir uçakla uslan’a getirildi. futbolculara namaz kıldırdı. ama namaz kılmak istemeyen futbolcular da vardı. bu futbolcular, tarikatçı grubun hedefi haline geldi.
kamp sırasında futbolcu fazlalığı oluştu. şenol güneş’in kadrodan dört futbolcuyu çıkarması gerekti. güneş, o dönemde ispanya’nın real sociedad takımında oynayan eski fenerbahçeli tayfun korkut ve serhat akın’ı kadro dışı bıraktı.
bu isimler namaz kılmayan futbolculardı. hakan şükür ve emre belözoğlu’nun “onları istemiyoruz1’ baskısı üzerine kadro dışı bırakıldılar. usta gazeteci tuncay özkan’a göre hakan şükür, ilhan mansız’ın da gönderilmesini istedi ancak yönetim bunu göze alamadı.
ve sonunda dünya kupası finalleri başladı. türkiye ilk maçı brezilya ile oynadı. hakan şükür maçta hiçbir varlık gösteremedi, tek bir pozisyona dahi giremedi. ama maç boyunca oyundan alınmadı. buna karşın maçın en iyisi yıldıray oyundan alındı. yıldıray da namaz kılmayan futbolculardandı. milli takım maçı 2-1 kaybetti.
milli takım ikinci maçı kosta rika’yla oynadı. yine hiçbir varlık gösteremeyen şükür, önüne gelen topu boş kaleye bile atamadı. daha önceki maç nedeniyle kamuoyunun da gösterdiği tepkiden çekinen şenol güneş, sonunda hakan şükür’ü oyundan aldı. şükür’ün yerine ilhan mansız oyuna girdi. ama tarikatçı futbolcular ilhan mansız’a pas vermiyordu. mansız da namaz kılmayanlardandı.
türkiye için dönüm noktası olan senegal maçında ise hakan şükür yalnızca saha içinde dolaştı. hatta karşı taraf için çalıştığı bile söylenebilir. maçın sonunda ilhan mansız’ın attığı golle türkiye galip geldi. bu galibiyetle tarikatçı futbolcuların takım içindeki etkinliği kırıldı. çünkü, türkiye adeta namaz kıldıkları için dışlanmaya çalışılan futbolcuların gayreti sonucu dünya üçüncüsü olmuştu.
bir dünya kupası böyle geçerken, ikincisi geldi. eleme maçları başladı. milli takımın başında bu kez genç ve başarılı bir isim vardı: ersun yanal. takımda hâlâ hakan şükür vardı. yaşlanması nedeniyle performansı iyice düşmüştü.
yanal, maçlarda varlık gösterememesi ve oyun sistemine uymaması nedeniyle hakan şükür’ü kadroya almadı. adeta kıyamet koptu. gülen cemaati ve bağlı yayın organları ayağa kalktı. yanal, “fethullah gülen’le ilişkisi nedeniyle” hakan şükür’ü oynatmıyor tartışmaları başladı. gazetelere ve televizyonlara konuşan şükür, “fethullah gülen’i inancıma uygun olduğu için seviyorum. ziyaretine giderim. benim için dua eder. ben gülen’i tarikat lideri olarak görmüyorum. kandillerde görüşüyoruz. kendisiyle çok konuştuğumuz söylenemez. çünkü telefonlarım dinleniyordur mutlaka” diyordu.
bu açıklamalardan sonra cemaat iyice hakan şükür’e sahip çıktı. başta federasyon yöneticileri, gülen cemaatinin içinde yer alan işadamları olmak üzere yanal’ı büyük bir baskı altına aldılar. ama yanal ısrarla oyun sistemine uymadığı için oynatmayacağını belirtti.
bunun üzerine ölümle bile tehdit edilen yanal, cep telefonu numaralarını bile değiştirdi. yurtdışı maçlarında tarikat mensupları, yanal ve milli takım aleyhine sözlü saldırılarda bulunmaya başladılar. futbolculara ve yanal’a toplu olarak küfür ediyorlardı.
tarikatın baskısı sonucu akp hükümeti de yanal’ı istenmeyen adam ilan etti. hem hükümetin hem de tarikatın baskısına dayanamayan futbol federasyonu, başarılı olamadığı bahanesiyle yanal’ı görevden aldı.
tarikat operasyonuyla devrilen yanal’ın yerine fatih terim getirildi. terim’in ilk işi hakan şükür’ü milli takıma geri çağırmak oldu. zaten bu görev kendisine teklif edildiğinde hakan şükür’ü oynatma şartı sunulmuştu. terim de bunu kabul etmişti. ama terim başarılı olamadı. ve türkiye dünya kupasına gidemedi.
tarikat içinde yer alan şükür’ün bir de mafya ilişkileri var. şükür’ün en yakın arkadaşlarından biri çete lideri sedat peker. şükür’ün adı istanbul polisinin 2004 peker çetesine yönelik operasyonunda gündeme geldi. peker ile şükür’ün, peker’in şile’deki lüks villasındaki havuzunda birlikte çektirdikleri fotoğraf gazetelere yansıdı. hâlâ galatasaray’da forma giyen hakan şükür, ara sıra oynama şansı buluyor.