ingiliz basını g.saray'ın muhteşem dönüşüne alkış tuttu the ındependent: "maçın bitimine beş dakika kala jardel'in golü ofsayt olmasaydı, madrid'in durumu ışıklar söndükten sonraki ortamdan daha karanlık olacaktı"
the sun: "türkler real madrid'i tımar etti"
the guardian: "serseme dönen real madrid'e turkish delight (türk lokumu)"
daily mail: "türk lokumu gecesinde real madrid sallandı"
daily star:"turkish delight"
daily express: "jardel bernabeu'deki maça gerçek bir heyecan zemini yarattı"
the ındependent: "jardel'in galibiyet golü g.saray'ın dönüşünü tamamladı"
galatasaray'ın real madrid galibiyeti çizme basınında. galatasaray’ın dün akşam muhteşem bir oyun sonrasında real madrid’i 3-2 yenmesine, italyan basını geniş yer verdi.
çizme basınında, "galatasaray tarihe geçecek büyük bir iş yaptı. bu galatasaray’ı durduracak takım yok mu?" yorumlarına yer verdi.
galatasaray için "büyülü, durdurulmaz, galibiyete layık" terimleri kullanılırken, italyan hakem collina’nın sarı-kırmızılı takıma "gerçekte bir penaltı daha vermesi gerektiği“ savunuldu.
la gazzetta dello sport: "şampiyonlar: büyülü türkler ve nostalji" başlığı ile yer alan köşe yazısında "real, kendi seyircisi önünde galatasaray’ı 2-0’la gömüyor gibiydi. ama tarihi yazmak için herşeyin sonunu beklemek gerekiyor: eski bir osmanlı atasözü olmayacak, ama istanbul’da yasa kutsal. ve bu şekilde sahaya bir başka takım çıktı.
collina’nın verdiği penaltı doğruydu, ama gerçekte türkler için belki de bir çift penaltı daha vardı. bu maçın rövanşını izlemek stres olacak, ama öyle geliyor ki, bu sık sık görülen kahramanlıkları bizimkilerden göremeyeceğiz.“
tutto sport: "galatasaray çok büyük bir işi iyi bir şekilde bitirdi. tarihe geçecek çok büyük bir iş. 4-2’de olabilirdi ama istanbul’da yine de büyük çoşkuyla kutlanıyor. collina milimetrik ofsaytı gördü. 18 nisan’a kadar yarıfinal için hiçbir şey belli olmayacak"
corriere dello sport: "galatasaray, türk işi yapıyor. ilk yarıda görkemli bir real madrid çıkıyor ama ikinci yarıda galatasaray onu bir kez daha cezalandırıyor ve sonuçta bayramı ali sami yen stadı’ndaki 28 bin taraftar yapıyor. italyan hakem collina’da 4. golü iptal ediyor"
rete4 televizyonu: "galatasaray galibiyete layıktı. özellikle lucescu çok akıllı oyuncu değişiklikleri yaptı. hasan şaş süper bir oyuncu. sahada varlığı bile belli olmayan jardel ise her zamanki gibi ceza sahasında bir ara gözüküp golünü attı. 2000 yılında zaten bütün kupaları alan bu galatasaray’ı
galatasaray'ın dün akşam real madrid karşısında elde ettiği 3-2'lik galibiyet, ispanyol basınında bugün geniş biçimde yer aldı. el pais: "bir faciaydı" başlığıyla verdiği haberde, real madrid’in ilk yarıda kazandığı avantajı koruyamadığını ve galatasaray’ın ikinci yarıda gösterdiği tepkiye boyun eğdiğini yazdı.
el mundo: "galatasaray, real madrid’i cezalandırdı. real madrid, devre arasında çürüdü. herşey bernabeu’ya kaldı"
la vanguardia: "real madrid, istanbul’da yıkıldı. ispanyol takımı, istanbul’dan ağzında buruk bir tatla ayrıldı. ilk yarıda silahsız gözüken galatasaray, ikinci yarıda başka bir takım oldu. real madrid, ilk yarıda son bir ayın en dikkatli oyununu oynadı ama ikinci yarıda devamını getiremedi. lucescu, fatih’i ikinci yarıda oyuna yerleştirerek sağ kanadı adeta bir gol otoyoluna çevirdi. türk takımı, ikinci yarıya yaralı bir boğa gibi çıkmıştı" dedi.
as: "real madrid için tehlike! hasan şaş, sahanın her yerinde vardı ve real madrid’in huzurunu kaçırdı. fatih, takımında adeta ihtilal yaptı. 3 golde de vardı ve sonucu belirledi. figo ise neler olduğuna bir açıklama bulamadı" (aa)
ali sami yen stadı tarihi günlerinden birini yaşadı
tribünleri tıklım tıklım dolduran galatasaray taraftarları, maç öncesinde yaptıkları şovlarla stadı bayram yerine çevirdiler. real madridli futbolcular, tribündeki muhteşem gösteriyi hayranlıkla seyretti...
büyük ilgi
galatasaray ile real madrid arasında oynanan şampiyonlar ligi çeyrek final ilk maçına, sarı kırmızılı taraftarlar büyük ilgi gösterdi. maçtan günler önce tükenen karşılaşmanın biletleri mecidiyeköy'de karaborsaya düştü. taraftarlar, tribünleri tıklım tıklım doldururken, maç öncesinde yaptıkları şovlarla, ali sami yen stadı'nı adeta bayram yerine çevirdiler.
200 rumen
taraftarların kurduğu ultraslan derneği de yeni açık tribünde, dev bir bayrak açarak gövde gösterisi yaptı. maç öncesinde ısınmak için sahaya çıkan real madridli futbolcular, tribündeki muhteşem gösterileri hayranlıkla izlemekten kendilerini alamadılar. karşılaşmayı 200 kadar rumen seyirci de izledi ve galatasaray'da forma giyen rumen oyuncularına destek verdi.
operasyon yapıldı
bu arada emniyet güçleri, karaborsanın yanı sıra sahte bilet operasyonu da yaptı. operasyonda, 10 kişinin sahte bilet satarken yakalandığı ve gözaltına alındığı öğrenildi. bazı karaborsacılar ise fazla fiyat istemeleri nedeniyle biletleri satmakta zorlandı.
dünyanın gözü ali sami yen'deydi
galatasaray-real madrid maçını ispanyolların yanı sıra aralarında japon, fransız, italyan, rumen ve yugoslavların da bulunduğu 100'e yakın yabancı medya mensubu izledi. karşılaşmayı 10 ispanyol radyosu naklen yayınladı. maçı yaklaşık 150 de türk medya mensubu izledi.
real madrid, g.saray maçıyla 43 yıl aradan sonra istanbul'da maça çıktı. ispanyol takımı, 1958 şampiyon kulüpler kupası ikinci turunda beşiktaş ile eşlemiş ve turu 2-0 ve 1-1'lik skorlarla geçmişti. real madrid'in efsanevi futbolcusu di stefano da kulübünün davetlisi olarak karşılaşmayı izleyenler arasındaydı.
evet, bugün 11 ocak 2013. ali sami yen stadı’nın yıkılışının ikinci yıl dönümü. türk futbol tarihinin en önemli maçlarının oynandığı bu stat, 11 ocak 2011’de sahada iki efsane hagi ve tugay kerimoğlu’nun; tribünde binlerce galatasaraylının gözyaşları eşliğinde ışıklarını hiç açılmamak üzere kapadı. elbette anlatılacak çok anı var; ama ben en unutamadığım maçı seçtim sami yen’i anmak için:
3 nisan 2001’di. beyaz formaları, kendilerini beğenmiş bakışlarıyla sahadaydı real madridliler. yaşanmış onlarca zaferin verdiği umut ve gururla karşıladık onları. maç başladı başlamasına; ama güzel başlamadı. avrupalılar o gün senin başka bir yönünü daha keşfedeceklerdi. bu, daha çok lig maçlarında yaşanan bir durumdu. evet maç kötü başladı, real madrid en iyi yaptığı işi yapıp topu dolaştırıyordu. takım pres yapamıyordu buna karşılık. real madrid sahaya alışmış, atmosfere de alışmıştı. taraftar baskısını hissetmedikleri çok iyi anlaşılıyordu. gelen iki gol ispanyol devini iyice rahatlatmıştı. ne bir tezahürat ne bir ıslık, uykuda gibiydin sanki. real madridliler soyuna odasına gülerek gidiyorlardı. yüzlerindeki alaycı ifadeyi ve “bu muymuş sami yen?” bakışlarını yeni açık’tan görebiliyordum tünele girerlerken. 15 dakikalık devre arasının 10 dakikası geride kalmıştı ki bir kıpırtı başladı tribünlerde. kapalıda başlayan hareket yavaş yavaş tüm stada yayıldı. seni yaşayanlar iyi bilir; kapalı hep bir ağızdan başladı mı ona bağırdı denemez “kükremek” denir ancak. kapalı’da inceden bir ses yükselmeye başladı: “ milyonlarca taraftarın yan yana/ bağrıyorlar / hep beraber kol kola/ adınla, takımınla, taraftarınla/ en büyük sensin cim bom bom” tezahüratın bundan sonraki bölümüne bütün stat eşlik edince çıkan ses insanın tüylerini ürpertiyordu. biz çılgıncasına bağırmaya başlamıştık ki takımlar sahaya çıktı tekrar. real madridli futbolcular şaşkınlık içinde tribünlere bakıyor; olup bitene anlam veremiyordu. takım enerjiyi almıştı. herkes ikinci yarıyı beklemeye başladı. futbolcularımız bizden de sabırsızdı. ateşin altını iyice açmış; yeni kurbanımızı beklemeye başlamıştık. ikinci yarının başlarında beklenen gol geldi. coşku doruğa çıktı diyeceğim diyemiyorum; yoksa sonrasını nasıl tarif ederim? real madridliler başlarına geleni anlamış olmalılar ki yerde yatmaya ve zaman geçirmeye başladılar. biz bu filmi çok görmüştük. bir kere ayaklarınız titredi mi sami yen’de zaman durur, dakikalar geçmez. işte o an tribünler de bağırmaya başlamıştır zaten: “no way out!” “no way out!” “no way out!” “no way out!”
real madrid nefes almaya çalışırken bir gol daha geldi. çılgınca bir sevinç vardı tribünlerde. tribündeki taraftar kadar oyuncuların da gözü dönmüş gibiydi. real madrid santra yaparken sanırım ahir ömrümde duyacağım en müthiş pınarbaşı yapılıyordu tribünler tarafından: “ ooooooo… birr…kiii…üççç: pınarbaşı burma burma.. yar yar… yar yar.. yar yar aman..” real madrid kulübesi değişiklik de yapsa taktik de değiştirse işe yaramayacağının farkındaydı. sadece maçın bir an önce bitmesi için dua ediyorlardı. ve artık sevinçten nirvana’ya ulaştığımız an geldi. süper mario jardel kafayı köşeye bırakıp tribüne doğru koşarken tribünde herkes birbirinin üstüne atlamış; kimisi ağlıyor kimisi çılgınca bağrıyordu. aslında bu gol sonrası manzarayı uzun uzun anlatmak isterdim; ama o gün o statta bu zaferi yaşayan hiç kimse bunu anlatamaz. birincisi sevinçten çılgına döndüğümüz için yaşananları tam hatırlayamıyoruz; ikincisi anlatmaya kelimeler yetmiyor. düşünün stat öylesine coşmuştu ki çekilen üçlüye numaralı bile tamamıyla katılmıştı. ali sami yen’i bilenler tüm numaralının üçlü çekmesinin ne demek olduğunu bilir. emin olun bir yirmi dakika daha olsa o maç 6-2 veya 7-2 bitebilirdi. real madridlilerin dizlerinin bağı çözülmüştü ve bu tribünden anlaşılabiliyordu. masallara yakışır derecede olağanüstü bir geceydi. bir dünya devini daha katmıştın koleksiyonuna ali sami yen.
sana koşmamızı hiçbir şey engelleyemedi. vizeye girmeyip bilet kuyruğuna girdik. finalde kurtaramayınca vizedeki sıfırı, herkes tatile giderken biz temmuzda bütünlemelere girdik sırf sana gelebilmek için. 40 derece ateşle maça gelip çıkışında hastanede aldık soluğu kolumuzda serumla. düşünüyorum da 1999’da üniversite tercihleri yaparken samsun’da bütün hocalarım neden odtü’yü kazanmışken marmara üniversitesi’ni tercih ettiğimi sorup günlerce beni ikna etmeye çalıştılar. “istanbul’a gideceğim; ali sami yen’de her maçı izlemek için.” dediğimde beni bıraktılar kendi halime. işte o günden beri ne zaman kendimle kalsam sana koştum her seferinde: iyi ki vardın; seni hiç unutmayacağım.
ali sami yen’le ilgili gözümün kapattığımda ilk olarak 2005-06 sezonundaki şampiyonluk gelecek. kayserispor karşısında 3-0 öndeydik ama şampiyonluğun geleceğinden hiç umudum yoktu. derken büyük bir gürültü koptu. denizlispor’un golündeki gibi bir gol sesini hiçbir statta duymadım. bir bomba patlamış gibiydi. bir de real madrid maçı var ki, gol attıktan sonra lucescu’ya koşuyordum. o an sosyete tribününde ikinci kattan aşağıya bir adamın atladığını gördüm ki, sözün bittiği yerdi