kılıç: en büyük kozumuzdan mahrumuz. takımımı 10 kişi bırakmamak için metin'i oynatıyorum. sağaçık yılmaz'ın da durumu şüpheli.
hold: çok perişan durumdayız. hayatımda böyle kafile hiç görmedim. namus sözü vermeseydim bavulumu alır londra'ya gönderdim
g. saray ve f. bahçe için zor gün
20.15 de başlayacak maça sarı - kırmızılılar bülent - bahri, ismet - naci, talât, ahmet - tarık, ayhan, ergün, turan, uğur tertibi ile çıkıyor
necmi tanyolaç sion'dan bildiriyor
galatasaray futbol takımı, avrupa kupa galipleri turnuasındaki ilk maçını bu gece 20.15 de parc des sports stadında isviçre kupa şampiyonu sion ile yapacaktır.
sarı-kırmızılı takımın dün yaptığı çalışmadan sonra feriköy maçında sakatlanan metinin oynıyamıyacağı anlaşılmıştır. aynı maçta sakatlanan yılmaz ise bugün saat 10 da bir denemeye tabi tutulacaktır. ancak bu futbolcunun takımında yer alma şansı da yüzde beştir. san-kırmızılı takımın antrenörü gündüz kılıç, «çok üzgünüm fakat böyle mühim bir maçla sakat bulunan metin’i oynatarak takımı 10 kişi bırakmak istemem.» demiştir. antrenmana topallayarak çıkan metin de üzgün olduğunu ifade etmiş ve arkadaşlarına saha kenarından moral vereceğini bildirmiştir.
son çalışmadan sonra galatasaray'ın tertibi şöyle tesbtt edilmiştir: bülent - bahri, ismet - naci, talât, ahmet - tarık, ayhan, ergün, turan, uğur.
yılmaz oynadığı takdirde, tarık santrforda yer alacaktır. italyan hakem d'agostini'nin idare edeceği maça sion da şu tertiple çıkacaktır: vidiniç - jungo, germanier - perroud, roesch, sixt - stockbauer, eischmann, des diolles, quentin, gasseer.
antrenör gündüz kılıç, maç hakkındaki düşüncelerini şöyle açıklamıştır: «maalesef en büyük kozumuz metin'den mahrumuz. yılmaz'ın durumu da şüpheli ve bu şartlar altında şansımız çok azaldı.
rakibimiz ise bu maçı mutlaka kazanmak azmi içinde. gayemiz en iyi neticeyi almak olacaktır.»
f.c. sion antrenörü mantula ise «rakibimizin avrupa çapında değeri olduğunu kabul ediyorum. fakat saha ve seyirci avantajına ek olarak bir de sion iyi oynarsa galatasaray'ı yenebiliriz» şeklinde konuşmuştur.
küçük şehirler büyük adam çıkardılar mı, nasıl kaynaşırlar, nasıl sarmaşırlar ve o adama nasıl sarılırlar hep bilirsiniz... sion takımı da küçük sion şehrinin büyük adamı bugün...
şehir onunla iftihar ediyor, şehir bir bütün olmuş onun etrafında... o da bu korkunç ilgi içinde olduğundan da büyük olmak isteyecek pek tabii... küçük şehirde gezerken, otururken, yemek yerken, etrafımızda dolaşan herkes. «ah! yarın olsa da sizi bir ezsek» gibilerden bakıyor bizlere... pek tabii batılı terbiyesinin kamuflâjı arkasında... sion sahasında çok yakın tribünlere dolacaklar ve âdeta oyuncularımızın omuzları üzerine sarkarak. sion için bağıracaklar, çağıracaklar, kampanalarını çalacaklar, kaynana zırıltılarım sallayacaklar...
bütün bunlar, hangi takımı olursa olsun sarsacak, şaşırtacak bir atmosfer yaratacak. fakat bükreş'te bytom'da, peşte’de, varşova’da, moskova’da benzer hava içinde aksine coştukça coşan galatasaray futbolcularını düşünüyorum da... «küçük şehrin büyük adamı! biz sana yapılacak kutlama törenini galiba bozacağız» diyorum. bu kadar...
* gerçekten kantonlar memleketi isviçre kupa şampiyonluğunu ele geçirmek sion için büyük bir başarı sayılmalıydı. 14 kantonun en fakiri bu kanton. ancak, zenginin fakiri demek lâzım. valais kantonu burası. etrafı dağlarla ve dağların eteklerindeki bağlarla çevrili sempatik, şipşirin, temiz yüzlü insanlaraın yasadığı bir yer. 20 bin nüfusu var bu kantonun ve 15 bin kişilik de bir stadyomu. ve biri antrenör oyuncu olmak üzere de 12 kişilik bir takımı var sion'un. balais'liler deli gibi seviyorlar sion'u. kırmızı - beyazlı takım maçlarda özel şekilde tesçi ederlermiş. tabii bu geceki maçı görmek için lozan'dan ve civar yerlerden gelecek sion taraftarlarını da hesaba katmak lâzım.
* galatasaray kafilesi çok neşeli. gittikleri her yerde attıkları kahkahaları ve gülüşmeleri duymak mümkün. bu arada takımın iki asker oyuncusu talât ve uğur birbirlerine takılmadan duramıyorlar, talât sivas'da askerlik yapan uğur'a, «sivas'dan sion'a» diye bir de türkü bestelemiş...
* türkü bahsinden açılmışken bu konuda galatasaray kafilesinin önderleri bir «yapışık kardeşler düeti» var... bunlar bahri ve ergün. her fırsatta beraber türkü ve şarkı söyliyen bu iki futbolcu, ya arkadaşları «şen kardeşler» adını takmışlardır.
* sarı - kırmızılı kafilesinde bir de sofu bulunmakta. her an allaha dua eden bu sofu adam galatasarayın yeni transferi k. mustafa. takım arkadaşları da mustafa’nın geleceği okuduğuna o kadar inanmışlar ki sık sık genç futbolcuya «maçın neticesi ne olacak?» diye sual soruyorlar.
* başvekili olmayan, kantonlar la yönetilen, cumhurbaşkanı her sene değişen isviçrede değişmeyen tek şey futbol... bu futbol, oldum olasıya bize ters gelmiştir. inşallah galatasarayın işi bu gece ters gitmez...
isviçre liginin yedi antrenörü galatasaray -sion maçı hakkındaki tahminlerini isviçre'nin en büyük gazatesi tribune de laussane'ye açıklamışlardır.
dokuz antrenör, genel olarak galatasaray'ın
kuvvetli ve güçtü bir ekip olduğunda birleşmekte, fakat sion'u kendi sahasında avantajlı görmektedirler.
en ilgi çekici tahmini, galatasaray'ı geçen yıl ki tumuada üçüncü maçta kur'a ile eleyen f. c. zürich takımının antrenörü louis maurer yapmıştır. maurer, gazeteye şu şekilde beyanat vermiştir: «galatasaray kolay bir müşteri değil. sion netice almak ve birşeyler yapmak istiyorsa, isviçre kupa finalinde servette’i yendiği maçta oynadığı futbolu tekrarlamak zorundadır. galatasaray enerjik, bilgili ve zaman zaman iyi futbol oynayan bir takımdır. bizim servette yarındadır. biz geçen sene bu takımın elinden güçlükle kurtulduk. daha açıkçası şansla tur atladık.»
diğer antrenörlerin görüşleri de şöyledir:
hans merkie (young boys antrenörü): galatasaray'ı tanımıyorum. sion kendi sahasında avantajlıdır.
kominek (grangers takımı antrenörü): sion geçen hafta bize karşı çıkardığı oyunu tekrarlarsa galatasaray’ı yener.
georges sobotka (bienne antrenörü): galatasaray’a sion sahası dar gelecektir. sion niçin kazanmasın?
henri skiha (la chaux - de fond takımı antrenörü): çok zor maç, fakat sion işi kurtarabilir.
lucien ledue (servette antrenörü): kendi memleketinde galatasaray'ın aldığı neticeler çok iyi. bana göre galatasaray - sion maçı çok sıkışık bir oyun olacak. herşeye rağmen sion şanslı
hermut bentheus (bâle takımı antrenörü): galatasaray takımı tahmin ederim ki, beraberlik için sion'a geldi. yıkılması zor bir takım.
kari rabban (lozan antrenörü): sion kendi sahasında şanslıdır. bize karşı çıkardıkları oyunu gösterirlerse maçı galip bitirir.
sion: 5 - g. saray: 1 - anderlecht: 5 - f. bahçe: 1
tam 10 gol yedik
bir köy takımı hüviyetinde gözüken sion karşısında mesuliyetsizlik içinde bocalayan g. saray kolay teslim oldu. tek golü tarık attı
necmi tanyolaç sion'dan bildiriyor
galatasaray avrupa kupa galipleri kupasının ilk tur eleme maçında isviçre şampiyonu sıon’a 5-1 mağlûp olmuştur. 5-1’lik yenilgi... dile kolay bu... sarı-kırmızılılar, milân’a, inter’e, juventus’a, real madrid’e veya avrupa’nın herhangi bir kalburüstü takımına bu netice ile yenilmiş olsalardı doğrusunu söyleyelim ki üzülmezdik. ama, sion kim?
isviçre’nin lalettayin bir köy takımı ve netice korkunç.. yüz kızartıcı.. utanarak sion sahasını terkettiğimizi açıklamak isterim. eğer türk takımlarının kuvveti buysa ve bir kasaba takımına yüzükoyun hemen uzanıverip yatacak kadar mes'uliyetsizlik içerisindeyseler, o halde karar alalım ve hiçbirini beynelmilel temaslara göndermeyelim. bunca yıldır galatasaray’ı muhtelif resmi ve hususi maçlarda, yurt dışındaki maçlarda seyrettim. aczi, zorum suzluğu ve neticeyi umursamaz hali karşısında bu defa donup kaldım. galatasaray için dünkü müsabakadan sonra söylenecek hiç bir şey yok. her hali ile iflâs etmiş bir takım. bir tek adam didindi sahada, o da ismi şöhrete çıkmayan mütevazi kaleci bülent. ne yaptı onun dışındakiler? sadece ilk devre biraz gayret gösterdiler ve oyunu başabaş götürdüler, ondan sonra rakibe ellerini kaldırarak teslim oldular.
sarhoş gibi
bahri ve ismet'in âciz kalışı, fizikman kuvvetli, teknik bakımdan terkos suyu kadar hafif olan sion'luların amansız hücumları adeta, sarhoşa çevirmişti, galatasaraylı futbolcuları... halbuki ilk devrede maçı başabaş götürmüşlerdi. talât’ın yanından sıyrılan eischann, golü attığı zaman saatler 12. dakikayı gösteriyordu. galatasaray buna tam 43. dakikada tarık’ın ayağından mukabele etti. tarık son yıllarda belki de hayatının en güzel golünü kaydediyordu. 90 dakikalık oyunda yapıp yapabildiği tek şey de bu oldu. ümitlenmiştik doğrusu deplâsmanda bir gol iki gol yerine geçtiğine göre, eh; istanbul'da bir şey yapabiliriz diyorduk. vay, vay, vay, meğer bizi çok acı bir sürpriz bekliyormuş.
ikinci yarı, majino bozgununa benzedi. beş dakika içinde eischmann ve quentin ikinci ve üçüncü golleri kaydediverdiler. altık bütün galatasaraylı futbolcular sahada bir gölge gibi dolaşıyorlardı. bu halden değil amatör bir ruha sahip olan sion istanbul’un alalâde bir semt takımı faydalanabilir ve gol sayısını yükseltebilirdi. nitekim nasip buymuş. stockbauer, dört ve beşinci golleri sıralayarak galatasaray'ın hezimet ilâmını imzalayıverdi. sionlular memnun sahadan ayrılıyorlardı. onlar da bu farklı galibiyete hayret etmişler. biz ise, bu hazin tabloyu ve galatasaray’ın, sion sahasından boynunu bükerek ayrılışını kendi tabutumuzu takip edermişcesine üzüntüyle seyrediyorduk...
sion antrenörü mantula «doğrusunu isterseniz ben de bu kadar fark beklemiyordum» dedi
mete razlıklı bildiriyor
galatasaray'ınantrenör - meneceri
gündüz kılıç, maçtan sonra «oyun 1-1 olduktan sonra futbolcularım» maçı kazanacaklarını zannettiler ve kapanacaklarına açıldılar. açılınca da düzen bozuldu.» demiştir.
kılıç, devamla «birbiri ardına 2 gol yedikten sonra tam bir paniğe uğradık 5-1 lik sonuç, oyuna göre çoktur.» demiş ve milliyet muhabirinin «takımlarımızın bir müddet yurt dışına çıkmaları yasak edilmeli mi?» sualine şu cevabı vermiştir:
«- ben de sizin gibi düşünüyorum. artık edirne'den çıktıktan sonra bizden kötü futbol oynayan takım yok. bir müddet yurt dışına çıkmasak çok iyi olur.»
sion antrenörü mantula ise «doğrusunu isterseniz ben de bu kadar fark beklemiyordum» diye konuşmasına başlamış ve maç hakkındaki görüşünü şöyle özetlemiştir:
«- artık kendimizi ikinci turda hissediyoruz. galatasaray ikinci devrede demoralize oldu. rövanşta bu farkı kapatmamağa gayret edeceğiz.»
maçın italyan hakemi ise, «galatasaray'ın methini çok işitmiştim. fakat ikinci yarıda topa vurmadılar» demiştir.
almanya ve isviçrenin muhtelif şehirlerinden gelmiş olan binlerce türk işçisi maçın başında büyük tesahürat yaptığı galatasarayt'ı maç bittikten sonra yuhalarken, sion'lu taraftarlar futbolcularını omuzlarda gezdirmiş ve şehirde gösteriler yapmışlardır.
galatasaray'lı futbolcular bu sabah istanbul'a hareket edecekler ve muhtemelen saat 19 da yeşilköy’de olacaklardır. sion ise rövanş maçı için 27 eylül de istanbul'a gelecektir.
kılıç "5-1'i tevile kalkmak güç olur" uluğ "modası geçmiş futbolümüzle başarıya ulaşamayız" dediler
belçika'da anderlecht’e, isviçre'de sion’a aynı netice ile 5-1 mağlup olan fenerbahçe ve galatasaray dün akşam aynı uçakla yurda dönmüşlerdir.
uçaktan havaalanına bir arada inen sarı -lâcivertli ve sarı - kırmızılı futbolcular: «farklı yenilgiden sadece şaşkınlık duyduk» demişlerdir.
fenerbahçe’li futbolcular anderlecht maçında skorun daha da ağır olabileceğini ifâde ile şöyle konuşmuşlardır:«istanbul'da seyrettiğiniz anderlecht takımı ile brüksel'de oynadığımız anderlecht arasında dağlar kadar fark vardı. rakiplerimiz takım halinde bizden çok çok üstündüler. belçika'lıların bu oyunu ile daha da büyük bir fâciayla karşılaşabilirdik. anderlecht'in bu oyunu ile kardöfinale yükseleceğine inanıyoruz.»
sarı - lâcivertli kafilenin başkanı dr. ismet uluğ ise neticeyi normal karşılamış ve konuşmasına şöyle devam etmiştir:«fenerbahçe, brüksel’e en kötü zamanında gitti, iyi zamanında da gitse, netice değişmezdi. şahsa dayanan demode olmuş ve kale önünde randıman almayan bir sistemin delici, kollcktif, modern futbol karşısında başarı göstermesi imkânsızdır. defans yapmadık, ezilmedik. takdir ve alkış topladık.»
kulüp başkam ile arasında ihtilâf olduğu söylenilen antrenör oscar hold bugün gelecektir.
ismet uluğ, antrenör oscar hold ile aralarının açıldığı yolundaki haberleri ise şöyle açıklamıştır: «biz hold'un teknik hiçbir işine karışmıyoruz. onun da idari işlere karışmaması gerekir. antrenörümüz ile aramızda ihtilâf teşkil edecek bir konu olmamıştır.»
meneccr ahmet erol, idareci eşref aydın ve doktor reşat dermanver kafile ile dönmemişlerdir.
galatasaray mencer - antrenörü gündüz kılıç ise sion maçı neticesine rağmen tur atlama imkânının kaybolmadığını belirtmiş ve sözlerini şöyle tamamlamıştır: «görünüşte 5-1'lik neticeyi tevile kalkışmak gülünç olur. ilk 20 dakika bizim için çabalama devresi oldu. galatasaray ikinci devrenin 10 uncu dakikasına kadar süren bir hakimiyet tesis etti. oyunun inisyatifini ele aldı. beraberlik golünü de attı. bundan sonra takıma yersiz bir güven geldi, açıldı. bu da fizik kondisyon bakımından üstün olan rakiplerimizin işine yaradı. bilhassa çok sür'atli açıklâr vasıtasiyle tehlikeli oldular. takımımız, kazanacağını hissettiği bir maçla birdenbire iki gol yiyerek yıkıldı ve bir daha toplarlanamadı. onların orada yaptığını, burada bizim yapmamamız için bir sebep yoktur
metin oktay ise aynı tarzda konuşarak; «takımımız kazanacağı maçı bir anlık furyada kaybetti» demiştir.
apak: «türk futbolu artık sıfıra indi.»
fenerbahçe’nin anderlecht'e, galaatsaray'ın sion’a 5-1 gibi açık farkla yenilişi. sarı - lâcivert ve sarı - kırmızılı renklere gönül verenler kadar bütün türk sporseverleri arasında büyük bir üzüntü yaratmışlar.
iki mağlûbiyet «türk futbolunun çöküşü» olarak vasıflandırılmış ve bütün güb, konuşulan tek konu olmuştur.
bu arada futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak: «takımlarımızın dış sahalarda yaptıkları bu tip karşılaşmalar ve milli takımımızın son mağlûbiyetleri ile türk futbolu maalesef sıfıra indi.» demiştir.
şimdi çoğunuzun bizim gibi averaj hesapları ile uğraştığıını tahmin ederim. acaba galatasaray'ı bu felâketten hangi netice kurtarır, diye!
hiç hayâle dalmıyalım, hiç ümitlenmiyelim ve galatasaray'ın sion’u elemiş olmasını istemiyelim... avrupa'da bir kere daha alay konusu haline gelmeye galatasaray'dan önce kendi gururumuz izin vermemelidir. çünkü ortada bir değişmez gerçek vardır; türk futbolünün bugün böyle bir millterlerarası yarışmada yeri yoktur. galatasaray'ı 29 eylülde mithatpaşa'nın çamuru, hasnun galip sokağının uğuru, büyüklerimiz ruhu, bir kazâ galibiyetine ulaştırırsa, ikinci turda karşımıza bir başka kasaba takımı çıkacak ve sorumsuzluğumuzu bir kere daha tokatlıyacaktır.
çünkü ortada bir gerçek vardır; türk futbolünü avrupa şampiyon kulüpler turnuasında, avrupa kupa galipleri turnuasında şu günkü halimizle temsil edecek bir takımımız yoktur. ne fenerbahçe, ne de galatasaray!
futbol federasyonu şampiyon takımların göğsüne taktığı ay-yıldızı geri almalıdır. tâ ki şampiyon olanlar dışarıda neyi ve kimi temsil ettiklerini bilene, o şerefe lâyıkolana kadar... bunun ortası yoktur. çünkü biz dışarıda temsil edilmiyoruz, rezil ediliyoruz.
çarşamba gecesi sion'da uğradığımız bozgunun kısa özeti budur. galatasaray'ın rakibinin üstün tekniğinden çok kendi oyunvularının sorumsuzlukları, kendi oyuncularının densizliği ve kendi oyuncularının ne yapmak istediklerini bilmemeleri yıkmıştır. oyuna oldukça iyi şartlar altında başlayan ve yediği golden sonra yine toparlanıp beraberliği sağlayan bir takımın, kendisinden her bakımdan daha aşağı seviyede bir rakiple oynarken, kazanacağı maçı böylesine gülünç hala düşüp, 5-10 dakika içersinde kaptırdığı görülmemiştir.
insanların hangi meslekten olurlarsa olsun meslek ahlâkına sahip olmaları istenir. bir memur, izinde hatâ yapınca, cezalandırılır. bu işçi işinde hata yaparsa, iş gücünün şartlarını yerinden oynattığı için belki de işinde çıarılır. halbuki bizde bir futbolcu hatâ yaparsa, mükafatlandırılır. profesyoneldir, görevi olan idmana gelmez, gelse de çalışmaz, gününü gün etmeye bakar. maaş ve prim alır, iyi yaşar. seyahetlere otobüsle gidilmek zorunluğu doğmuşsa, dudak kıvırır, itiaz eder. ille de «uçak isterim» der. gittiği yerlerde en iyi otellerde kalır, iyi bakılır, çarşı pazar dolaşır sanki alış veriş etmeye gelmiş gibi. sonra çıkar, sahada dolaşır. memleketine dönüşünde uğradığı bozgunun düşüncesi içindeki insanların çatık kaşlarını değil de gümrükçüleri düşünür... çünkü iyi terbiye görmemiş, çünkü iyi eğitim görmemiş, çünkü neyi, kimi temsil ettiğini anlayamamış ve çünkü şımartılmıştır.
sion, rüyasında dahi göremiyeceği, aklının ucuna getirmediği bir galibiyet kazandı. çok mu büyük takımdı? yooo... ama, bir tarafı çok büyüktü ve bizden farklıydı isviçre şampiyonunun. isviçre'yi temsil etliğini biliyordu. karşısına da sorumsuzlar takımı çıkınca, indirdi darbeyi...
dün isviçrede yayınlanan bütün gazetelerin spor sahifelerinde ince ince kelimelerle galatasaray takımı ile alay edilmektedir.
gazeteler, sion'un galatasaray karşısında beklenmedik bir zafer kazandığında ittifak etmekte ve zürih karşısında gördükleri sarı - kırmızılı takımda değişen bir şey olmadığını belirtmektedirler.
«semain sportive» gazetesi «birinci devre türkler için iyi geçti. fakat ikinci yarıda yoruldular ve sion'un birbiri ardından tabanca gibi patlayan gollerine mâni olamadılar. zürich sağbekini etrafında döndüren uğur silindi. turan ile bahri bize komik geldi. herhalde bu futbolcular lâubali bir günlerinde idiler.»
«tribüne de lausanne» gazetesi, 12 bin seyircinin nefeslerini kesen bir maç olarak vasıflandırdığı maçtan alaylı bir lisan ile bahsetmekte ve şunları yazmaktadır: «türkler geniş omuzlarından istifade ederek bülent'in önünde merci ve talât vasıtasiyle uzun toplar attılar fakat bunlar kime altlıyordu. şimdi istanbul cehennemine gidiyoruz. ancak sion burada turu atladı.»
sonucu zafer olarak vasıflandıran feuille d'avis «galatasaray çok yavan oynuyor. durgun ve ağır» demiş ve şunları yazmıştır: «oyuncular topun etrafında dönerek vakit geçirmektedir. mantula'nın sihirli değmesi ile hareket eden sion artık tur atlamıştır. bu matematik bir gerçektir, hiç bir şekilde bozulamaz ve sion bu oyunu ile birçak merhale daha aşar.»
la süisse ise «sansasyonal galibiyet» başlığı altında şunları yazmaktadır: «istanbuldaki yazarımız, galaatsarayın bu sezon zayıf bir durumda olduğunu yazmış, fakat biz buna sarı - kırmızılıların enternasyonal tecrübesini göz önünde bulundurarak inanmamıştık. şimdi hakikaten âciz bir takım olduğu anlaşıldı.»
eschmân: «türk futbolü gerilemiş»
bütün isviçre gazetelerinin sion - galatasaray maçının en iyi oyuncusu olarak gösterdikleri 34 yaşındaki eschman, «türkler ikinci devrede beni çok şaşırttılar» demiştir.
kendini çok formda hissettiğini söyleyen eschman, sözlerine şöyle devam etmektir: «- artık 5-1'lik sonuçtan sonra istanbul maçına çok rahat bakabiliriz. türk futbolü, geçen yıllara nazaran son derece gerilemiş.»