arkadaşlarının kucağında ağlayarak uçağa binen mustafa'yı, f. bahçe kulübü tedavi ettirecek
halit kıvanç budapeşte'den bildiriyor
kafilede kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. mikro mustafa meniskus olmuştu...
peştedeki maçın 32. dakikasında sakallanmış, oyundan çıkmış. maçı radyoda anlattığım sırada yanımdan geçerken «neyin var mustafa?» demiştim: «ayak koydular ağabey. galiba lifim attı.» demişti.
sonra ikinci devre başlarken tekrar sahaya çıkmış büyük ıstırabına rağmen takımını böyle mühim bir maçta 10 kişi bırakmak istememişti. mikro sağaçıktı olmadı. ve acısına rağmen boş durmuyor, en tehlikeli atakların üzerine gidiyordu. halbuki sakat sakat sahaya çıkarken «karşısındaki beki meşgul etse, yeter» diye düşünülmüştü.
ve mikro mustafacık maçtan sonra korktupuna uğradı. bu hastalık, bu kıkırdak faresi denilen menisküs, onu da yakalamıştı. peşte'de onu muayene eden hekimler eski sakatlığının teşhisini koymuşlardı: menisküs...
mikro uykusuz bir gece geçirdi. ağlıyor ve «futbol hayatım kapandı artık» diyordu. arkadaşları teselli etmeye çalışıyorlardı. fakat mikro'yu üzüntüsünden uzaklaştırmanın imkânı yoktu. sabaha kadar aynı sözleri tekrarladı; «futbol hayatım kapandı.»
türkiyenin en kısa boylu futbolcularından biri olması yüzünden mikro lâkabı takılan mustafa güven 29 yaşındadır. futbola bursada başlamış. ilk şöhretini adana'da ordu takımımızın amerika'yı 19-0 yendiği maçta yapmıştır. bu maçtan sonra fenerbahçeye transfer olan mikro bir kere (a) milli takımda yer almış ve f. bahçeye girdiği günden itibaren futbolformunu üstün bir seviyede tutmasını bilmiştir.
mikro mustafayı takım arkadaşları peşte'den viyanaya gelirken kucaklarında taşıdılar. «futbol hayatının bittiğini» söyleyen mikroya arkadaşlarının ve idarecilerinin cevabı umut vericiydi: koca fenerbahçe kulübü bir mikroyu mu tedavi ettiremeyecek?..