29 nisanda budapeştedeki rakibimiz macaristan'ın en golcü futbolcusu tichy dört haftadır sayı kaydedememektyedir.
gol krallığında albert'i de geride bırakan tichy, 26 golden sonra durmuştur. form durumu, milli takım, idarecilerini endişelendirmektedir.
macar milli takımının bu maçta da kaptanlığını yapacak olan honved'in sağhafı bozsik, 35 yaşında olmasına rağmen büyük bir form göstermektedir.
1956 da form düşüklüğü sebebiyle mevkiini farago'ya kaptıran kaleci groşics iyi devirlerinden birini yaşamaktadır ve türkiye'ye karşı oynayacağına mutlak nazarıyla bakılmaktadır.
dünya kupasının yaklaşması sebebiyle ise maçlarının arka arkaya oynanması yüzünden nep stadının çimleri bozulmuştur. bu durumda, macaristan - türkiye maçının ağır bir sahada oynanacağı anlaşılmıştır.
bu hafta yapılan lig maçlarından sonra vaşaş, bir puan farkla yeniden liderliğe yükselmiştir.
futbol federasyonumuzun, mali transfer güçlüğü dolayısiyle milli kadrodan çıkardığı can bartu'yu budapeşte'de oynatabilmek için yeniden teşebbüse geçtiğini öğrenmiş bulunuyoruz. bu teşebbüs gerçekten yerindedir. çünkü, can son maçlarında iyi bir form göstermiş ve nihayet kupa galipleri turnuasında, hem de rakibimiz macarların kupa şampiyonunu alt eden takımın 1 numaralı yıldızı olarak parlamıştır. italyan otoritelerinin ve bunun yanısıra macar kritiklerinin can hakkındaki müşahedeleri, fiorentina'daki türk futbolcusunun bugün için bir milli maç oynayabilecek kıvamda bulunduğunu ortaya koymaktadır.
öte yandan, can bugüne kadar yer aldığı milli maçlarda çok defa başarılı görünmüş, keza kulüp takımlarının yabancı temaslarında da iyi intiba bırakmıştır. budapeşte'de fenerbahçenin csepel'i yendiği maçta çıkardığı oyunun da. kendisine yıllarca sonra italya yolunu açtığı bu arada hatırlanmalıdır
can bartu'nun budapeşte maçı için bir «kurtarıcı» olacağını iddia edecek değiliz. ancak, forvetin beş yerinde oynıyabilen bu oyuncunun, italyadaki sıkı çalışma disiplini içinde tuttuğu formun, bugün kendisinden faydalanılması ilhamını verdiği de şüphe götürmez. eğer federasyon, can'ın formunda olmadığı gerekçesiyle kendisini kadrodan çıkarmış bulunsaydı, belki de yetkili heyetin hükmüne karşı söz etmezdik. fakat can'ın bir enternasyonal maç oynıyabilecek form ölçüsünde bulunduğunun anlaşılması, federasyonun ise kendisini sırf mali güçlüklerden budapeşte'ye götürmeyeceğinin bilinmesi karşısında, can'dan istifade için teşebbüse geçilmesini yerinde bir hareket olarak karşılıyoruz.
futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak «can ve metinin ilk defa «a» milli takıma alınmasında şahsen benim rolüm büyük olmuştur. ama artık bu dâva kapanmıştır» demiştir.
orhan şeref apak, milli takımın ileride yapacağı maçları gözönüne alarak her iki futbolcuyu kadroya almadıklarını söylemiş ve bu kararı futbol federasyonunun ittifakla verdiğini sözlerine ilâve etmiştir.
italya futbol federasyonunun ve fiorentina ve palermo kulüplerinin metin ve can'a hususi mahiyetteki milli karşılaşmalar için mali müşkülâtlar çıkartarak müsaade etmediğini açıklayan federasyon başkanı, izahatında transfer güçlüklerine de temas etmiş ve şunları söylemiştir:
«metin ve can, hiç şüphe yok ki, türkiye'ye son yıllar içerisinde gelen en iyi futbolculardır. bu elemanların iltihakiyle milli takımımızın kuvvetleneceğine ve daha iyi neticeler alacağına inanıyorum. ancak, gerek metin, gerekse de can her zaman elimizin altında bulunan ve form durumlarını takip edeceğimiz futbolcular değildir. bunlara güvenip bir takım teşkil etsek dahi, belki de tahmin edemiyeceğimiz müşkilat ile karşılaşacak ve yerlerine koyacağımız elemanları forma sokamıyacağız.»
can bartu, ilk defa millî takıma karşı namzetler bu gece f. bahçe ile oynuyor
sarı-lâcivert'li formayı giyecek olan bartu "heyecanlıyım" dedi. peşte kadrosu bu maçtan sonra 16 ya indirilecek
macaristan milli maçı için tesbit edilen namzet kadro üçüncü hazırlık karşılanmasını bu gece mithatpaşa stadında saat 19.30 da fiorentina'lı can bartu'nun da yer alacağı fenerbahçe ile yapacaktır.
sarı - lâcivertlilerin milli takım dışında kalan elemanlarından kurulu tertibiyle oynanacak olan bu maçta (a) milli takımımızı peşte'de temsil edecek 16 futbolcu seçilecektir.
federasyon mensupları, 23 kişilik kadrodan kimlerin çıkartılacağı sorusunu, «bunu, karşılanmanın seyri ve neticesi tâyin edecektir» şeklinde cevaplandırmış ve bütün namzetlere şans verileceğini açıklamışlardır asker futbolculara da bu maçta oynamaları için izin çıkmıştır.
sandro puppo'nun iki ayrı takım deneyeceği bildirilen bu geceki maçta fenerbahçenin narnzedlere karşı şöyle çıkması muhtemeldir: «üner -osman, basri - bülent, özer, hüseyin - mustafa, can, hilmi, nedim, selim..»
can bartu «maça hazırım» dedi
evvelki gün fenerbahçe ile idman yapan can bartu, eski takımının formasını taşıyacağı için heyecanlı olduğunu belirtmiş ve «maça hazırım» demiştir. fiorentina'yı kupa galipleri turnuasında ujpest'e attığı golle yarı finale yükselten milli futbolcunun bu gece fenerbahçede oynayacağı haberi spor çevrelerinde alaka ile karşılanmıştır.
sarı-lacivertlilerin 2 golünü de fiorentinalı can bartu kaydetti
seyirci: 8.387 kişi
hâsılat: 29.648 tl
hakemler: faruk talû (***), z. özcan (**), i. geygel (**)
fenerbahçe: üner (**) - osman (**), basri (**) - kadri (**), özer (**), hüseyin (***) - mustafa (**), can (***), hilmi (***), nedim (**), selim (**)
milli namzetler: necmi (**) [özcan (**)] - naci (**) [tevfik (* içi boş yıldız)], k. ahmet (**), yüksel (*) [a. ihsan (*)], süreyya (*) [ahmet (?) [naci (**)]], b. ahmet (*) [mustafa (**)], yüksel (*),, talât (*), şeref (**) [nail (*)], nevzat (*), candan (**) [yılmaz (*)]
goller: can dk. 83 (1-0), can dk. 90 «penaltıdan» (2-0)
29 nisan'da budapeşte'de macaristan'la 3-1'in rövanşını oynayacak olan a milli takımı namzetleri dün gece fenerbahçe ile yaptığı hazırlık maçını 2-0 kaybetmiştir.
bütün tenkidlere rağmen futbol federasyonu tarafından kadro dışı bırakılan can'ın 83 ve 90. dakikada attığı gollerle sahayı 2-0 mağlûp terkeden milli takım namzetleriş ne ilk, ne de ikinci devredeki tertibiyle hiç bir varlık gösterememiştir.
fert, fert veya iki futbolcu başarı grafiğinde bir yükseklik kaydetmişse de bu muvaffakiyet takımı hiç bir zaman heyeti umumiyesi ile ayakta tytacak kudrette olmamıştır.
denecek ki her milli maçtan evvel namzet kadro oynadığı hazırlık müsabakalarında daima böyle başarısızlığa uğramıştır.
dün gece sahaya çıkan milli takımı seyrettikten sonra bu sözü tekrarlamak bizce hakikatten uzaklaşmak olacaktır.
bir can ve hatta metin
zira, form ve moral durumu ne olursa olsun vurucu bir metin'i ve klâsını hatta dün gece bir kere daha ortaya koyarak ispat eden can'ı böyle kritik bir maçta ay-yıldızlı topluluğun dışında tutmak evvelâ büyük bir hatadır. bu hatadan dönmeyeiş de keza daha büyük bir gaf olmuştur.
teknik adamları, seçicileri ile federasyon, bir müsbet iş yapmıştı. o da milli kadroyu ilk defa kuvvetli bir rakip karşısına çıkarmak cesaretini göstermesidir.
bu bir reformsa
milli lig maçlarında başarı gösteren futbolcuları bir araya alarak bir takım kurmak kolaydır. ama futbol, cemi bir oyundur. mikki takımın bugüne kadar muhtelif müsabakalarda iyi neticeler alan bir iskeleti vardır. bu elemanlardan faydalanmayış ve biraz da gençlik mülâhazasıyla yepyeni bir yolu tercih ediş, riskli bir iştir. şayet bu bir reformsa bunu altı yıl geciktirdiğimiz bir macar maçının rövanşında denemenin yersiz olacağına işaret etmek isteriz.
şimdi dün geceki müsabakayı seyreden mes'ul şahıslardan soralım. ne gördünüz? sahada gayesizce koşuşan onbirler topluluğu size ne vaadetti? peşte'ye bu şartlar altında ümitli gidebilir misiniz? namzetler fenerbahçeye yenildi, fakat verdiğimiz taktiği - daha doğru bir deyişle bir sistemi -denediler diyebilecek misiniz? can'ı almadık. ama can'ın yerini şu veya bu şahısla doldurduk cümlesini kullanabilir misiniz?
zannetmiyoruz son suale kadar belki söylenecek sözünüz olabilir. ama, can klâsında bir futbolcunun yerinin doldurulacağını iddia etmek komik olacaktır.
1956 yılında istanbul'da oynanan ve 3-1 galibiyetimizle biten müsabakanın revanşına macar takımı ciddi bir şekilde hazırlanmıştır.
4-2-4 oynayacağız
antrenör sandro puppo, bugün yapılacak müsabakada milli takımımızın 4-2-4 taktiği ile oynıyacağını açıklamıştır. suat, ahmet berman, naci ve ahmet'ten müteşekkil olan ilk hat rakip forvette yer alan futbolcuları yakın markaja tabi tutacaktır. recep ve mustafa boş sahayı kontrol edeceklerdir. ogün, şeref, talât ve yüksel ise, bilhassa recep'in uzatacağpı paslarla kontrataktan netice almağa çalışacaklardır.
iki tarafın da kaptanları kaleci
iddialı ve çekişmeli geçeceği tahmin edilen türkiye - macaristan milli maçında takım kaptanlıklarını iki kaleci yapacaktır.
gerek turgay ve gerekse grosics, bu maçta kendilerine çok iş düşeceğini söylemişlerdir.
turgay, «macar forveti bilhassa tichy, göröcs ve oynarsa albert şutör ve fırsatçı oyuncular. müdafaamızın, bunları yakın markaja tabi tutmaları ve şul attırmamaları icap eder. beraberlik bizim için iyi olacak» demiştir.
macar takımının 36 yaşındaki kaptanı grosics ise, hücum hattında yer alan elemanlarımızın çok sür'atli oynadıklarını öğrendiğini söylemiş ve şunları ilâve etmiştir: « - türk takımını nerede olursa olsun yenmek zor. hayret ettiğim nokta, fiorentina takımı ile budapeşte'ye gelen can'ın niçin türk milli takımında yer almadığıdır. ben şahsen tek farka razıyım.»
macar futbol federasyonu âzaları, 1956 yılında istanbul'da oynanan maçtan 2400 dolar alacakları olduğunu söylemişler ve kafilemize para vermemişlerdir.
bu durum karşısında futbolcularımızın yövmiyeleri idareciler tarafından ödenememiş ve üzüntülü bir durum hâsıl olmuştur.
bu yazı macar haberler ajansı futbol uzmanı yeno boşkoviçs tarafından kaleme alınmıştır
şili'deki dünya şampiyonasına hazırlanan macar futbol takımının hazırlıkları bakımından pazar günü 100 bin kişilik nep stadında yapılacak olan türkiye - macaristan milli maçının büyük önemi vardır.
bu maça karşı gayet büyük bir ilgi gösteriliyor. bunun sebebi kendiliğinden anlatılmaktadır: «macar futbolseverleri şili'ye gidecek macar milli takımını, hareket zamanından tam 3 hafta önca nasıl bir formda bulunduğunu görmek ve bilmek istiyor.» aynı zamanda macar milli takımı, bu sefer macaristan'a ilk defa gelen bir takımla karşılanacaktır.
macaristan efkarı umumiyesi, macar takımından umumiyetle zafer beklemektedir. fakat bir çok insan «bir türk tehlikesinden» bahsetmektedir. çünkü macar takımları son zamanlarda türklere karşı başarı kazanamamışlardır. mesela 19 şubat 1956 da istanbulda oynana milli maçta, türkler, büyük ümitlerle dolu dev bir macar takımını 3-1 yenmişlerdir. 23 eylül 1959 da ise yine peştede 45 bin seyirci önünde yapılan avrupa şampiyon kulüpler kupası maçında f. bahçe csepel'i 3-2 yenerek kupadan elemiştir. nihayet birkaç gün önece romanya'daki milletlerarası gençler turnuasında türk genç takımı «macaristan'ın burnunun altına karabiber koklatmıştır.» çünkü gizli olarak türklere karşı son bir zafer bekleyen macar takımı bu maçı da 1-0 kaybederek şampiyonadaki iddiasından uzaklaşmıştı.
macar milli takımının türklere karşı yaptığı hazırlıklarda bazı güçlükler, iyi olmayan işaretler görülmüştür. yeni macar futbol yıldızı 21 yaşındaki florian albert, hafta arasında beklenmedik bir hastalığa yakalanmış, hastahaneye götürülmüş ve böylece pazar günkü maçtan önce durumu üzerinde tereddüt uyandırmıştır. mtk takımının ispanya seyahatinden ancak cuma gecesi peşteye dönüşü, hazırlıkları aksatmış ve nihayet macar milli takımı, teknik şefi lajoş baroti'nin italya seyahati dolayısiyle başka bir şahsın idaresinde kalmıştır. böylece macar milli takımı etrafındaki kargaşalıkların küçük olmadığım kabul etmek zorundayız.
buna rağmen tek seçici lajoş baroti şu ümit verici konuşmayı yapmıştır «türk takımının kuvvetini biliyoruz. buna rağmen bir zafer bekliyoruz. çünkü dünya şampiyonasına hazırlandığımız bir devrede macar takımının bu engeli başarı ile geçmesi lâzımdır.»
macar milli futbol takımı 1902 yılından bu yana milletlerarası 380 resmi maç oynamıştır. bilanço şöyledir: 211 galibiyet, 77 beraberlik, 92 mağlûbiyet. 1076 gol atmış. 653 gol yemiştir. bugün binlerce macar futbol meraklısı ümit ediyor ki, bu bilançoda bulunan sayılar arasındaki 92 değil, 211 değişecektir.
40.000 seyirci önünde oynanan maçta en azından bir beraberlik kaçırdık. golleri talât,şolymoşi, göröcs attı
ogün'ün sakatlanışıyla son 15 dakikada 10 kişi kalan takımda naci, şeref, mustafa, talât göz doldurdular
necmi tanyolaç peşte'den bildiriyor
millî takımımız, altı yıl sonra 3-1'in revanşını, macarlara kendi sahasında maalesef tek farkla kaptırdı. maalesef diyoruz, zira dünya kupasına hazırlanan iddialı rakiplerimiz bize karşı ne büyük bir üstünlük gösterdi, ne de fevkalâde bir oyun.
zamanında çalışmalara başlamış, daha iyi bir onbir kurmuş ve forvette recep'in vazifesini bütün oyun boyunca yapabilecek genç elemanlara yer verebilmiş olsaydık, en azından bir beraberlik, hattâ galibiyet alarak nep stadını terkederdik.
nerde 6 yıl evvelki macar takımı?
altı yıl evveline bir an için hatırlıyor ve diyoruz ki, nerede cziborlu, hidegkutili, puşkaşlı o maar takımı, nerede şimdi?
aralarında dağlar kadar fark var. gerçi, bizde de bir düşme yok mu? var... ama emin olun altı yıl içerisindeki düşüş, macarlarınkinden çok daha az, çok daha hafif kalır.
peşin hüküm vermek futbolda doğru değil. ama biz iddia ediyor ve söylüyoruz. uruguay'la 1-1 berabere kalan ve bizden, tesadüfi gollerle revanşı alan macar takımı, dünya kupasında 16 finalist arasında ancak 14 veya 12. olabilir. methedilen bir tichy'yi, avrupa'nın en iyi santrforu diye anlatılan albert'i, takım kaptanı şandor'u tanıyamadık dersek yeridir.
aslarımız iyi oynasaydı...
ahbi turgay biraz daha iyi gününde olabilseydi. güvendiğimiz aslarımızdan suat, hiç olmazsa lalettayin bir maçtaki gibi randıman verebilmiş lsaydı vazifesini yapan, fakat maçın sonuna doğru fiziki kifayetsizlik içinde bulunan recep 90 dakikayı tamamlayabilseydi... «..saydı» edatıyla biten cümlelerin hiçbirisi teselli için sıralanmamıştır. bu kadarı dahi macarlardan bir beraberlik almamıza kafi gelecekti.
koca turgay'ın 31. dakikada şolymoşi'nin 35 pastan çektiği şutu takip edemiyerek içeriye alışı ve yine koca turgay'ın naci'den kurtulan göröcs'ün karşısında yerini kaybedecek kadar gaflete düşmesi... affedilecek hatâlat değildi bunlar. klâsını ispat eden bir kaleci için izahı güç hatâlardır bunlar.
maç başlamadan evvel 41. milli maçını oynadığı için kendisine hediye verilen türk kaptanının macar seyircisi önünde bu duruma düşüşünü beklemezdik doğrusu.
başarı grafiği düşük olan candan, yüksel, nevzat için uzun boylu bir şey söylemeyi lüzumsuz addederiz. denenen gençlerden talât'ın, solhafta mustafa'nın vazifelerini yapan naci, recep ve şeref'e ayak uydurduklarını ve hattâ onlardan daha da fazla başarı gösterdiklerine işaret etmek isteriz.
maça 4-2-4 başladık
ilk onbeş dakikalık zaman içerisinde rüzgâra karşı oynayan takımımız, recep ve candan'ı geriye çekerek rakiplerimizin hızını durdurmak yolunu tuttu.
biz oyunu rlantiye almak isterken, baktık ki macarlar kendiliklerinden ağır bir tempo tutturmuşlardı. saha ve seyirci yabancılığı bu dakikadan itibaren silinmiş ve milli takımımız atağa geçmeğe başlamıştı.
6. dakikada şandor'un attığı şut, 11. dakikada kornerden gelen topa fenyveşi'nin kondurduğu kafa ve 14. dakikada albert'in pas denecek kadar turgay'ın eilinde eriyiveren hafif şutu kalemiz için ciddi birer tehlike olmaktan uzaktı.
kaçırdığımız ilk fırsat ve golüöüz
halbuki biz, 26. dakikada bir çığ gibi macar kalesine yüklenivermiştik. recep'in attığı topu meszöly'nin yanından aniden fırlayarak kapan şeref'i solhaf şipoş ceza sahasının dışında güçlükle faul yaparak durdurabildi. recep'in, demarke vaziyette bulunan ogün'e barajın üzerinden kaydırdığı topu sağaçığımız çok yakın mesafeden kaleye sokamıyarak ve takımımızı bir golden mahrum bırakacaktı.
müdafaada kapanan, talât, şeref ve ogün vasıtasiyle kontratağa geçen takımımız nihayet 29. dakikada yegâne golünü kazandı. şeref'in hazırladığı bir akında uzattığı topa hâkim olan ogün, müsait pozisyona kaçan talât'ı gördü. talât, ceza sahasına daldı ve attığı çok sert bir şutla kaleci ilku'yu mağlûp ediverdi.
macarların beraberlik golü
gol, takımımızın maneviyatını yükseltmişti. hemen iki dakika sonra şolymoşi'nin 35 metreden attığı şutu turgay iyi takip edebilmiş olsaydı bir anda beraberliğe düşmeyecektik.
moralsiz ve yakın markajdan sıkılan ve topa girmekten çekinen macar takımının ümidini ve şevkini canlandıran işte bu gol olmuştu.
halbuki bu golden bir kaç saniye evvel ogün muhakkak bir fırsatı da heba etmişti. atamadık, üstelik de yedik.
ikinci devre
ilk yarıda başarısız bir oyun çıkartan macarlar, ikinci yarıya şandor'un yerine farkaş'ı, albert'in yerine de rakoşi'yi oyuna alarak başladılar. milli takımımız ise aynı tertibini muhafaza ediyordu.
bir müddet, ilk anlarda netice almak isteyen macarlar karşısında müdafaaya çekildik. bu arada ogün ve candan vasıtasiyle yaptığımız bir iki akını ise kaleci ilku önlemekte müşkülat çekmedi.
albert ve şandor'un yerine giren oyuncularla macarlar daha derli topu bir oyun çıkartmaya başlamışlardı. fakat, yukarda da işaret ettiğimiz gibi bütün şutlar ve akınlar netice alıcı olmaktan uzaktı.
ikinci macar golü
68. dakikada turgay'ın bariz bir hatasından ikinci golü yedik. gerilerden kopup gelen göröçs, naci'den sıyrılmış ve turgay'la karşı karşıya kalmıştı. kaptanın, çıkmakla çıkmamak arasında bir anlık tereddütü mağlûp duruma düşmemize sebep oldu. bize kalırsa çıksaydı da bu gole mâni olabilirdi, yerinde dursaydı da. zira, çıksaydı göröçs'ten daha evvel topa müdahale edebilirdi. çıkmasaydı, ahmet göröçs'ü bastırmış, şut atamıyacak hale getirmişti. nitekim top turgay'ın üzerinden geçtikten sonra seke seke kalenin içerisine girdi.
işte bu golden sonra bir anda çöküverdik. yorulan recep'in yerine yüksel girdi. yapılan tadilatla hücum hattımız şöyle olmuştu: candan, suat, ogün, talât, yüksel. şeref ise sağhafta aksayan suat'ın yerini almıştı. bu değişiklik de uzun boylu fayda sağlayamıyacaktı. maçın sonlarına doğru candan'ın yerine bu defa da nevzat alındı. tam bu sırada ise kaleci ilku ile çarpışan ogün sakatlanmıştı. evvelce yapılan anlaşma müelbince, maçın sonuna kadar 10 kişi ile devam etmek mecburiyetinde kaldık.
macar millî takımının bariz hakimiyeti, 10 kişilik takımımız karşısında son 15 dakikada kendini gösterdi. ve maalesef kaçırdığımız fırsatlardan sonra yediğimiz talihsiz gollerle altı yıl sonra macarlara revanşı kaptırdı.
federasyon başkanı apak, macar futbolunu beğenmediğini ve gençlerin muvaffak olduğuna söyledi
milli futbol takımımız bu sabah uçakla viyana'ya geçecek ve çarşamba gününe kadar orada kalacaktır. kafile çarşamba günü saat 16.30 da istanbul'a hareket edecek ve 19.30 da istanbul'da olacaktır.
dünkü maç esnasında bir çarpışma sırasında sakatlanan ve sedye ile sahayı terkeden ogün'ün sıhhi durumu düzelmektedir. genç futbolcuya gerekli sıhhi yardım yapılmış ve geç vakit otele dönmüştür.
ne dediler?
büyük maçtan sonra amcar milli takımı tek seçicisi lajos baroti, altı yıl önceki mağlûbiyetin revanşını almasına rağmen, takımının çıkardığı oyunu beğenmediğini ifade etmiş ve «15 dakikalık bir oyunla maçı alabildik. bunun dışında ekibimiz, dünya şampiyonasına hazır bir takım olmaktan çok uzaktı. türklere gelince iyi bir maç çıkardılar. bilhassa eleman olarak şeref, ogün, talât ve recep'i çok beğendim.» demiştir.
müsabakayı idare eden yugoslav hakem bayiç ve yan hakem nedelkovski de türk futbolunda düşme olduğunu belirtmişlerdir.
federasyon başkanı orhan şeref apak ise «dünya şampiyonasına hazırlanan macar takımını beğenmedim, ağır futbol oynuyorlar. takımımız umumiyetle iyi idi. bilhassa kadroya ilk defa alınan gençlerimizin muvaffak olduğunu söyleyebilirim.» demiştir.
gençler turnuasını ve peşte maçını takip eden federasyon başkanı apak "türk futbolunda reform zamanı geldi" dedi
milli takım bugün dönüyor, israil'e karşı değişik bir kadro ile çıkacağız
viyana
macaristan'a 2-1 yenilen milli futbol takımımız bugün saat 16'da uçakla viyana'dan ayrılacak ve 19.30 da istanbul'da olacaktır. milli futbol takımı elemanları dün viyanada alış veriş yapmışlardır.
macaristan'la yapılan maçta başından sakatlanan ve beyin sarsıntısı geçirdiği için hastahaneye kaldırılan ogün'ün sıhhi durumu üdn düzelmiştir. ogün'le birlikte budapeşte'de hastahanede kalan milli takım antrenörü sandro puppo dün viyana'da bulunan futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak'la konuşmuş ve ogün'ün yemek yemeğe başladığını, perşembe günü budapeşteden uçakla istanbula hareket edeceklerini bildirmiştir.
«türk futbolünde reform şart»
futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak, son milli maçların neticeleri ve yeni çalışmalar hakkında «gayemiz avrupa kupasına iddialı bir ekiple iştirâk etmektir.» demiştir.
«ben macaristanı yeneceğimize inanıyordum. bu ümitle peşteye gittim. aksine inansaydım, canla metini feda eder miydim?» şeklinde konuşan başkan sözlerine şöyle devam etmiştir: «ilk federasyon başkanlığım sırasında geçen devrin milli takım iskeletini kurma işi bana düşmüştü. şimdi yeni bir milli takım meydana çıkarıyoruz. gençlerden 23 yaştakilere a milli takımının temaslarına kadar bütün milli maçları takip etmek isteyişimdeki maksat açıktır. futboldaki son durumumuzu tesbit etmek istiyorum. pek kısa zamanda bütünüyle iyi futbol oynayan bir milli kadro ortaya çıkacaktır.»
apak, 16 mayısta israil'e çıkacak milli takımın nasıl teşkil edileceği sorusunu «bâzı değişiklikler yapmak kararındayız. ancak, kimler çıkarılacak, yerlerine kimler alınacak? buna teşhit etmek için zaman erkendir.» şeklinde cevaplandırmıştır.
apak, gençler turnuasında avrupa dördüncüsü olan genç milli takımımızı övmüş ve türkiyenin bu sahada 10 senedenberi ilk defa bir beynelmilel dereceye girdiğine temasla: «köstencedeki maçlarımızı görmenizi isterdim. bu büyük başarı karşısında bizimle beraber 30 bin köstencelinin de gözleri yaşardı.» demiştir.
türk futbolunu 1963-64 sezonunda zengin ve kuvvetli bir milli maçlar mücadelesi ve rakiplerin beklediğini tekrarlayan başkan apak, sözlerini «gayemiz, türk futboluna geçiçi değil, devamlı bir itibar sağlamak ve reform yapmak zamamı geldi. şahsen bu hedefe doğru gidiyoruz.» diyerek bitirmiştir.
macaristan milli maçında beyin sarsıntısı geçirerek hastahaneye kaldırılan ogü, dün yanında sandro pupo olduğu halde yurda dönmüştür. genç futbolcuyu, federasyon adına adnan akın ve basın mensupları karşılamıştır.
ogün, sıhhatinin normale döndüğünü, fakat mevsim sonuna kadar futbol oynamasının mümkün olamayacağını ifade etmiştir.
not: tff nin internet sitesine göre kadrosu hatalı girilmiş. tff yüksel'i ilk onbire almış, ama candan'ı yedeğe almış. halbuki candan ilk onbirde, yüksel yedek olacaktı.