beşiktaşlı futbolcular dün sabah etilerdeki daimi kamp civarında antrenör puppo sandronun nezaretinde çalışmışlar ve antrenmanı müteakip topluca eyüp sultanı ziyaret etmişlerdir. resimde siyah-beyazlı futbolcular biraz sonra kesilecek kurbanın başında dua ederken görülmektedir. beşiktaşlılar rapid karşısında kendilerini şanslı görmektedirler.
ceza heyeti tekrar toplanarak muhtemelen güven’in lisansını rapid maçına yatiştirecek
merkez ceza heyeti bugün yapacağı toplantıda güven, ayhan, cenap hakkında karara varacaktır. amatörlüğü ihlâl ettiği bildirilen 3 futbolcu için dün de ceza heyeti 6,5 saat süren bir toplantı yapmıştır.
ceza heyetinin nihai karara varmak maksadiyla bu sabah tekrar toplanması, beşiktaş’a transfer olan güven’in bugünkü rapid maçında oynaması ile alâkalı görülmektedir.
teşkilât çevrelerinde hava, güven’e gereken müsaadenin verileceği merkezindedir.
saha vardı… seyirci vardı… takımlar da vardı… fakat hakem yoktu
üç bulgar hakem atina’da uçak bulamadıkları için :
rövanş bugüne kaldı
uefa müşahidi kosta kostantaras, “beşiktaş ve rapid aralarında anlaşsa idi, maçı pekâlâ bir türk hakemi idare edebilirdi” dedi.
bulgar hakemleri vaktinde şehrimize gelemediğinden dünkü beşiktaş – rapid naçı bugüne tehir edilmiştir. tehir kararı, iki kulübün temsilcileriyle görüştükten sonra avrupa futbol birliğinin bu maça gönderdiği yunan müşahidi kosta kostantaras tarafından verilmiştir.
sabahın erken saatlerinden itibaren beşiktaş – rapid maçını takip etmek üzere mithatpaşa stadına gelen binlerce seyirci tribünlerde yer aldıktan çok sonra durumu öğrenebilmişlerdir. saat 14.30 da stad hoparlörleriyle ve stadın boşaltılması istenmiştir.
beşiktaş ve rapid futbolcuları ise idareciler, durumu daha önceden bildikleri için istirahat halinde bulundukları kamplardan ayrılmamış ve stada gelmemişlerdi. sadece rapid meneceri ve kafile başkanı happel, mithatpaşa stadına gelmiş, tehir kararını öğrenerek modadaki kampa dönmüştür.
stadın boşaltılmasından ancak birkaç dakika sonra ve henüz kapılar kapanmadığı sırada bir muzip seyircinin «hakemler geldi, maç oynanıyor» diye bağırması binlerce kişiyi heyecana sevketmiş ve mahşeri bir kalabalığın stad kapılarına hücum ettiği görülmüştür. bu seyircilerden çoğu tribünlerde yer aldıktan sonra yeni anons yapılmak lüzumu duyulmuş ve maçın tehiri kararı tekrarlanmıştır. ancak stad müdürlüğünün stada giren seyircilerin ellerindeki biletleri gişelerde kuyruğa girmek suretiyle imzalatmalarına dair tebliği başlangıçta karışıklığa sebebiyet vermiş ve durum protesto edilmiştir. alâkalı makamların müdahalesi üzerine bilet koçanlarının imzalanmasından vazgeçilmiş ve seyircilerin bugünkü maça ellerindeki bilet parçalarıyla girebilecekleri bildirilmiştir.
müsabakanın bugüne tehiri münasebetiyle dün akşam beşiktaş adına hakkı yeten, rapid adına happel ve uefa adına kosta kotsantaras bir protokol imzalamışlardır. bu protokolda «bulgar hakemlerin atinadan uçakla gelemeyişleri dolayısiyle ve tarafların anlaşması, uefa müşahidinin de tasvibiyle maçın tehir edildiği» hususu kaydedilmiştir.
u.e.f.a. müşahidinin sözleri
bu toplantıdan sonra avrupa futbol birliği temsilcisi kostantaras, «böyle bir tehir avrupa kupasında ilk defa vukubulmaktadır. taraflar anlaşmış olsalardı maç pekâlâ zamanında ve bir türk hakeminin idaresinde oynanabilirdi» demiştir.
rapidliler maçın tehirinden memnun olmadıklarını ifade etmişlerdir. menecer happel «bizim için kötü oldu. maddi, manevi ziyan ediyoruz. bir türk hakemi idaresinde maçın oynanmasını ise kabul etmek şöyle dursun, düşünmeyiz dahi» demiştir. rapidliler bu tehir kararını uefa nezdinde protesto hakkına sahip olduklarını da hatırlatmışlardır. ancak beşiktaş kulübü maçın dün oynanmasını temin için iyi niyetle gereken gayreti göstermiş ve hattâ atinadan bir uçak kiralayarak bulgar hakemleri getirme teşebbüsüne dahi girişmiştir.
beşiktaşlı futbolcular da maçın tehirinden şikâyet etmişler ve günü sinemaya giderek ve istirahat ederek geçirmişlerdir.
beşiktaş –rapid maçının hakemi dimov, yeşilköy hava alanında kendisini karşılayan basın mensuplarına «atina’ya vaktinde geldik. fakat uçak seferleri iptal edildiği için maça yetişemedik bundan biz de üzgünüz demiştir»
beynelmilel hakem beşiktaş ve rapid takımlarını yakından tanıdığını sözlerine ilâve etmiş bugüne kadar idare ettiğim hiçbir müsabakayı 1 dakika bile geç başlatmadım demiştir.
dimov, yonev ve hristov’dan müteşekkil hakem grubunu federasyon ve beşiktaş kulübü temsilcileri karşılamışlardır.
beşiktaş’la rapid arasındaki avrupa şampiyon kulüpler turnuasındaki ikinci maç bugün saat 15.30 da mithatpaşa stadında oynanacaktır. maçı dün gelmediği için tehire sebep olan bulgar hakemi dimov idare edecektir.
ondört gün önce viyana’da yapılan ilk maçı rapid 4-0 kazandığı cihetle, bugünkü maç beşiktaş için daha ziyade bir «prestij maçı» hüviyetini taşımaktadır. siyah-beyazlıların ikinci tura atlıyabilmeleri için, sahadan 5 gol farkla galip ayrılmaları gerekmektedir. üçüncü bir maç oynanmazı da, karşılaşmanın ancak 4 farkla beşiktaş lehine bitmesiyle mümkündür.
siyah-beyazlılar, son haftalarda üst üste aldıkları mağlûbiyetle kamçılanarak bugün viyanalılar karşısında iyi bir oyun çıkarmak ve iyi bir sonuç elde etmek için çalışacaklardır.
beşiktaş’ın bugünkü tertibi, merkez ceza heyetinin güven hakkında vereceği karara bağlıdır. güven oynamadığı takdirde, siyah-beyazlı takım şu onbirle oynayacaktır: «necmi-bahattin, münir – tuncay, sabahattin, kaya – arif, nazmi, şenol, birol, ahmet.»
güven oynıyabildiği takdirde ise, şenol solaçığa geçecektir. rapid’in de şu onbiri kuracağı bildirilmektedir: «zeman – steup, zaglitsch – hanappi, glechner, bilek – halla, nuske, skocik, flögel, bertalan.»
maç mithatpaşa stadından naklen istanbul radyosu tarafından yayınlanacaktır.
dahili hoparlörün maçın ertesi güne tehir edildiğini ilân etmesinden sonra bir muzip seyirci kapalı tribünlerin üzerinden «hakemler geldi maç oynanıyor» diye bağırmış bunun üzerine de stadı terketmekte olan binlerce taraftar tekrar kapılara hücum etmiştir.
merkez ceza heyeti, güven, cenap ve ayhan hakkında dün de bir karara varamamıştır. üyeler 3 saatlik toplantılarında, eski amatör nizamnâmesinin 11 inci maddesinin yeni ceza talimatnâmesine uymadığını belirtmişler, umum müdür güreli de yetkisini kullanarak bu 11 inci maddenin yürürlükten kaldırılması için devlet bakanının onayını almıştır. bu madde, amatörlüğü ihlâl eden sporcuların önce amatörlükten ıskat edileceğini, sonra da cezalandırılacağını derpiş etmekteydi.
11 inci madde kaldırıldığına göre, bu sabah toplanacak merkez ceza heyeti üç futbolcunun federasyonca amatörlükten ıskatını nazara almıyarak kendilerine ceza takdir edecek, bundan sonra da futbolcuların amatörlükten çıkarılması görüşülebilecektir.
ceza heyetinin üç gündür saatlerce devam eden toplantılarda bir karara varamaması, spor çevrelerinde «âcizlik» olarak vasıflandırılmaktadır.
siyah-beyaz’lılar maç boyunca ele geçen fırsatlardan birinideğerlendirdiler. rapid avusturya futbolunu temsilden uzaktı
soyunma odalarına giden arkadaşlar anlattılar… beşiktaşlılar mağlûp bir takımın oyuncuları gibi mahzun ve üzgün önlerine bakıyorlarmış…
tabloyu hayalimizde canlandırdıktan sonra, aralarında ağlayan olup olmadığını sormadık… çünkü, teessür müşterekti ve üzülenler sadece onlar değildi… hepimizde beşiktaşın mahzunluğundan, herhangi bir kulübün mütevazi taraftarına kadar hepimiz galibiyetle biten bir maçın mağlûp seyircileri olmuştuk. çünkü, maçın hakiki galibi, mağlûp rapid olmuştu. viyanadaki ilk eleme maçını 4-0 gibi açık farkla kazanıp, tur şansını sigortaladıktan sonra elbette rapid revanşı 1-0 kaybedişinin üzerinde durmayacak, viyanada en basit bir avantaj aralığı bulamayan beşiktaş ise rakibini istanbulda mağlûp edişinin sevincini hissedemeyecekti… işte mithatpaşa stadını onbinlerce futbolsever dün akşam böyle terketti.
ümitliydik
halbuki ne ümitlerle maçın başlayışını beklemiştik. hele rapid’in avrupa şampiyon kulüpler kupasına bu sene iştirâk eden takımların en hafifi olduğunu gördükten ve beşiktaşın bu zayıf topluluğun kalesine henüz 11. dakikada attığı golü takdirle alkışladıktan sonra… daha da ümitlenmiş ve maçın basındaki arzulu futbolün rapid’i çökertip, beşiktaşı arzulanan neticeye götüreceğini tahmin etmiştik… gerçekten de siyah – beyazlılar, kapalı tribünün sağ tarafını boş bırakan siyah – beyazlı taraftarları aratmayan samimi bir seyirci kitlesi önünde oyuna hızlı girmişlerdi… buna rağmen ilk tehlikeyi atlatan takım yine beişktaş oluyor ve necmi 4. dakikada sağiçin şutunu, kafasını direğe vurarak köşede zararsız hale getiriyordu.. ama, beşiktaş ilk hızda netice almak azminden bir şey kaybetmemişti. soliç flögel’in 6. dakikada kornerden gelen topa yapıştırdığı şâheser voleyi necmi köşede kurtarırken bile beşiktaşın moral hanesinde bir kayıp yoktu…
şahane gol
bu iki fırtınayı atlatan siyah – beyazlılar 10. dakikadan itibaren rapid yarı sahasına yerleştiler. ihtiyar zeman ve bir güreşçi edalı kaptan hanappi’nin müdafaası beşiktaş bastırdıkça bunalıyor, bilhassa soldan şenol’un sürüklediği akınları keserken bir orta avrupa müdafaası klâsında gözükmüyordu… beşiktaş, iki yandan arif’le şenolün, ortadan da ahmet’in zorladığı bu zayıf görünüşlü müdafaadan daha 11. dakikada bir gol avans aldı. nazmi sağiç yerine kayan birol’a topu uzattı. birol aldı, sağaçık yerine kadar kaçtı ve ortaladı. ahmet sıçradı ve futbol hayatının en güzel kafa vuruşlarından birini gösterdi. zeman’ın koruduğu kaleye ahmet âdeta kafa ile bir çivi çakmıştı. 1-0 galibiyete yükselen siyah – beyazlılar seyircinin büyük tezahüratı altında oyunu biraz daha süratlendirdiler. şimdi, rapid kalesinin önünde tam bir panik hüküm sürüyor ve beşiktaşa 4-0 lık açığını kapayacak fırsatlar düşüyordu. 14. dakikada şenol ahmed’i solaçığa dâvet eden bir pas uzattı. ahmet kaptı topu ve sağ beki geçti. ayak koydular korner oldu. birol çekti, zeman mütereddit, avrupa sahalarının en iyi kalecisi olduğu devirdeki zeman’ı güldürücek kadar acemi bir hareketle topu kornere attı. ama, beşiktaşın hücumlarından hiç birisi bu karambolda topa ayağını uzatmak cesaretini gösteremedi. gol kaçıran beşiktaş hâlâ rapid kalesi önünde çalışıyor, kornerlerin biri gidip, biri geliyordu. ve hayrettir beşiktaş, rapid’in her hattı ile nöbet geçirdiği bu ağır tazyik devresinden bir avantaj koparamadı… maçın lik yarım saati dolarken rapid hâlâ kendine gelememiş geride ve ilerde yalpalıyor, beşiktaş ise birolün 10. dakikada altı pastan kaçırdığı golle başlayıp, ahmet’in attığı golle bilen bir (fırsatlar pazarından» maalesef kötü bir müşteri gibi çıkıp, gidiyordu. bu devre maçın düğüm noktasıydı. ve pekâlâ beşiktaş o hızı, o bastırışı ve o akın arayışı ile dağıttığı rapid’ten viyanada kaptırdığı avantajını geri alabilirdi. beşiktaş bundan sonra oyuna giriş hızını kaybetti. üstelik de birol ve nazmi takımın kilit noktaları olarak arkadaşlarına bir şeyler verememiye, hemen her topu, her pası kaptırmaya başlamışlardı…
beşiktaştaki durgunluk hissedilir şekle girdiği andan itibaren rapid bir mengeneden kurtulmanın rahatlığı ile oyunu açtı ve bır kapalı tribün önünde birkaç avusturya müsellesi çizmeye muvaffak oldu. 31. dakikada beşiktaş kalesi maçın üçüncü büyük tehlikesini atlatıyor ve sıra ile skoçik, flögel wolfbauer’in şütleri beşiktaş müdafileri tarafından kesiliyordu. beşiktaş devreyi 1-0 önde bitirirken gördüklerimizin kısa bilânçosu şuydu: beşiktaş devreyi önde sürüklemiş, pek çok fırsat yakalamış ve ancak birinden istifade edebilmiştir. müdafaa, 30. dakikadan itibaren yorulmuş, bütün ağırlığını sabahattin’le münir’in omuzlarına yüklemiştir. yuncay diye bir sağ hafı beşiktaş takımında bulmak, nazmi ile birol’a beşiktaşın insaydları demek güçtür. ve takım nefesini kaybettikçe rapid’in mahalle aralarında oynadığı futbolü oynamaya başlamıştır. ileride de sadece ahmet’i var beşiktaşın…
ikinci devre
maçın ikinci yarısında yorgun, nefessiz, arzusuz bir beşiktaş ve tabelâdaki rakama râzı bir rapid seyrettik. maçın kaliyesi zaman geçtikçe düşüyor ve sahada cereyan eden maçın avrupa şampiyon kulüpler kupasına dahil olup, olmadığı münakaşa ediliyordu…
siyah – beyazlılar yine devrenin başında bir korner kazanmışlar ve arif’in gecikmesi yüzünden bir golden olmuşlardı. bu dahi, beşiktaşı avrupa şampiyon kulüpler kupasından eleyen b.r takımın kuvveti hakkında bir fikir vermeye kâfi idi. evet, zaman ilerledikçe müsabaka seyredilmez hâle geldi. rapid artık ilk devredeki gibi mahkûm oynamıyor ve arada sırada rakibini yokluyordu. 54. dakikada hanappi ileri fırlamış ve sağiçe güzel bir pas vermişti. sağiç skocik şütünü çekmiş, top beşiktaş kalesi direklerinden geri dönmüstü. ve besiktasa 80. dakikadason bir fırsat düsmüs. şenol’un atağı ile zeman’ın bosalttığı kaleye ahmet topu plâseleyeceği yerde…
maç bittiği anda iki tarafın sa sahada yürüyecek dermanı yoktu. yorgunluk bilhassa beşiktaş takımında açıkça görülüyor ve üzüntüden kimsenin ağzını bıçak açmıyordu…
besiktş maçı kazanmıs, rapid ise kupada ikinci tura yükselmişti. ama, doğrusu bu ya, dünkü rapid ve besiktas, türk ve avusturya futbolunu temsil edecek kudrette değildiler…
birol sağaçıktan kayarak avut çizgisine kadar yaklaştı. şut atacak pozisyonda değildi. ortalıyacağını tahmin ederek soliç mevkiine doğru kaydım. evet ümit ettiğim doğru çıkmıştı. top fişek süratiyle bana doğru geliyordu. havaya fırladım ve kafayı çaktım. top zeman’ın kapadığı tarafın tamamen aksi köşesinden filelere ayni hızla takılıverdi. bu hâdise 11. dakikaya tesadüf ediyormuş. benim o anda hissebildiğim tribünlerden yükselen korkunç bir gol sesi oldu.
hep üzülerek ayrıldık staddan… halbuki bir avusturya şampiyonunu (1-0) da olsa yenmek pek de üzücü bir sonuç değildi… sonra bir futbolsevere zevk verici başarılar da görmüştük sahada. meselâ bir orta hakemi vardı ki düdüğünü gıpta edilecek bir adalet ve bilgiyle öttürerek hepimizin takdirlerimizi toplamıştı. sonra bir sabahattin vardı ki azıcık da necmi, münir ve bahattinin yardımlariyle asılması zor bir kale gibi tek sayı yaptırmamıştı beşiktaşa… ya rapidin şuurunu, mantığını kuran beyin adam hanapi… bütün bunlar futbolü seven kimseler için cidden seyredilmesi hoş şeylerdi… fakat ötesi… mithatpaşanın tek vücut, çift el, tek gırtlak olmuş seyircileri ancak bir ilk onbeş dakikada heyecanlanıp ümitlenebildiler.. geri kalan dakikalarda ise rapid’in akıllı, bilgili müdafaası, kale önlerinde, tehlikeli sahada toplanıslarına çarpıp çarpıp geri dönen monoton ve ölü dalgalar herkesi bezdirdi durdu…
beşiktaş biraz daha canlı, istekli ve kurnaz olabilseydi, kısacası geçen seneki beşiktaşımızın hiç olmazsa yarısı olabilseydi sanki rapid üçüncü bir maç için kös kös düşünmez miydi ki…
zeman’lı ve hanappi’li rapid takımını seyrederken tarihten bir sayfa okur gibiydik… iki şöhret, asırlık birer çınar gibi haybetli gözükmüştü bizlere… sahada, köklü, futbol mâzisine sahip iki muhteşem çınar…
beşiktaşı düşünerek korkmuştuk doğrusu. ama aradan geçen yılların, asırlık çınarların içini koflaştırmış olduğunu ne bilelim. dokunulsa yıkılacak gibiydiler. hele zeman!... üzüldük… bizce orta avrupanın bu iki yıldız futbolcusunun yeri, eski takım arkadaşları happel’in yanı olmalıdır. rapid’i avusturya futbolünü temsilden uzak bulduk. 90 dakikalık zaman içinde bir zamanlar dillere destan olan orta avrupanın klâsik «diyagonal» sisteminden bir tek ince örnek veremediler. dantelâ gibi kısa kısa örülerek rakip kaleye kadar giden akınlar… top hâkimiyeti. gözü okşayan zarif paslaşmalar yok, yok, yok… ama hiçbir şey yoktu rapidde.. dünkü oyunu ile rapid’e «mütevazi bir takım» demek dahi mübalâğalı olacaktır.
türk futbolünün temsilcisi beşiktaşa gelince: rapid için sıraladığımız yokları siyah – beyazlı takım için de tekrarlamak mümkün. zeman ve hanappi’ye karşı beşiktaşlılar dün o eski devrin üstâdları sabri, hakkı, kemal, şeref, şükrü’den kurulu bir forvetle çıkmış olsalardı – tabii bugünkü durumları ile demek istiyoruz – hani daha farklı bir galibiyet temin etmeleri işten bile olmazdı. bu sebeple beşiktaşın rapid gibi bir takım karşısında avrupa kupasından elenmesinden üzüntü duyduğumuzu söylemek isteriz.
beşiktaş – rapid mücadelesinin 180 dakikasını da gördüm.
viyanadakı maçtan çıkarken «beşiktaş 4-0 yenilmeğe müstahak değildi» diye düşünüyordum. dün staddan ayrılırken de «beşiktaş 1-0 dan fazlasını alabilirdi» diye üzüldüm.
her iki maç da «futbol» olarak iyi not alacak oyunlardan değildi. formsuz iki ekibin iki mücadelesinde de klâs farkı filân değil, sadece fırsatları değerlendirme farkı göze çarptı. iki müsabaka arasındaki en açık fark, birincinin kötü, ikincinin ise iyi idare gösteren hakemler önünde oynanmasıydı.
ünlü real madrid’in ünlü meneceri österreicher bir kere daha haklı çıktı: «bu kupada maçı kazanan, daima ev sahibi takım oluyor.»
ve işte misafir takımın «gole mukavemet» derecesi de, eleyenle eleneni tâyin ediyor.
beşiktaş dün de iyi futbol göstermedi. fakat viyana maçına nisbetle iyi sayılırdı. orada tamamen mahkûm oynamış ve fırsat dahi yakalayamamıştı. burada ise, zaman zaman rakibini mahkûm etti, fakat bu defa da yakaladığı fırsatları kullanamadı. iki takımın iki maçındaki başarısına değil de, başarısızlığına bakınca, beşiktaşın elenmesi karşısında susmak gerekiyor. belki 4-1 lik averaj pek haklı değil… belki rapid bir şampiyonlar turnuasının ikinci turuna yükselecek çapta takım değil… fakat …
… fakat insanlar gibi, kulüpler de bazen şansını kendisi yaratır.
avrupa şampiyon kulüpler kupası ilk tur eleme maçlarının ikincisinde beşiktaşa 1-0 mağlûp olmasına rağmen ikinci tura atlayan avusturya şampiyonu rapid, dün sabah uçakla viyanaya dönmüştür.
yeşilköy hava alanında federasyon ve beşiktaş kulübü temsilcileri tarafından uğurlanan rapid’li futbolcular «istanbulda kalmış oldukları müddet zarfında gördükleri misafirperverlikten ve maçı kaybetmelerine rağmen kupada bir tur atladıkları için memnuniyetlerini» bildirmişlerdir.
16 aralık 1960 tarihli milliyette yapılan “yılın sporcusu kim olacak?” anketinde 1960 yılındaki başarılı maçlar bölümünde bu maçta aday olarak gösterilmiş.
haber dönem gazetesinde şu şekilde yer almış;
şampiyon kulüpler kupası:
28 eylül, istanbul: beşiktaş - rapid: 1-0. en iyi oyuncu: sabahattin (****). gol: ahmet.
31 aralık 1960 tarihli milliyette milliyet spor ekibinin hazırladığı “geride kalan bir yıl” bölümünde bu maçla ilgili şu bilgiler yazılmış.
beşiktaş – rapid
geçen yıl avrupa şampiyon kulüpler turnuasında memleketimizi temsil eden beşiktaş oldukça şanssız ve başarısızdı. kur’ada karşısına çıkan avusturya şampiyonu rapid’le ilk maçını viyanada oynadı ağır bir şekilde 4-0 mağlûp oldu. bu maçta beşiktaş tuncay kaya gibi formda bâzı yıldızlarından mahrumdu. sadece kaleci necmi, biri penaltıdan olmak üzere dört gol yemesine rağmen milliyetin yıldız bareminde (***) alabilmişti. rapid’in şöhretli adamı hanappi (****) almış ve takımının ve maçın nâzımı olarak dikkati çekmişti. ikinci maç, istanbulda oldu. beşiktaş bu defa oldukça iyi oynamasına rağmen rakibine ancak bir gol atarak kazanabildi. golü ahmet attı, necmi ve bilhassa sabahattin fevkalâde oynadılar. siyah – beyazlılar bu netice ile avrupa şampiyon kulüpler turnuvasından eleniyorlardı. bu sebeple 1-0 lık galibiyete karşı büyük bir sevinç duyulmamıştı. halbuki siyah – beyazlı takım rapid’i 1-0 yendiği maçta başarılı bir futbol oynamış ve bir çok fırsatlardan da istifade edememişti. rapid ise ikinci turda doğu almanya şampiyonu karl wismut takımiyle karşılaştı ve ancak baraj maçından sonra rakibini eleyerek kar-dö finallere iştirâk hakkını kazandı. avusturya şampiyonunun kar-dö finaldeki rakibi isveç şampiyonu malmödür.