iki orta avrupa temsilcisinin bern’de 2.kez buluşmasıydı. ilk turda batı almanya’yla, macaristan aynı gruba düşmüş ve macaristan rakibini 8-3 yenerek sürklase etmişti.otoriteler, czibor, puskas, hidegkuti ve ilk maçta alman kalelerine tam 4 gol bırakan kocsis’in durdurulamayacağını düşünüyordu. ne o tarihe kadar ne de bundan sonra, hiçbir takım bu kadar favori gösterilmemişti.
ama batı almanlar’ın kurt hocası sepp herberger, ilk maçı analiz ederek taktik geliştirdi. ilk maçta oynatmadığı 5 ismi sahaya sürdü ama 2 hafta önceki maçtan farklı bir senaryonun gerçekleşeceğine kimse ihtimal vermiyordu.
ingiliz hakem ling’in düdüğüyle birlikte macarlar, almanya kalesini abluka altına aldı. bu pres almanları şaşkına uğratmış, sakat sakat oynayan macaristan kaptanı puskas, kocsis’in çektiği şutu tamamladı, 2 dakika sonra czibor alman defansının geri pasından faydalandı. 8 dakika sonunda durum 2-0 macarlar’ın lehine olmuştu ve herkes maçın böyle biteceğini düşünüyordu. ama alman mucizesi iki dakika sonra devreye girdi önce morlock, ardından rahn, 10 dakika içinde almanlar’ın geri dönüşünü sağladı. devre bu skorla sona erdi.
2. yarıya öfkeyle başlayan macarlar, almanları bunaltmaya başladı. önce hidegkuti’nin ardından kocsis’in şutları direkte patladı. czibor’un bir şutunu alman kohlmeyer çizgiden çıkardı ve alman kaleci turek, inanılmaz kurtarışlarla macarlara geçit vermedi. 84.dakikada futbolun “atamayana atarlar” kuralı devreye girdi ve rahn mucizevi bir şekilde almanları öne geçiren golü attı. macarlar şaşkındı. dakikalardır alman kalesini bombardımana tutmuşlardı ama kalelerinde golü görmüşlerdi. 2 dakika kala gol atmayı başardılar ama bu kez de yardımcı hakem ofsayt gerekçesiyle puskas’ın golünü geçerli saymadı. herkes macarlar’ı kürsüye beklerken şampiyon batı almanya şampiyon olmuştu.
ikinci dünya savaşı sırasında alman milli takımı'nın kaptanı fritz walter'i sibirya'ya kamplara gönderilmekten bir macar subayı kurtarıyor. aynı walter, dünya kupası finalinde macaristan önünde. macarlar önlerine gelene bol gol atıyorlar. hatta grup maçlarında batı almanya'yı 8-3 yeniyorlar. ama o alman takımı yedeklerden oluşturulmuş bir ekip. macarların büyük yıldızı ferenc puskas sakat sakat sahaya çıkıyor. "'ben sağlamken 8 atmıştık. şimdi sakatım 7 atarız" diyor. puskas dediklerini teyit edercesine daha 6. dakikada öne geçiriyor macaristan'ı. iki dakika sonra kohlmeyer'in hatalı geri pasını kovalayan czibor farkı ikiye çıkarıyor. bern'deki maçta farklı bir sonuç bekleniyor artık. 11. dakikada morlock, almanlar'a ümit veren golü atıyor. 16. dakikada peş peşe 3 korner atıyor almanya. bunların sonuncusunda fritz walter'in ortası kardeşi ottmar'ın kafasını ve kaleci grosics'in ellerini sıyırıyor. helmut rahn'a beraberlik golünü atmak kalıyor. 83'te aynı rahn, almanlar'a galibiyeti getiren golü atıyor. ancak 85. dakikada puskas bir gol atıyor. ama galli yan hakem mervyn griffiths yanlış bir ofsayt bayrağıyla kupanın kaderini değiştiriyor. maçtan sonra puskas, "biz ingilizler'e wembley'de 6 attık. galli yan hakem bunun intikamını aldı" diyor. ama olan olmuş ve almanya bir futbol gücü olarak yeniden dünya arenasına dönmüştür. bern mucizesi adıyla anılan bu maç sadece alman futbolunun değil alman ulusunun da savaş sonrası kendine gelmesini sağlamıştır.
#27 almanların bern mucizesi batı almanya vs macaristan, 1954
dört yıl boyunca yenilgi yüzü görmeyen, iki kez ingiltere'yi deviren ve olimpiyat şampiyonluğu kazanan puşkaş, kocsis, hidegkuti ve bozsikli kadro macaristan'ın altın kadrosuydu ve tacı hak ediyordu. ama sonrasında parçalanmış bir ulusun yeniden doğmasını sağlayan bern mucizesi gerçekleşti. maçtan önceki gece otel önünde macar futbolcuları uykusuz bırakan alman bandosunun tüm çabalarına inat, macarlar 2-0 öne geçti. ama almanlar, maçın ilk yarısını 2-2 berabere tamamlamayı bildi. sonrasında macarların iki şutu direkten geri geldi, maçın bitimine 6 dakika kala rahn'ın golü de maçı panzerlere kazandırdı. almanlar bir daha o eski kötü günlere dönmedi; macar futbolu ise hâlâ hasta yatağından kalkamadı.
macar futbolcularının eşleri final maçını seyredekecek
budapeşte, 2 (ap) - dünya futbol kupası turnuasmda büyük bir varlık gösteren macar futbol takımı oyuncularına, şimdiki halde herhangi bir macarın tahayyül edebileceği en büyük mükâfat verilmiştir: takım mensuplarının karıları ve bekâr oyuncuların aileleri pazar günü yapılacak final maçnı seyir için macaristandan isviçreye gidecek ve futbol yıldızlariyle birlikle isviçrede 2 haftalık bir tatil yapacaklardır.
alman takımı hazırlanıyor bern, 2 (ap) - bu sefer dünya futbol kupası turnuasnda herkesi hayrete düşüren alman milli futbol takımı pazar günü macarlara karşı oynayacağı final maçına hazırlanmaktadır. almanlar, bugün sıkı bir antrenman yapmışlardır. macarlar, da bugün takım halinde ve ferdi antrenmanlar yapmışlardır.
almanyanın, turnuada şimdiye kadar elde ettiği başarılar uzmanları hayrete düşürmüştür. alman takımıı sırayla 3 kuvvetli milli takımı, türkiye, yugoslavya ve avusturyayı turnua dışı bırakmış ve önceden savrulan bütün kehanetlere rağmen finale ulaşmıştır. buna rağmen pazar günü bern'in wankdorf stadında karşılaşacağı macaristanı yenmesine pek ihtimal verilmemektedir.
almanlar, dünya futbol uzmanlarının halen «modası geçmiş» dedikleri bir sisteme müsteniden oynamaktadırlar. bu sistemin ruhu, iki taktiğe dayanmaktadır
1 - 8 kişilik veya toplu müdafaa, bu sistem dahilinde almanlar rol durumu lehlerinde tecelli eder etmez, yani başa geçince, hemen hemen bütün takımı müdafaaya çekmektedirler. ve bunu o kadar iyi becermektedirler ki, sistem şimdiye kadar, sökmüştür.
2 - ani veya «uçan» taarruzlar. bunları, sağ ve sol açıklar ile santrforları vasıtasiyle eşape şeklinde tatbik etmektedirler. bu usul de şimdiye kadar şökmüştür. avusturyalılara attıkları 6 gol bunun bariz delilidir.
şimdi final maçında büyük mesele şudur. dünyanın en üstün muhacim hattı sayılan macar forvetleri alman müdafaasını delebilecekler midir? ve biraz zayıf görünen macar müdafaası alman blitzkrieg'ini durdurabilecek midir?
şimdiki halde uzmanlar bütün bu mülâhazaları hesaba katmak suretiyle, yine de macarların kupayı kazanacağını muhakkak addetmektedirler.
bern, 3 (radyo) - almanya - macar milli takımları yarın bern'de dünya kupası final maçını oynıyacaklar.
spor otoriteleri, bu mühim maçın çekişmeli olacağını, macarların kazanma şanslarının çok kuvvetli olduğu, fakat alman takımının da bir «sürpriz takımı» manzarası arzettiği mütalâasını ileri sürmektedirler.
filhakika macarlar, çıkardıkları maçlarla dünya şampiyonasının en kuvvetli takımı olduklarını, iki dev takım brezilya ve uruguayı yenerek ispat etmişlerdir.
almanlar, ümitli görünmektedirler. avusturyaya karşı kazandıkları 6-1 lik galibiyet kendilerini kamçılamıştır.
alman milli takımı beklemediği bir dünya ikinciliğini kazanmış bulunmaktadır. yarın macarlara yenilse de ikinciliğine zarar gelmeyeceği için, almanlar bütün gayretlerini hücumda teksif edecekler ve macarların karşısında son bir şans deneyeceklerdir.
alman milli takımının antrenörü selb herberger, çok kuvvetli bir taktikçidir. herhalde bu maç için birşeyler hazırlamıştır. macarların kazanma şansı çok kuvvetlidir. fakat artık şahlanmış alman takımının da bir tehlike olduğunu kabul etmek lazımdır.
berlin, 3 (tha) - alman gazeteleri, kalbi zayıf olanların, futbol meraklısı kalp hastalarının yarın isviçre'de yapılacak. macaristan - almanya final maçının neticelerini radyodan takip etmemelerini tavsiye etmektedirler.
zira, wilhelm lange adında birberlinli itfaiye memuru, almanya ile avusturya maçının tafsilatını televizyonda heyecan içinde seyretmiş, fakat netice ilân edildiği anda sevincinden düşerek ölmüştü.
almanya macaristan'ı 3-2 yenerek dünya şampiyonu oldu
maçın ilk devresi 2-2 beraberlike neticelendi. almanlar galibiyet gollerini oyunun son dakikalarında kazandılar
bern, 4 (ap, radyo) - dünya kupası futbol karşılaşmasının final karşılaşması almanya ve macaristan arasında oynanmış ve almanlar maçı 3-2 galip gelerek dünya kupasını kazanmıştır. wankdorf stadyomunda 55 bin seyirci önünde yapılan bu maçta macarların futbol yıldızı puskad'da oynamıştır.
almanya ise çarşamba günkü yarı-final maçında avusturyayı 6-1 yendikleri kadroyu aynen muhafaza ediyordu. takımlar şöyle teşekkül etmişti:
almanya: toni turek, jupp posipal, werner kohlmeyer, horst eckel, werner liebrich, karl mai, helmut rahn, max marlock, otmar walter, fritz walter, hans schaefer
macaristan: gyula grosits, jozsef busanszky, mihaly lantos, jozsef bozsik, gyula lorant, jozsef zakarias, zoltan czibor, sandor kocsis, nandor hidegkuti, ferenc puskas, mihaly toth.
sekiz avrupa memleketi arasında kurulmuş olan yeni televizyon şebekesi tarafından yayınlanan maç türkiye saati ile 17.55 de başlamıştır. ilk vuruşu macaristan yapmış ve almanya da rüzgâra karşı oyuna başlamıştır. saatlerce devam eden yağmur yüzünden saha oldukça çamurluydu.
oyuna başlamadan evvel her iki takım isviçre konfederasyonu başkanı rodolphe rubattel'e takdim edilmişlerdir.
maça başlanmadan on dakika evveline kadar tribünlerde boş yerler bulunduğundan karaborsacılar bir hayli zarara uğramışlardır. buna sebep takımlarının şampiyon olduğunu görmek için buraya gelmiş olan binlerce brezilyalının geçen haftaki mağlûbiyet üzerine final maçını seyre gelmemeleridir.
macar takımı kaptanı puskas ilk almanya - macaristan maçında sakatlanmasına rağmen bugün hiç aksamamıştır. sakatlığının tamamen iyileştiği görülmüştür. macarların ilk vuruşunu liebrich karşılamış ve topu fritz walter'a o da max marlock'a geçirmiştir. marlock macar kalesi önünde bir gol imkânı elde etmişse de, bu fırsatı kaçırmıştır.
almanların bu ilk akınları, tribünleri dolduran binlerce alman tarafından büyük tezahürata vesile olmuştur. bir kaç saniye sonra almanlar bir korner kazanmışlar fakat macar kalecisi grosits çıkış yaparak topu tutmuştur.
bir kaç saniye sonra schaefer topu macar kalesine, göndermiş fakat top kale direğini sıyırarak avuta gitmiştir.
bundan sonra macarlar bir akın yapmışlar, bozsik hidegkuti'ye güzel bir pas vermiş fakat almanlar topu uzaklaştırmağa muvaffak olmuşlardır.
macarların golleri
buna rağmen, macarlar kısa bir zaman içinde tekrar alman kalesi önüne gelmişler ve beşinci dakikada czibor, bozsik'ten aldığı topu iki alman müdafiini atlattıktan sonra puskas'a geçirmiş, puskas da macar takımının ilk golünü yapmıştır.
santradan sonra fritz walter macar nısıf sahasında süratle ilerlemiş ve top rahn'a vermiştir. rahn'ın attığı şut grosits tarafından yakalanmıştır.
yedinci dakikada almanlar macarlara bir gol hediye etmişlerdir. puskas'ın çektiği bir şutu turek yaklamış fakat elinden düşürmesile czibor'un topu kaeye göndermesi bir olmuştur.
macarlar 2 - almanlar 1
bu gole rağmen almanlar yılmamışlar ve süratli bir akınla macar kalesi önüne kadar gelerek onuncu dakikada morlock vasıtasile ilk gollerini yapmışlardır. bu da macarların almanlara bir hediyesi olmuştur. rahn takım arkadaşlarından birine bir pas vermiş fakat araya lorant girerek topu tutmuş ve bir şutla uzaklaştıracakla grosits'e doğru yuvarlanıştır, işte bu sırada morlock atılmış ve bu ilk golü yapmıştır.
müteakiben puskas topu alarak alman kalesine doğru süratle sürmüş ve üç kişiyi atlatarak kaleye doğru sıkı bir şut çekmiş, fakat liebrich yetişerek topu uzaklaştırmıştır.
oyunun başlangıcından itibaren favori macarların, maçı inhisarları altına alamadıkları görülmüştür.
bundan sonra almanlar mukabil hücuma geçmişler ve hiç bir mukavemetle karşılaşmadan macar kalesi önüne gelmişlerse de atılan mukavemetle karşılaşmadan macar kalesi önüne gelmişlerse de atılan şutu grosits fevkalâde bir şekilde kurtarmıştır.
puskas ve hidegtkuti paslaştıktan sonra, topu czibora vermişler, fakat czlbor'un attığı şut boşa gitmiş tir.
almanya 2 - macaristan 2
otmar walter macar müdafaasını aşarak topu, morlock'a göndermiş. lantos müdahele ederek bir korner yapmıştır. almanlar korner atmışlar, macarlar atılarak ikinci bir korner daha yapmışlardır. almanlar bu sefer beraberlik gollerini temin etmişlerdir. bir müddet sonra macarlar almanlar aleyhine bir korner atmışlar, fakat bütün macar hücum hattı bir kafa vurmak için kalenin önüne toplanmış olmakla beraber hiç biri bir vuruş yapamamıştır.
bu maçta almanların macarlar kadar iyi oynadıkları görülmüştür. mac tamamen bir. futbol tekniği gösterisi olmuştur.
almanların toth'a bir faul yapmaları üzerine macarlar bir frikik kazanmışlar. toht vuruşu yapmış ve kocsis kafa ile topu kaleye göndermek istemişse de avuta çıkarmıştır.
bir dakika sonra turek hidegkuti'nin sıkı bir tutunu fevkalâde bir şekilde kurtarmıştır. hidegkuti alman kalesinden üç metre mesafede topa vurmuş, fakat bu anda turek'in havada uçmasile topu kornere göndermesi bir olmuştur.
bundan sonra kocsis bir cambazlık yaparak topu alman kalesine göndermek, istemiş, topa geri geri gelerek vurmuş, fakat avuta göndermiştir.
bundan sonra beş dakika müddetle macarlar alman nısıf sahası içinde oynamışlar, hidegkuti'nin bir şutu kale direğine çarpmış. toth'un bir şutunu da turek kurtarmıştır.
bundan sonra almanlar hücuma gecmişler ve schaefer 25 metreden bir şut çekmişse de grosits bunu rahat bir şekilde tutmuştur.
müteakiben almanlar iki hücum daha yaparak macarları etraflarında döndürüp durdurmuşlar, bu hücumlardan biri buzansky diğeri de grosits tarafından önlenmiştir. macarlar kısa pasları tamamlamak
için sık sık uzun pasar da vermek istemişler fakat bundan umdukları neticeyi alamamışlardır. uzun paslar nadiren yerlerine ulaşmışlardır.
almanlar ise daima kısa paslarla ilerlemişler ve macarların açık bıraktıkları yerleri gayet iyi hesaplayarak macar oyuncularını atlatmışlardır.
birinci devrenin bitmesine dört dakika kala macarlar iki büyük tehlike atlamışlar. otmar walter ile morlock'un şutlarını iki defa grosts havada uçarak yakalamıştır.
almanlar bundan sonra macar kalesi önünde toplanmışlar ve galibiyet golünü atmak için uğraşırlarken bir korner kazanmışlardır. almanların attığı korneri grosits kurtarmıştır.
bundan sonra macarlar hücuma geçmişler ve eckel sakatlanarak yere düşmüştür. kocsis'in bir kafa vuruşu direği sıyırarak geçerken hakem de birinci devrenin sonunu ilân etmiştir.
birinci devre bu şekilde alman ve macar milli takımlarının 2-2 beraberlikle sona ermiştir.
ikinci devre
maçın ikinci devresi başlamadan evvel yeniden yağmur yapmaya başlamıştır. tribünlerde mantar biter gibi binlerce rengârenk şemsiyenin açıldığı görülmüştür.
yağmurla beraber sahanın etrafına çelik öiğferli isviöreli polisler de doldurmuşlardır. bunlara ihtiyaç duyulacağına dair her hangi bir belirtiye birincei devrede rastlanmamışsa da geçen haftaki hâdiselerin verdiği tecrübe ile böyle bir tedbir alınmıştır.
ikinci devrede macarlar czibor'u açık, toth'u da sağ açık olarak oyuna başlamışlar ve turek'i bir şutla yoklamışlardır.
puskas, bir ara peşinde muhafızı gibi ayrılmayan liebrich'den kurtularak turek ile karşı karşıya gelmiş fakat şutunu alman kalecisi derhal uzaklaştırmıştır.
bundan sonra toth turek ile karşı karşıya kalmış, hidegkuti'ye bir pas vermek istemiş fakat üç dakika içinde dört fırsat kaçırmışlardır.
hidegkuti bir gol atmak fırsatı daha elde etmiş, fakat turek şutunu tutmuşturç bir kaç saniye sonra bozsik'in bir şutu da direği sıyırarak avuta gitmiştir.
posipal macar kalecisi ile karşı karşıya geldiği vakit tribünlerdeki halk heyecandan ayağa kalmış, fakat lorant atılarak almanların gol yapmalarına mâni olmuş ve topu uzaklaştırmıştır.
müteakiben macarlar toth vasitasiyte alman kalesini iki defa sıkıştırmışlar ve ikisinde de turek yerinde olmadığı halde alman müdafilerinin müdahalesile gol atamamışlardır.
czibor'un morlock'a vaptığı bir faul halkın protestolarile karşılanmıştır.
macarlanın değişiklik yapılan for hattının daha müessir fakat daha talihsiz olduğu görülmüştür.
kocsis'in bir kafa vuruşu direğe çarpmıştır. bundan sonra hidegkuti 18 den bir şut çekmiş, fakat şutu kuvvetli olmadığından ve zaviyeyi de iyi hesaplayamadığından güzel bir gol kaçırılmıştır.
liebrich ve posipal'in etrafında kurulmuş olan alman müdafaası forvetleri tamamen serbest ve zinde bırakmıştır.
kocsis'in toth'a verdiği uzun bir pas toth tarafından kaleye doğru atılmış fakat posipal kornere göndermiştir.
her önüne çıkana gayet sert hareket eden czibor seyirciler tarafından devamlı suretle protesto edilmiştir.
turek, puskas'ın yerden attığı bir şutu ayağı ile durdurmuş ve her zamanki gibi kohlmeyer de yetişerek topu uzaklaştırmıştır.
almanya 3 - macaristan 2
lantos, otmar walter'dan başına bir tekme yemiştir. lantos eğilip topa kafa vurmağa çalışırken walter de ayağını kaldırmıştı. lantos oyuna devam etmişse de yarım dakika kadar sersem bir halde kalmıştır.
oyunun bitmesine beş dakika kala alman sağ açığı hemuth rahn'in attığı bir golle maçı almanlar 3-2 galip olarak bitirmişler ve dünya futbol şampiyonu olmuşlardır.
bern, 4 (ap) - 55.000 seyirci arasında bulunan binlerce alman, alman takımının macaristanı mağlûp etmesini kablerini durduran bir heyecanla takip etmişler ve zaferi kazanıp fifanın 81 yaşındaki başkanı jules rimet takım kaptanına kupayı verirken hep bir ağızdan «deutschland über alles» i söylemişlerdir. almanlar, bu dünya çapındaki büyük zaferi, milletlerarası futbol temaslarına başladıktan dört sene gibi kısa bir zaman içinde elde etmişlerdir.
son galibiyet golünü atan. helmuth rahn da spor tarihinin kaydedeceği bir sima olmuştur.
alman futbolcuları sahadan ve stadyomdan çıkarlarken binlerce futbol meraklısı tarafından alkışlanmışlardır.
alman futbol federasyonunun başkanı hans koerer «bu beklediğimizin fevkinde bir neticedir» demiştir.
macarlar ise mağlûbiyeti filozofça karşılamışlardır. takım idarecisi istvan krajcovits «kaybettik. bu spordur. hep kazanacak değiliz ya» demiştir.
krajcovits mağlûbiyeti yorgunluğa atfetmektedir ve bu hususta şöyle demiştir: «almanlar bizim kadar yorgun değillerdi. brezilya ve uruguay ile iki çetin maç yaptık. çocuklarımız yoruldular.»
soyunma odasında alman futbol cuları, aradan 15 dakika geçmiş olmasına rağmen halâ birbirlerini kucaklamaktaydılar. bazıları sevinçlerinden ağlıyorlardı.
alman takımının antrenörü sepp herberger «sevinçten o kadar bitkiniz ki. dünya şampiyonu olduğumuzu şu anda düşünemiyoruz. fakat şunu da söyliyeyim ki. bir çok tenkidlere rağmen, tuttuğumuz yolun doğru olduğu anlaşılmıştır.» demiştir.
herberger macarlarla yapılan ilk karşılaşmada takıma çok sayıda yedek oyuncu aldığından dolayı şiddetle tenkid edilmişti ve takımın 8-3 gibi büyük bir farkla yenilmesi de bu tenkidleri haklı göstermişti.
şimdi alman futbol federasyonu başkanı, zaferin bütün şerefinin herberger'e ait olduğunu söylemektedir.
macar futbol yıldın ferenc puskas «biz üç final, almanlar ise bi final maçını yaptılar» demiştir.
frankfurt 4 (ap) - alman milli takımının bugün bern'de dünya futbol şampiyonluğunu kazanması almanlar kadar kimseyi şaşırtmamıştır.
ancak bir kaç alman şampiyonluğu kazanılabileceğini düşünmüştü.
ilk defa alman futbolu böyle bir şampiyonluk kazanmaktadır. bir defa 1934 de yarı finallere kadar çıkabilmişti.
bütün batı almanya radyo ve televizyon istasyonları maçı nakletmişlerdir. milyonlarca alman maç dinlemek veya seyretmek için evlerine ve kahvelere ve birahaneleri dolduklarından sokaklarda boş tek şahısa rastlamak mümkün değildi.
bazı kimseler televizyonu daha iyi seyredebilmek için münihten stuttgart'a gitmişlerdi.
büyük an geldiği vakit radyo ve televizyon spikerleri kendilerin güç zaptetmişlerdir. spikerlerden biri kendini tutamıyarak «almanya kazandı, almanya kazandı» diye dakikalarca bağırmıştır.
cumhurbaşkanı theodor heuss ve başvekil adenauer futbolculara tebrik telgrafları göndermişlerdir.
bugün batı almanyada futbol ateşi bilâ istisna herkesi sarmıştır. hayatlarında bir tek futbol maçı dahi görmemiş olanlar ve hattâ bir spora şiddetle, muhalif olanlar dahi radyolarının başından ayrılamamışlardır.
birahaneler ağızlarına kadar tıklım tıklım dolu idiler, müşteriler televizyonu daha iyi seyredebilmek için masaların üzerine çıkmışlar ve heyecanlandıkça bardakları kırıyorlardı. zafer kazanıldıktan sonra, da sevinçten kırılan bardakların haddi hesabı yoktur.
berne, 4 (aa.) - macar milli takımı sagiçi kocsis, 1954 dünya futbol şampiyonasında en fazla gol atan oyuncuya verilmek üzere meksika'nın koyduğu kupayı kazanmıştır.
ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;
az futbol koy, aşçıbaşı
türk milli takımı, katılma hakkını elde etmesine rağmen (bir sayıştay sıkıntısı kusacağım) tahsisatsızlıktan 1950 rio'suna gidemedi... 1954'te kura mura da olsa, şimdikilerin 40 yıl iktidarda kalacağı bir ispanya bonosunu yırtarak milli takımımız isviçre'deki final pazarına girdi.
b. almanya ile iki maç yaptık... farklı yenilgiler aldık; 4-1...7-2... fakat bir şeyi unutmuyorum. 1954'te dünya şampiyonu olan b. alman milli takımının ünlü hitler'i sepp herber-ger, kupa kazanıldıktan sonra şunları söylüyordu...
"şampiyonluğu türk takımı ile yaptığım iki maç ve posipal'i rezil eden o 9 numaralı rakip futbolcuya (rahmetli adaletli necmi) borçluyum. aksi olsa idi; ben librick'i macaristan'la yapacağım finalde nasıl santrhaf oynatırdım."
toprağını bol ört rahmetli necmi'cik... yıl 1954 idi: yıl 1978 olacak.. ve aradan 29 yıl geçmiş bulunacak...
ben bunca yıl, senin gibi bir dünya şampiyonu ekip antrenörünün teşekkür edeceği bir futbolcu yaratamamışsam; hâlâ "ülke takımım var!.." diye övünecek miyim?..
puşkaş yoktu, kocsis yoktu. takımın havası dağılmıştı. 1954 ün o kudretli, herkesi korkutan macar onbiri ortada yoktu.
buna rağmen macarlara şans verenlerin adedi gene de az değildi. bozsik, isveç'e ayak bastıkları gün «1954'e nazaran daha şanslıyız demişti, çünkü bu sefer favori değiliz. bu, en büyük şanstır. almanlar 954 de favori olmadıkları için kazanmışlardı. şimdi ise biz sâkiniz. oyunumuzu oynayıp kazanmağa bakacağız.»
not: ama 58 dünya kupası maçarların istediği gibi olmadı ve büyük düşüşleri başladı...
spor yaşamımda unutamadığım olaylar vardır. bunlardan birisi 1954 yıllarında, almanya devlet başkanı'nın, diğeri ise 1980'lerde özal' ın spora bakış açılarıdır.
alman milli takımı, 1954 yılında dünya şampiyonu olur. tüm almanya ayaktadır. futbolcular, büyük havalara girer. fakat devlet başkanı şampiyonluk sonrası, olimpiyat stadı'nda şampiyon olan futbolculara şöyle seslenir:
''nedir bu havanız? yoksa yeni bir buluş mu yaptınız? devlet başkanı için futbol, bir ayak oyunudur. önemli olanın ise 'kafa' , ülkeye ve dünyaya yeni buluşlar sunabilmek olduğudur.''
yardımcı hakemler: vincenzo orlandini (ita), benjamin griffiths (wal)
germany fr: toni turek (gk), werner kohlmeyer, horst eckel, jupp posipal, karl mai, werner liebrich, helmut rahn, max morlock, ottmar walter, fritz walter (c), hans schaefer
yedekler: fritz laband, hans bauer, herbert erhardt, paul mebus, karl-heinz metzner, berni klodt, richard herrmann, uli biesinger, alfred pfaff, heinz kubsch, heinz kwiatkowski
teknik direktör: sepp herberger (ger)
hungary: gyula grosics (gk), jeno buzanszky, gyula lorant, mihaly lantos, jozsef bozsik, jozsef zakarias, sandor kocsis, nandor hidegkuti, ferenc puskas (c), zoltan czibor, mihaly toth
yedekler: jozsef toth, bela karpati, pal varhidi, imre kovacs, ferenc szojka, laszlo budai, ferenc machos, lajos csordas, peter palotas, sandor geller, geza gulyas
teknik direktör: gusztav sebes (hun)
goller: 0-1 dk. 6 ferenc puskas 0-2 dk. 8 zoltan czibor 1-2 dk. 10 max morlock 2-2 dk. 18 helmut rahn 3-2 dk. 84 helmut rahn