halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
"buruk sevinç olur mu" demeyin. oluyor. işte kısa öyküsü:
bir milli maç... seyircinin çoğu gol görmeye koşmuş... "kaç tane atacağız israil'e" diye... isral dünya futbolunda adı geçmeyen bir ülke milli takımmız ise güçlü kadrosuyla sahda: tugay (gs) - b. ahmet (gs), k.ahmet (gs)-suat (gs), naci (fb), mustafa (gs)-lefter (fb), recep (gs), şeref (fb), talat (gs) candan (ankaragücü)...
oyuna nefis bir atakla başlamıştık. fakat mikrofon başında futbol adına anlattığım da bu hücumdan ibaret kaldı. onun ötesinde ne oynadık ne oynattık. sanki futbol olarak tüm bildiğini unutmuştu oyuncularımız. en büyük yıldızlarımız bile.. arada turgay'ın bir kurtarışı olmasa, o zayıf, o önemsiz israil takımına bir de yenilecektik.
ikinci yarıda recep çıktı, aydın (karagümrük) girdi. ama memleketteki bütün futbolcular toptan sahaya çıksa, birşey değişmeyecek gibi.. takımımız öylesine cansız oynuyordu. neyse ki, israilli kaimi yetişti imdadımıza.. topu elle kesince.. penaltı!. bedava bir penalti . lefter topun başında.. vurdu.. gol.. gol diyorum ama radyo başındakiler inanmıyordu sanki.. "böyle sessiz sedasız gol olur mu diye öyle ya, deplasmanda oynasak bu kadar sessiz gol olur ancak.. stadda ses çıkmıyor. seyirci, milli takımımızın kötü oyununu protesto eder gibi.. hakemin son düdüğü.. türkiye 1-israil 0...
kimse memnun değil... "ne biçim galibiyet bu?" diye çıkıyorlar staddan...
ben de kalkıyorum mikrofon önünden.. ne anlattım ki? anlatmaya değer bir şeyler var mıydı ki?..
federasyon, israile teklifin kabul edildiğini bildirdi. almanya'dan bremen takımı antrenörü knöplföür'u istedik
ankara, hususî
milli futbol takımımız dünya kupası elemelerinde rusya ve norveçle oynayacağı maçlardan evvel israil millî takımı ile karşılaşacaktır.
futbol federasyonu israil federasyonunun teklifini kabul etmiş ve 1961 ekim ayının müsabaka için müsait olduğunu bildirmiştir. israil federasyonu ilk teklifinde tarih bildirmemiş, federasyonumuz ise 1963 senesinin ilk ayı üzerinde durmuştu. israil tarih tesbitini federasyonumuza bıraktığı için, karşılaşmanın bu sene yapılması imkân dahiline girmiştir. federasyon başkanı özyurt «ekim ayı bizim için müsait bir tarihtir» demiştir.
not: haberden sonraki ilk israil milli maçına yazdım.
israil federasyonuna yaptığımız milli maç teklifi müsbet karşılanarak mutabakat cevabı gelmiştir. (a) milli takımımız israil ile 16 mayıs 1962 de türkiyede 18 kasım 1962 de ise israilde karşılaşacaktır.
gençler turnuasını ve peşte maçını takip eden federasyon başkanı apak "türk futbolunda reform zamanı geldi" dedi
milli takım bugün dönüyor, israil'e karşı değişik bir kadro ile çıkacağız
viyana
macaristan'a 2-1 yenilen milli futbol takımımız bugün saat 16'da uçakla viyana'dan ayrılacak ve 19.30 da istanbul'da olacaktır.
«türk futbolünde reform şart»
futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak, son milli maçların neticeleri ve yeni çalışmalar hakkında «gayemiz avrupa kupasına iddialı bir ekiple iştirâk etmektir.» demiştir.
«ben macaristanı yeneceğimize inanıyordum. bu ümitle peşteye gittim. aksine inansaydım, canla metini feda eder miydim?» şeklinde konuşan başkan sözlerine şöyle devam etmiştir: «ilk federasyon başkanlığım sırasında geçen devrin milli takım iskeletini kurma işi bana düşmüştü. şimdi yeni bir milli takım meydana çıkarıyoruz. gençlerden 23 yaştakilere a milli takımının temaslarına kadar bütün milli maçları takip etmek isteyişimdeki maksat açıktır. futboldaki son durumumuzu tesbit etmek istiyorum. pek kısa zamanda bütünüyle iyi futbol oynayan bir milli kadro ortaya çıkacaktır.»
apak, 16 mayısta israil'e çıkacak milli takımın nasıl teşkil edileceği sorusunu «bâzı değişiklikler yapmak kararındayız. ancak, kimler çıkarılacak, yerlerine kimler alınacak? buna teşhit etmek için zaman erkendir.» şeklinde cevaplandırmıştır.
apak, gençler turnuasında avrupa dördüncüsü olan genç milli takımımızı övmüş ve türkiyenin bu sahada 10 senedenberi ilk defa bir beynelmilel dereceye girdiğine temasla: «köstencedeki maçlarımızı görmenizi isterdim. bu büyük başarı karşısında bizimle beraber 30 bin köstencelinin de gözleri yaşardı.» demiştir.
türk futbolunu 1963-64 sezonunda zengin ve kuvvetli bir milli maçlar mücadelesi ve rakiplerin beklediğini tekrarlayan başkan apak, sözlerini «gayemiz, türk futboluna geçiçi değil, devamlı bir itibar sağlamak ve reform yapmak zamamı geldi. şahsen bu hedefe doğru gidiyoruz.» diyerek bitirmiştir.
namzet kadro 13 mayıs'ta kampa girecek. ogün ve sandro puppo yarın geliyor. israil milli takımı pazar günü şehrimizde
futbol federasyonu 16 mayısta israil'le yapılacak «a» milli maçı için hasta olan ogün'ü kadrodan çıkarmtış, ve yerine karagümrüklü aydın ile tarık'ı almıştır.
federasyon azaları form durumlarına göre bu iki futbolcudan birinin israil maçı için kadroya alınacağını veya form durumları iyi olduğu takdirde iki futbolcunun ilavesi ile milli kadronun 17 kişiye çıkarılacağını söylemişlerdir.
milli takımımız 13 mayıs pazar günü kilyos'da kampa girecek ve antrenmanını cuma günü mithatpaşa stadında antrenör sandro puppo'nun nezxaretinde yapacaktır.
ogün ve sandro yarın geliyor
milli takımımızın macaristan'la yaptığı maçta sakatlanan ogün yarın antrenör sandro puppo ile birlikte şehrimize gelecektir.
israil millî taklmi pazar günü şehrimizde
israil milli takımı pazar günü şehrimizde olacaktır. misafir takım pazartesi sabahı mithatpaşa stadında antrenman yapacaktır.
16 mayıstaki rakiplerimiz son hazırlık maçında 13-0 galip geldi. millî takımımız pazartesi kampa giriyor. karşılaşmanın hakemliğini yugoslav skorniç yapacak. ogün yurda döndü
16 mayıs çarşamba günü istanbul'da milli futbol takımımızla karşılanacak olan israil milli takımı son hazırlık maçında ikinci kümeden bir ekibi 13-0 mağlûp etmiştir.
israil'in 16 kişilik namzed kadrosundaki bütün elemanların tecrübe edildiği bu hazırlık maçında bilhassa forvet hattı süratli ve çabuk neticeye giden bir oyun çıkarmıştır. karşılaşmayı takip eden israil federasyonu teknik müşahidleri neticeden memnunluk duyduklarını açıklamış ve «türklere karşı kuvvetli bir takımla çıkacağız.» demişlerdir.
israil milli takımının milli takımımıza karşı çıkacak muhtemel tertibi «hodorov - smoraviç, leftkoviç - matanya, grondman, rasundon - stelman, nemcel, daniel, rasaei, smolovi» şeklindedir.
israil milli takımı pazar günü şehrimize gelecektir.
16 kişilik namzet kadro pazartesi günü kampa giriyor
16 kişilik namzed milli kadro pazartesi kampa girecek ve maç gününe kadar antrenör sandro puppo'nun idaresinde çalışacaktır başkan apak'ın ogün'ün yerine kadroya davet edilecek 16 ncı futbolcuyu bugün açıklayacağı bildirilmiştir. bu futbolcunun tarık olması muhtemeldir.
federasyon, merkez ceza heyetine verilmiş bulunan lefter'in meri'i talimatnameler gereğince milli kadroya davet edilmeyeceğini açıklamıştır. bununla beraber, selahiyetli şahıslar lefter hakkındaki kararın biran evvel çıkması gerektiğine temasla, «bu futbolcu suçsuz ise kendisinden israil milli maçında faydalanmamış mümkün olabilir.» demektedirler.
ogün dün yurda döndü
macaristan milli maçında beyin sarsıntısı geçirerek hastahaneye kaldırılan ogü, dün yanında sandro pupo olduğu halde yurda dönmüştür. genç futbolcuyu, federasyon adına adnan akın ve basın mensupları karşılamıştır.
ogün, sıhhatinin normale döndüğünü, fakat mevsim sonuna kadar futbol oynamasının mümkün olamayacağını ifade etmiştir.
tel-aviv'de hazırlık maçında sedan ile 1-1 berabere kalan israil milli takımı beğenilmedi
basın, üç yıldız oyuncuyu kadro dışı bırakan başantrenör gyula mandy'ye ateş püskürüyor
16 mayıs'ta istanbulda milli futbol takımımızla karşılaşacak olan israil milli takımı son hazırlık maçını çarşamba günü tel - aviv'de fransa ligi dördüncüsü sedanla oynamış ve 1-1 berabere kalmıştır.
25 bin kişilik ramatgan stadında yapılan bu karşılaşmada fevkalaede bir oyun çıkartan üç yıldız futbolcuyu kadrodan çıkartan macar başantrnör gyula mandy, israil basının şiddetli tenkidlerine maruz kalmıştır. bu futbolcular sağhaf grondman, sağaçık fadael ve soliç s. levi'dir. basın tarafından «fazla yaşlılık ve unutkanlıkla» itham edilen mandy üç oyuncuyu kadrodan çıkarmasının sebeplerini açıklamamıştır.
dün tel-aviv yakınlarındaki herzelya'da kampa giren 16 kişilik israil milli kadrosunun sedan maçında kötü bir oyun gösterdiğini saklamayan başantrenör mandy, basına verdiği beyanatla «sedan bizi yenebilirdi. iyi değildik. fakat, unutmamak lazım ki, futbolda kötü maçları daima iyi maçlar takip eder. türkiye ile yapacağımız maçtan çok ümitliyim» demiştir.
israil milli takımının gölünü maçın hemen başında santrfor menzel fevkalade bir şutla atmıştır. gazeteler bu gol için «son senelerde görülmemiş güzellikteydi.» demişlerdir.
israil'in 16 kişilik kadrosu
pazar günü saat 9.30 da şehrimize gelmesi beklenen israil milli takım kadrosunda 16 futbolcu, 5 idareci, 1 antrenör ve 1 masör bulunmaktadır. futbolcuların isimleri ve oynadıkları takımlar şunlardır:
kaleciler: hodorov (hapoel tel aviv), digmi (macabi yafa)
bekler: aizmon (macabi jerusalem), matanya (macabi tel aviv), leon (macabi yafa)
haflar: kalmi (macabi yafa), levkovitz (hapoel tel aviv), rosenbaum (hapoel tel aviv)
misafirler yarın antrenman yapacak. lefter millî kadroda
10 sene evvel istanbul'da yapılan maçı lefter'in golü ile 3-2 kazanmıştık
16 mayıs çarşamba günü «a» millî takımımız ile karşılanacak olan israil milli takımı bu sabah 10 da uçakla şehrimize gelecektir. israil milli takımı yarın sabah mithatpaşa stadında hafif bir antrenman yapacaktır.
milli takımımız israille şimdiye kadar 2 maç oynamıştır. bunlardan ilki 28 ekim 1950 senesinde tel-aviv'de yapılımş ve 5-1 mağlûbiyetlimizle bitmiştir. 3 aralık 1950 yılında mithatpaşa stadında yapılan rövanş karşılaşmasında ise milli takımımız lefterin son dakikada attığı golle sahadan 3-2 galip ayrılmıştır. iki maçta rakibimizin attığı yedi gole takımımız ancak dört gol atarak mukabele etmiştir.
milli takımımız bayramın üçüncü günü israille yapacağı maç için yarın sabah mano palas otelinde kampa girecektir. futbol federasyonu macaristan maçında başından sakatlanan ve bir hafta hastahanede yatan ögünü şeref misafiri olarak kadroya davet etmiştir. merkez ceza heyeti evvelce alınan ihtiyati tedbir kararını kaldırdığı takdirde lefter de israile karşı milli takımdaki yerini alacaktır. yarın kampa girecek diğer futbolcular şunlardır:
ordu takımından: mustafa, candan, aydın.
galatasaray'dan: turgay, b. ahmet, k. ahmet, recep, suat, talât
bu yazı, israil'in tanınmış spor yazarlarından, «yedioth aharonot» gazetesi adına milli maçı takip için istanbul'a gelen abraham shilo tarafından «milliyet» için hazırlanmıştır
«israil milli takımı iki yıl önce yugoslavya gibi bir rakibi, hem de begrad'da yendiği zaman, hatırı sayılır bir kuvvetti. fakat o ekibin 6 mühim elemanı artık kadroda değildir ve israil milli takımı bugün hiç de kuvvetli bir manzara göstermiyor. şöze kaleden başlamak ve israil kalesini gene emektar hodorov'un koruyacağını belirtmek gerekir. şimdi 35 yaşında bulunan hodorov, son nevsimde istikrarsız oyunlar çıkarmıştır. eskisi kadar atılgan ve hızlı olmayan hodorov, sadece tecrübesiyle başarıya ulaşabilmektedir. müdafaanın bütümü ise, pek de güvenli görünmemektedir. sadece 16 yaşındaki solbek leon'un ileride büyük bir futbolcu olacağını kaydetmek isterim. bu genç istidat dışında santrhaf levkoviç, takımın en güvenilir elemanı vasfını taşımaktadır.
yanhaflara gelince; israil milli takımında yanhaf yok. dersem, bunu bir fantezi sanmayınız. hakikaten bizde yanhaf yoktur. şimdi milli takımda yanhaf mevkiini dolduracak elemanlar, kendi takımlarında yanhaf değildirler. sağhaf kaimi, takımında geri santrfor, solhaf rosenbaum da soliç oynamaktadır. bu iki elemanın, milli takımda yanhafa konmaları, esas yanhafların yokluğundan dolmaktadır.
israil'in forvet hattu çok zayıf
forvet hattı ise, israil milli takımının en zayıf tarafıdır. evet, iki iç oyuncusu gerçekten kıymetli futbolculardır. sağiç ve kaptan stelmach ile soliç mençel, güvenilecek, tesirli forvetlerdir. fakat hepsi bu kadar işte... takımda -gol- yaratabilecek veya atacak iki açıkla santrfor zayıftır.
nihayet ben, türk takımını iyi tanıyorum. mithatpaşa stadı tribünlerini dolduracak 20 bine yakın seyircinin heyecanını biliyorum. saha ve seyirci avantajının, her maç ve her takım için büyük kıymet taşıdığını takdir edersiniz. öte yandan israil takımının zaaflarına da yakından şahidim. bütün bu hakikatler kanısında çarşamba günkü milli maçın neticesi hakkında sunu belirteceğim: eger israil takımı iyi bir oyun çıkarırsa, berabere kalabilir. fakat tekrarlıyorum, çıkarabileceği en iyi oyun dahi israil'e bir beraberlik sağlamaktan öteye geçemez. ama takım, geçen hafta sedan'la yaptığı hazırlık maçındaki gibi oynarsa, bu halde türkiye'nin müsabakayı üç gol farkla kazanması dahi mümkündür.»
çarşamba günü mithatpaşa'da yapılan karşılaşmada, milli takımımız 55. dakikada hakemin lütfettiği penaltıdan lefter'in attığı golle haketmediği galibiyete ulaştı
millî futbol takımımız evvelki gün miıhatpaşa stadında israil ile yaptığı karşılaşmayı lefter'in penaltı golüyle, 1-0 kazanmıştır.
oyunun ilk 8 dakikası içinde israil kalesi önünde çeşitli fırsatlar kaçıran milli takımımız, daha sonra rakibinin ağır temposuna kendini kaptırmış ve ilk devre 0-0 sona ermiştir.
maçın ikinci yarısı milli takımımızın tesirsiz baskısı altında devam ederken 55. dakikada talât'ın ceza sahası içinde ortalamak istediği top, israil sağhafı kaimi'nin eline çarpmıştır. yugoslav hakemi skoriç'in lütfettiği bu penaltıyı lefter, israil kalecisi hodorov'un solundan yerden plase ile israil ağlarına göndermiştir. oyunun geri kalan dakikalarında iki takımda da yapılan tadilat netice üzerinde tesirli olmamış ve maç 1-0 galibiyetimizle son bulmuştur.
evvelki günkü maçta, 11,5 yıl önceki türkiye - israil maçında yer alan üç futbolcu oynamıştır. bunlar, iki takımın kalecileri; hodorov ve turgay ile lefter'dir.
maçtan sonra hodorov: «ne tuhaf ki, 11,5 yıl önce lefter'den yediğim golle yenilmiştik. bu sefer de öyle oldu. penaltıyı öyle ustalıkla çekti ki, topa yetişmem imkansızdı. lefter'in penaltısını yakalamak, herhalde her kaleci için ancak şans eseri olabilir sanıyorum. yalnız şunu söyliiyeyim, 11,5 yıl önceki maçta oyun daha kaliteli olmuştu ve türkler de o zaman daha iyi oynamıştı.»
turgay da «11.5 yıl önceki israil takımının iyi oynadığını» söylemiş. «ancak şimdiki israil takımı daha süratli.» demiştir. turgay, rakip takımdan en çok «8» numaralı stelmach'i beğendiğini, hodorovun yüzde yüz bir golü önlediğini belirtmiştir
lefter ise «11,5 yıl önceki takımda kalede hodorov, ilerde de glazer vardı. bütün neticeyi glazer alıyordu. şimdiki takım ise takım oyunu bakımından daha iyi göründü. kaleci hodorov ise, gene iyi hattâ eskisinden de iyi» şeklinde konuşmuştur.
bu yazı tel-aviv'in «yedioth atoronot» gazetesi yazarlarından tanınmış, israil gaztecisi abraham shilo tarafından «milliyet» için hazırlanmıştır
«türk milli takımının kendi sahasında daima iyi oynadığını ve turk seyircisinin de takımını büyük ölçüde tesçi ederek şahlandırdığını hep duyardım. bu maçta ise tamamen aksini gördüm: türk takımı kendi sahasında kötü oynadı, seyircisi de takımıyla hiç beraber değildi.
israll takımının bu maçı kazanamayacağı daha ilk 15 dakikada anlaşılmıştı. bununla beraber soliç mahalal o muhakkak golü atabilse, hakem de penaltı hastasına düşmese. 1-0 lık sonucun, israil lehine olması dahi mümkündü. fakat gene de israil takımının maçtan «başarı» ile çıktığını kaydetmek isterim. solaçık yang hariç, diğer bütün oyuncular antrenörleri mandy'nin verdiği taktiği harfiyen yerine getirdiler. antrenör her birinin nasıl oynamasını istediyse, hepsi öyle oynadılar. bu bakımdan israil takımı «taktik maçı» nı kazanmış sayılmalıdır. aksine, t,rk takımının da taktik yönünden pek başarılı olmadığı kanaatindeyim. israil takımı «4-2-4» şeklinde oynuyor ve müdafaaya önem veriyordu. santrforumuz ikinci santrhaf gibi çalışıyordu. üstelik bu vazifeti yapan smiloviç sahaya hasta çıkmıştı. ilk on dakikadan sonra türk yetkilileri, israil'in bu takiğini anlayıp takımlarının oyunu açmasını sağlamalıydılar. devamlı, sıkışık akın yerine geriye çekilip israil forvetlerini de üstlerine çekseler, türkler ani kontrataklarla pekalâ gol çıkarabilirlerdi. bu yapılmadı. israil defansı kapandıkça türk oyuncuları da hep bu sıkışık yerde toplandı ve tabii şut atabilmek imkanını bulamadılar. şutları hep israil müdafileri tarafından çevrildi. türkler oyunu açamadıkları için gol çıkaramadılar.
tekrar ediyorum: oyun ve sonuç israil takımı için başarıdır. hele 4 oyuncunun ilk defa milli takımda oynadıkları düşünülürse...
yan hakemler kusursuzdu. hakem de 99.9 fevkaladeydi. fakat yaptığı bir tek hata ile neticeye tesir etti. el topu değil top ele çarpmıştı ve bu durumda da «penaltı» verilemezdi. işte hakemin tek hastası bu oldu.
futbol kalitesi düşük bir maç seyrettik. bununla beraber türk takımında kaleci turgay bir golü önleyerek klâsını gösterdi. naci santrhafta güvenli, mustafa sol hafta destekleyici idi. emektar lefter'i forvetin en iyisi olarak gördüm. recep kafalı bir futbolcu olduğunu hareketleriyle anlatıyordu. talat da iki iyi şutuyla dikkati çekti. türk takımını ilk defa görmeme rağmen, bu takımın en kötü oyunlarından birini çıkardığını rahatça ifade edebiliyorum.»
millî futbol takımımız çarşamba günü mithatpaşa stadında israil'le yaptığı milli maçı 1-0 kazanmış, fakat ıslıklanarak sahadan çıkmıştır.
mithatpaşada ilk defa vuku bulan bu hadise üzerinde hassasiyetle durulmaya değer.
niçin milli takım ıslıklanmıştır. niçin milli takımın mesuliyetini omuzlarında taşıyan insanlar hakaret sağnağına tutulmuşlardır? milli takımımız mağlûp mu olmuştur, ağır bir hezimete mi uğramıştır. hayır. maçı kazanmıştır.. o halde bu niçinlere verilecek bir cevap olmalıdır. o da, seyircilerimizin arzuladıklarını bulamamalarıdır. maçı bu derece rolantiye alış ve rakibi bu derece küçümseyiş seyirciyi küstürmüş ve müsabakanın sonuna doğru da sinirlendirmiştir. fakat, gaziptir ki milli takımın yöneticileri - federasyon başkanından, antrenörüne kadar - tribünden gelen bu ikaz sesine kulaklarını tıkamışlar ve hatayı telafi cihetine gideceklerine kitleyle inadlaşma yoluna gitmişlerdir. bizce yapılan hatalar şunlardır:
1. türk milli takımı israil karşısında an'anevi süratini ve mücadele hırsını kaybetmiş gözükmüştür.
2. oyunu «rolantiye» almıştır.
3. müdafaa oynayan bir rakibe karşı müdafaa yapmak gafletine düşmüştür.
4. takım yanlış tertiplenmiş ve bazı oyuncuların değiştirilmesinde mantıktan ziyade his hâkim olmuştur.
nitekim, macar antrenörü mandy de birinci maddede ileri sürdüğümüz fikre iştirak etmiş ve «türk milli takımındaki oyuncular fiziki kondisyonlarının çok altında gözültüler. kale önlerindeki tesirsiz kalışlarını izah etmek güçtü» demiştir.
gerçekten, mandy haklıdır. türk milli takımını ıslıklayan seyirciler de haklıdır. zira bütün dünyanın süratine hayran kaldığı ay -yıldızlı formanın temsilcilerinin bu derece ağır futbol oynayışlarına tahammül gösterememişlerdir.
oyunu rolantiye almak ancak çok süratli ve futbol tekniği ileri rakipler karşısında başvurulacak bir tedbirdir. israil önünde bu yolu tutmak için hiç bir sebep yoktu. zira, rakiplerimiz bir beraberliğe, hatta az farklı mağlûbiyete çoktan rıza göstermişlerdi.
üçüncü maddede işaret ettiğimiz gibi müdafaa oynayan bir rakibe karşı müdafaa, oyununu niçin tercih ettiğimizi biz, doğrusunu söylemek icap ederse teknik adamlardan öğrenmek isterdik. eğer, israil maçı avrupa kupasında karşılaşacağımız italya için bir hazırlık mahiyeti, bir taktik denemesi ise
şimiden böyle bir tecrübeye girişmek hatalı olur. çünkü italyaya karşı bu takımın çıkacağı şeklinde bir garanti yoktur. ve olmamalıdır da. önümüzde uzun bir ölü sezon vardır. bu sezonu hareketli bir mevsim ve hazırlık devresi takip edecek ve tahmin edilir ki çok daha iyi şartlar altında geniş bir milli kadro teşkil cihetine gidilecektir. israil karşısında şaşkınlığa uğrayan genç elemanların avrupa kupası gibi mesuliyet sahası geniş bir mücadele içerisinde kaybolacaklarından endişe etmek yersiz olmaz. bu itibarla israil maçına avrupa kupasından evvelki ciddi bir hazırlık maçı demekten ziyade kötü bir idman gözüyle bakmak lazımdır.
yaşlılık ve gençleştirme meselesinde federasyonun tutumu anlaşılamıyor. gençler lehine davranışlarda bulunan federasyon zaman zaman tercih hakkını yaşlı olarak tanınanlar lehine kullanmaktadır. meselâ lefter, mesela recep, mesela turgay, naci ve ahmetler gibi...
dikkat edilirse millî takımın iskeletini yaşı otuzu bulan bu futbolcular teşkil etmektedir. federasyon mesulleri ise reform yaptıklarını iddia ederek, gençleştirilmiş bir ekibi avrupa kupasına hazırladıklarını ileri sürmektedirler.
netice şunu göstermektedir ki. türk futbolunda reformu bir kalemde yapmak mümkün olamamaktadır. ve maalesef bütün beyanlara, rağmen futbolumuz yine alaturka usullerle idare edilmektedir. israil maçı, kadro tesbitinden sahadaki oyuna varana kadar türk futbolunun alaturka bir zihniyetin elinde olduğunu ortaya koymuştur.
türk futbolunun kaderini ellerinde tutanların tribünlerden yükselen ıslıklara bu bakımdan kulak vermeleri ve meselenin derinliğine inmeleri gerekir. bir doksan dakikanın ötesinde olan dava da budur ...
futbol federasyonu as başkanı fevzi uman, israil'i 1-0 mağlûp eden millî takımımızın seyirciler tarafından devamlı şekilde protesto edilişinin büyük bir üzüntü yarattığını belirtmiş ve «aleyhte tezahürat ve ıslıklar futbolcuların moralini sıfıra indirdi.» demiştir.
milli takımın çarşamba günü beklenen oyunu çıkaramadığını açıklayan uman, sözlerine şöyle devam etmiştir: «kulüplerin faaliyetleri milli takım hazırlıklarına tesir ediyor, israille oynayan kadronun elemanlarını güçlükle bir araya getirebildik. kulüpler çok sık maç yapmakta ve milli kadroda bulunan elemanlar top oynayacak dermanı kendilerinde bulamamaktadırlar. defansif oynayan rakibimize karşı daha süratli ve delici bir futbolla mukabelede bulunmamız lazımdı. bence, ifade edildiği kadar kötü olmayan milli takımın tek eksiği de süratiydi.»
diğer federasyon azaları ve milli takım elemanları da, seyircilerin, maçın başında başlayan menfî tezahüratlarından müteessir olduklarını söylemiş ve «kendi seyircimizin yıllardır alışık olduğumuz desteğinden mahrum olmak, bizi harap etti» demişlerdir.
futbol federasyonu başkanı orhan şeref apak da üzüntü içerisinde olduğunu söylemiş ve milli takım çalışmalarının kısa vadeli değil, uzun vadeli bir program altında devam edeceğini açıklamıştır. esas gayenin avrupa kupasında iyi bir derece almak ve iddialı bulunmak olduğunu tekrarlayan başkan apak «hedefimiz, 2 aralıkta italyanın sonradan tespit edilecek bir şehrinde oynanacak olan italya - türkiye milli maçına hazırlanmaktır.» demişdir.
milli maçlar sezonunu israil karşılaşmasıyla kapayan (a) milli futbol takımımız ekim ayından itibaren avrupa kupası hazırlıklarına başlayacaktır. federasyon israille tel -aviv'de yapılacak revanş maçının tarihini italva maçına hazırlık olması düşüncesiyle kasım ayının müsait bir gününe almak için teşebbüse geçmiştir.
sandro puppo'nun görüşü
milli takım antrenörü sandro puppo, israil maçından sonra şöyle konuşmuştur, «bizim ıcin psikolojik bakımdan çok zor bir maçtı. çünkü takımımız «favori» idi ve herkes maçı türkiyenin 5-6 hatta 7-8 golle kazanmasını bekliyordu. bu psikoloiik kojta «herkesin favorisi» olmak, bir takımın kazanma ve oynama şansını, sekseriye kırar. takımımız belki iyi oynayamadı ama, bu psikolojik güçlükle iyi savaştı. israil takımını vasatın üstünde bir ekip olarak gördüm. ilerde daha iyi olacağı ümidini veren bir takım...»