cemal ersen'in "rövanş çok zor" başlıklı köşe yazısı:
sporting lizbon tam beklediğimiz gibi takım çıktı. agresif, sert ve süratli oyunları, latin ekolünün tipik örneği. daha ilk yarıda bu müthiş tempo gençler'in nefesini kesti. kırmızı - siyahlılar öyle çok koşmak ve rakiple didişmek zorunda kaldılar ki, hiç de alışık olmadıkları bir tarzdı.
portekiz ekibi, hem savunmada, hem hücumda hava toplarında son derece etkiliydi. ilk yarıda mustafa özkan ve youla'nın yüksek toplarda varlık gösterememesinin gerekçesi buydu. zaten başkent ekibinin bu bölümde rakip ceza alanı içinde yarattığı tek ciddi tehlike vardı. bu da penaltıydı. ancak mustafa özkan, avrupa deneyimine yakışmayan vuruşla bu avantajı kullanamadı.
dün yadırgadığımız en önemli konu ersun yanal'ın maça, ligde şans vermediği erkan ile başlaması oldu. zira erkan'ın bir avrupa kupası maçında savunmadaki arkadaşlarıyla uyumsuzluk yaşayacağı aşikardı. konuk ekibin attığı golde bu oyuncunun büyük hatası vardı. yanal da golden hemen sonra erkan'ı oyundan alarak, pişmanlığını yansıttı. bu değişiklik çok kısa süre sonra beraberlik golüyle meyvasını verdi. veysel, takımını umutlandırdı.
gençlerbirliği oyunun kalan bölümünde tüm riskleri üstlenerek skoru lehine çevirmeye çalıştı. bunun için fırsat da yarattı. ancak youla ve ali tandoğan zaten pozisyonu kısır maçta iki önemli gol şansından yararlanamadı.
bu skor elbette kırmızı - siyahlılar için bir avantaj değil. lizbon'daki rövanş maçında rakip seyirci avantajını da kullanarak işini daha çabuk bitirmeyi planlayacak. tur imkansız değil ancak, dün geceki dengeleri gördükten sonra gençlerbirliği için çok da umutlu konuşamayacağız.