halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
italyanlar'ın afacan futbolcusu paolo rossi, ağır bir ceza almış, iki yıl kadar futbol sahalarına uzak kalmıştı. sonra yeniden meşin topa dönmüş, üstün form göstermiş, tekrar milli takıma çağırılmış ve işte dünya kupası finallerine gelmişti. kupa'nın ilk turunda fazla bir şey yapmış değildi rossi... fakat ikinci turla birlikte ortaya bir çıktı, pir çıktı. maçların yıldızıydı artık... hele brezilya maçında... şahane bir maçtı brezilya-italya karşılaşması... çoğunluk, brezilya'nın arjantin'in düştüğü hataya düşmeyeceği görüşündeydi. italya'nın arjantin başarısını rastlantı sayanlar az değildi, işte bu hava içinde başlayan maçta, paolo rossi ilk golü atınca, herkes şöyle bir kıpırdamıştı. fakat socrates'in enfes bir golle 1-1'i sağlaması karşısında, "tamam" deniyordu, "şimdi brezilya gücünü gösterecek."
aksine, kendini göstermeye devam eden,rossi idi... ilk golüne bir ikincisini ekliyordu rossi... yeniden canlandı brezilya... "ne oluyor?" gibilerden... ve falcao, 2-2'yi getiren golü çıkardı. ancak rossi durmak bilmiyordu. bir gol daha... yine rossi'den... italya üçüncü kez galip durumdaydı. herkesin favorisi brezilya işte bu gole karşılık veremeyecek ve 3-2 yenilerek kupa'dan silinecekti.
italya, arjantin'den sonra, brezilya'yı da devirmişti. paolo rossi, brezilya efsanesini yıkmış, bir mucize yaratmıştı. italyanlar cumhurbaşkanlarıyla, başbakanlarıyla, milletçe kupa için seferber olmuştu artık. brezilya galibiyeti gecesi, italya'da başbakan spadoli'nin de elinde bayrakla, binlerce halkla birlikte sokaklarda dolaştığı haber veriliyordu.
pekii, neden yenilmişti brezilya?.. gördüğüm, izlediğim kadarıyla şöyle bir yorum yapılabilirdi:
1. brezilya, grup birinciliğini, yarı finali çantada keklik görmüştü. "italya'yı nasıl yeneriz" diye çıkmıştı sahaya... bu aşırı güven nedeniyle, yediği ilk gole aldırmadı. ikinci gole karşılık verdikten sonra, bir üçüncü golün gelebileceğini hesaplamadı brezilyalılar...
2. brezilya'ya yarı final için bir "beraberlik" yetiyordu. iki kez beraberliği sağladıkları için, üçüncü gole de kolayca karşılık verebileceklerini sandı brezilyalılar... ama bunu başaramadılar.
3.brezilya takımı, önceki maçlarında görülmedik şekilde tutuktu. en iyilerden eder bile, ünlü serbest atışlarını yapamıyor, hep önündeki baraja çarptırıyordu.
4.brezilya, italya karşısında savunmada inanılmaz gedikler vermişti. italyanlar'ı ciddiye almadıkları için, savunmaya önem vermemiş olabilirlerdi. rossi de bu gedikleri iyi kullanarak, üç kez gole gitti.
5.asıl neden, güney amerika takımları çoğu kez böyleydi. fazla havaya girdiler mi, kendilerini kaptırıyor, hesaplar ters çıkınca da kendilerini toparlayamıyorlardı.