halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
işte çekoslovakya-yunanistan maçında mikrofon başına geçtiğimde, seyirci sayısını sormuştum görevlilere... adeta söver gibi söylemişti üniformalı italyan genci "5 bin sadece... 5 bin...tüh!.."
oysa çekoslovakya-yunanistan maçı beklendiğinden çok heyecanlı bir oyun oldu. çekoslovaklar 3-1 galip gelirken, nehoda'nın şahane futbol ve golü, seyredilecek güzellikteydi. yunan-çekoslovak maçı açılıştaki alman-çekoslovak maçından çok daha hareketti, zevkli geçmişti.
italya'deki avrupa futbol şampiyonası'nı tatsızlaştıran bir neden sürekli korku havasında yaşamaktı. örneğin radyo-tv merkezi'nde bize, basın merkezi'nde gazeteci arkadaşlarımıza "aman dikkat" diye uyarıda bulunuyorlardı. "hırsızlar çok, yankesiciler çok.. bir de terör tehditleri alıyoruz. geceleri yalnız gezmeyin. geç vakit dışarda kalmayın. mümkünse ikişer, üçer kişilik ekip halinde dolaşın!" biz de öyle yapıyorduk. gerçekten bir akşam basın merkezi'nden oeline gitmekte olan bir yabancı foto muhabirini durdurmuş, soymuş makinelerini filan alıp gitmişlerdi. bir başka akşam da bir spikere saldırı girişiminde bulundular, biz spikerler berabersek ne âlâ. değilsek gazeteci arkadaşlarla birbirimizi bekliyorduk. çoğunluk, güven taner'le, eyüp karadayı ile, hollanda'dan gelen ve böyle büyük organizasyonlarda buluştuğumuz eski dost ilhan karaçay'la beraber oluyordum. sevgili eyüp karadayı'nın ayrıca fıkra küğü olması, birlikte gezmemizi renklendiriyordu. yalnız sokağa çıkmayalım diye akşamları hep birbirmizi bekliyorduk.