artun ünsal'ın "tribün cemaatinin öfkesi: ticarileşen türkiye futbolunda şiddet" kitabından;
milli takımlar ve avrupa kulüpleriyle maçlar babında...
(...)
gerçekten, son yıllarda gerek içeride gerekse dışarıda türk taraftarlara, hatta oyunculara "birşeyler oluyor".
oysa, türkiye ulusal takımlarının yurtdışındaki maçları genelde olaysız tamamlanıyordu. tek ülkenin dışında: ingiltere. 2004 avrupa şampiyonası eleme turunda ingiltere-türkiye arasında sunderland'deki karşılaşma öncesinde, polis 20 yerel holiganı gözaltına alıyordu. söz konusu taraftarların "2000 yılında istanbul'da öldürülen iki leeds'linin intikamını almaya hazırlandıkları" belirtiliyordu. ingiliz atlı polislerin yanısıra köpek ve coplu polislerin de müdahale ettikleri olaylarda yüzlerce ingiliz fanatik taraftar güvenlik güçlerinin üzerine şişe ve sandalyeler fırlatıyorlardı. ayrıca, 90 ingiliz taraftar daha, maçın yapıldığı stadın önünde türk taraftarlarının stada girmelerini engellemeye çalışmaktan tutuklanacaktı.
olay sırasında tribünlerdeki ingiliz taraftarların bir bölümünün türk ulusal marşı çalındığı sırada yuhaladıkları ve "eğer türkiye'den nefret ediyorsanız ayağa kalkın" çağrısına geniş bir biçimde katıldıkları görüldü. ingiltere'nin birinci golünün ardından kimi ingiliz fanatiklerin sahaya indikleri de izlendi. ancak maçın geri kalan bölümlerinde herhangi bir olay çıkmadı ve 2-0 ingiltere'nin üstünlüğüyle maç sona erdi. yaklaşık 43 bin ingiliz ve 5 bin türk, toplam 48 bin taraftarın izlediği maçın öncesi ve sonrasında hiçbir türk'ün polisle başı derde girip tutuklanmaması, sadece 100 ingiliz "holigan"ın tutuklanması da, bu tek yönlü gergin maçın bir başka özelliğiydi.