artun ünsal'ın "tribün cemaatinin öfkesi: ticarileşen türkiye futbolunda şiddet" kitabından;
diyarbakırsporlu olmak da kolay değil...
diyarbakırsporlu muhittin ateş
(...)
ateş'in siyaset, rant ve futbol ilişkisi üzerindeki değerlendirmeleri de ilginç: "gençlerin spora yönelmesi iyi ama, tabii istemedeğimiz şeyler de oluyor zaman zaman. nedir bu? siyasetin spora karıştırılmasıdır. siyaset spora karıştığı zaman bunun yanında rant da gelir, siyasetle spora müdahale de edilri. bunlar diyarbakır'da yaşanan şeylerdir ve bizi üzüyor. (...) milletvekilliğine oynayan, bunun için diyarbaırspor'u kullanmaya çalışan yöneticilerimiz olmuştur. tabii milletvekilliği falan da elde edememişler, orası ayrı konu. öte yandan, diyarbakır'da futbola büyük para akmıştır. bir örnek, diyarbakırspor'a aktarılmış ve bugünkü değeri 30-40 trilyon olan 60 tane minibüs hattı vardır. bu hatlardan hepsi satılmıştır. ve bu satıştan sonra, gelir getirici hiçbir yatırım yapılmamıştır. sadece kendi rantını düşünenlerin elinde eriyip gitmiştir. özellikle, d,yarbakırspor süper lig'e çıktığı senede çok büyük bir rant kavgası yaşandı."
(...)
not: diyarbakırspor'un uzun yıllar sonra yükseldiği süper lig'deki ilk maçına yazdım.