halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
brezilya-polonya maçındaydım şimdi de... mendoza'dan anlatıyordum. mendoza şehrinden yaptığım bu naklen yayında, "en uzak yayın" olayını yaşıyordum. ülkemize en uzak noktadaydım. brezilya ile polonya arasındaki karşılaşma da, bunca uzağa gelmeye değecek kadar güzel olmuştu. televizyon yayın tribününde hemen yanımda bir brezilya istasyonu spikeri vardı. bunlardan biri de, 1970 dünya kupası'nın yıldızı gerson'du. tanıyınca eğildim, konuştum kendisiyle.. hatta mikrofonumu uzattım, türkiye'ye selam yollamasını sağladım.
aynı anda sahada brezilya futbolcuları harikalar yaratıyordu. "beyaz pele" diye piyasaya sürülen zico'nun maçın hemen başında sakatlanıp çıkması, brezilyalıları epey sarsmış, fakat çabuk toparlanıp o şahane oyunlarına başlamışlardı. polonya da güzel futbola güzel futbolla karşılık verince, mendoza seyircisi, kaliteli bir maç seyretmek şansını elde etti. brezilya'nın 30 yaşındaki ası nelinho, kaç kişinin kurduğu barajdan topu aşırıp da şahane bir vuruşla serbest atışı gole çevirirken, stad inliyordu. fakat, polonya'nın da golcü lato'su vardı ve lato, krallığını ispat ediyordu. karşılıklı gollerle ilk yarı 1-1 kapanmıştı. ikinci bölümde ise roberto, brezilyalı seyircileri hava kaldıran golü atıyordu. sonra bir gol filmi seyrettşk adeta: brezilya üçüncü gol peşindeydi ve işte gil topu yakalayıp sırtlamıştı. ne çare top direğe çarpıp geri dönüyordu. bu kez mendonca tuttu topu ve vurdu.. yine direk, evet yine direk önlüyordu golü.. direkten dönen top dirceu'ya gelmişti. dirceu'nun şutu... inanılmayacak olay! o da direkten dönüyordu. tam üç şut da topu kaleye yollamış, ama üçünde de top direkten dönmüştü. dördüncüde roberto'ya geldi top.. ikinci golü atan roberto'ya.. ve roberto direk mirek dinlemedi, vurduğu gibi ağları sarstı: 3-1, maçın sonucu, brezilya'nın polonya karşısında zaferiydi.