gençlerimiz maçların yanlış aksettiğinden şikâyetçi – zülbahar sağnak kararlarında haklıdır
milli takım kafilesi bugün sabahın ikisinde şehrimize geldi. gençlerimizin hepsi vazifelerini yaptıklarına kani idiler. çünkü gittikleri memlekette ağır bir maç oynamışlardı. bu maçın belli başlı faktörleri şunlardı:
a) maçın italya sahasında oluşu muhakka kki aleyhimize idi. ayrıca bu maç için triyeste gibi siyasî mülâhazalarla daima milli hissin uyanık bulunduğu bir yeri italyanlar tercih etmişti.
b) italyan seyircisi bir hafta evvel 4-0 yenildiği yugoslavya maçında kendi oyuncusuna sahada tecavüz etmişti. hırslı ve intikamını bizden çıkartmak istiyordu.
c) italyan futbolu yugoslavyaya 4-0 mağlûp ve yunanistanla 0-0 berabere kalmıştı. bu sebepten italyan futbol federasyonunun durumu pek sağlam değildi. efkârı umumiye bu yüzden federasyonu durmadan hırpalıyordu. mevsim kapanırken federasyon hiç olmazsa türkleri ağır bir mağlûbiyete uğratmak için bütün gayretini sarfetmişti. bu sebepten değil zayıf çıkmak aksine rakiplerimiz en kuvvetli kadrolariyle karşımızda yer almışlardı.
buna karşı türk takımı italyanlarla yaptığı bundan evvelki karşılaşmalarda triyestedeki sonuca muadil bir derece alarak geri dönmemiştir. gazeteleri meşgul eden hâdiselerin cereyanını ise bu şekild hulâsa edebiliriz:
1 – gollerin iptali nizamî idi
ilk golde zaten çok faullü oynayan italyan santrforu, bariz şekilde ve muvazenesini bozacak tarzda saimi itmişti. bunu ikaz etmek yan hakemin vazifesiydi. zülbahar da bunu yaptı. aynı şekilde ikinci goldeki haklı ofsayt durumunu da zülbahar bayrağını kaldırarak bildirdi. fakat bu iki hatayı da ikazla gol olmaları o kadar âni oldu ki hakem nihai kararını vermeden her ikisinde de yan hakemine danıştı. zaten maçtan evvel zülbahar sağnağa bu şekilde bir talimatı hakem vermişti.
2 – hakem italyandı
italyan asıllı hakemin bu kararları alması ile zülbahar doğrudan doğruya alâkalı olamaz. o karara doğrudan doğruya tesir edemezdi, sadece hakeme yardımcıdır. fakat zülbaharı kararda müstakilmiş gibi esasında varit olmayan iki golün gâsıbı şeklinde göstermek her halde sulhi garana hiç yaraşmazdı. insan bir an için acaba zülbahara federasyon tesir etti mi? diye soracağı geliyor.
3 – kafile başkanı eşfak aykaçın beyanatı
« — ne ben ve ne de diğer bir arkadaşım zülbahara maç tan evvel maç hakkında bir tek kelime söylemiş değiliz. muvaffakiyet dileyerek zülbaharı sahaya çıkarttık. maçtan sonra da zülbahara kararlarından dolayı vicdanında her hangi bir şüphesi olup olmadığını sordum. yemin ederek müsterih olduğunu bize söyledi. şu halde hakeme de tesir edilmiş değildir.
4 – peki bu dedikodular ne için çıkıyor? onu cevaplandıralım
bunun bir tek menşei vardır. o da gayesi herkesi yıkarak federasyon başkanlığına yükselmek olan bir hakem gazetecidir. âdeta italyanlar kendisinden bahsetsinler diye yapmadığı şey kalmadı. âdeta sulhinin metodu, avrupalılara hoş görünerek memlekete ithal malı gibi dönmekti. fakat iş tamamen aksine döndü ve tek başına uçurduğu balonlarla -başbaşa kaldı.
5 – sulhinin ıtalyadaki durumu
bir buçuk saat didinmiş ve ellerinden geleni yapmış genç ler, uğraşan ve didinen idareciler sulhi garanı biraz olsun kaprislerinden uzaklaştıramamıştır. herkesin duyduğu bir ton da istanbula ettiği telefonlar çocukların âsabını fazlasiyle bozdu. hattâ bazıları bu uydurma havadisleri federasyon üyeleri huzurunda protesto etliler.
bir kelimeyle kafilede bir tek antipatik insan vardı. çocuklar: «tenkid etsin kızmıyoruz. fakat lefter gol atınca ağlayan nedimin ve ıstırap içinde kıvranıp sahayı terketmeyen özcanın tıpkı onlar gibi hareket eden onbir oyuncunun ruh haline de tercüman olabilirdi» diyorlar.
dün hava meydanında edindiğimiz bu, işlerin hakiki cephesini naklederken üzülüyoruz.