artun ünsal'ın "tribün cemaatinin öfkesi: ticarileşen türkiye futbolunda şiddet" kitabından;
bıçaklar konuşunca...
(...)
beşiktaş-fenerbahçe derbisi öncesinde kabataş'ta önlem alan polis, biletsiz olduklan gerekçesiyle yaklaşık 500 fenerbahçe taraftarını belediye otobüsleriyle gerisin geriye kadıköy'e göndermek istiyordu. ancak, otobüsler dolmabahçe'den geçerken, beşiktaşlı taraftarların saldırısına uğrayacak, camları kırılacak, çıkan arbedede iki fenerbahçe taraftan yaralanacaktı. olaylar yatıştıktan sonra, yaklaşık 400'ünün biletli olduğu anlaşılan fenerliler maç başladıktan 15 dakika sonra serbest bırakılıyordu. kanımızca, bu olaylar da, güvenlik güçlerinin yeterince eğitimli olmadıklarını kanıtlıyordu.
maç sırasında boş durmayan beşiktaşlı taraftarlar, fenerbahçe'nin attığı birinci golün ardından, protokol tribününde yer alan fenerbahçe başkanı aziz yıldırım ve yöneticilere küfürlü tezahüratta bulunurken, bir taraftarın attığı pet şişe de yıldırım'ın üzerine geliyordu. dahası, beşiktaş başkanı serdar bilgili de bir grup beşiktaş taraftarının, hem de vip localarına yakın oturan kongre üyesi taraftarın galiz küfürlerine muhatap oluyordu. bilgili, ertesi gün kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında kendisinin ve başkanlık makamının onurunun zedelenmesine tepkisiz kalmayacağını ve başkanlıktan ayrılacağını açıklayacak ve yeniden aday olmayacağım belirterek olağanüstü genel kurul çağrısında bulunacaktı.73 bilgili'nin bu davranışı ülke kamuoyunda da büyük takdir topladı. çeşitli beşiktaşlı taraftar grupları yürüyüşler ve bildiriler yoluyla bilgili'ye "bizi bırakma" mesajını verdi, ancak başkan kararından dönmedi.
öte yandan, aynı kulübün taraftarları arasında kavga geleneğinin de sürdüğü görülüyor.