türkiye'de sivil toplum ve milliyetçilik kitabında yer alan, tanıl bora'nın "türkiye'de futbol ve milliyetçilik" başlıklı yazısından;
(...)
18 ağustos 1999 depreminden sonraki uluslararası futbol karşılaşmalarında ise, intikam değil bu sefer 'teselli' misyonu öne çıkmıştır. galatasaray'ın rapid wien'e eleyerek avrupa şampiyonlar ligine kalması üzerine -ki bu müsabakalarda, beklenebileceği gibi, "viyana'yı fethetme" metaforu ihmal edilmemiş, hatta maçtan önce 'merzifonlu terim paşa'nın "yeniçerilerimle viyana'yı kuşattık" demeci yayımlanmıştı (sabah, 10.8.1999)- teknik direktörleri fatih terim "görevlerini yaparak biraz olsun milletimizin yüzünü güldürmenin mutluğundan" söz etti. millî takımın 4 eylül'de irlanda'yı 3-0 yenmesi, manşetlerden "morali yerle bir olan ülkeyi enkaz altından çıkarıp hayata döndürdü" spotuyla (star, 5.9.1999) verilirken, medya gölcük'te çadırlarda ya da açık havada televizyondan millî maçı seyredip galibiyeti kutlayan depremzedelerin görüntüleriyle dolduruldu.