"bu kadarına da pes doğrusu" deyip geçemeyiz... artık pes edemeyiz...
bir ülkenin stadlarında "ağır cezalık suçlara" göz yumuluyorsa, artık o "oynanan oyuna" futbol diyemeyiz...
başka bir ismi olmalı bu oyunun. kirli ve sinsi çağrışımlar yaratan... kötü hesaplar, şiddet ve çıkar kokak, futbola çok uzak; sporun yüzünü kızartan bir isim...
adı henüz konmadı ama kadro belli. başrolde federasyon, ardından politika, politikanın "memuru" trt, küçük çıkarlar peşindeki bir sürü "avene"... ve belki de bu şeytan üçgeninin bir köşesinde "derin devlet...
sahne ise her türlü efekte müsait olunca rahmetli gaffar okkan'ın hayatta olsaydı asla izin vermeyeceği bir şiddet sergilendi diyarbakır'da... olağanüstü hal'i aratmayacak bir futbol terörü, basın sansürü, dayak, baskı... rakip takımın başkanı ankara'ya "imdat" mesajları yolladı.
çok çok iyi bir niyetle; tüm bu kıvılcımların "güneydoğu halkına ve rahmetli okkan'a bir vefa"dan kaynaklandığını söylesek de, iş artık çığrından çıktı.
şimdi, dizginlere asılma zamanı...
bu kadarına da pes doğrusu deyip geçemeyiz.
"dostluk ve kaynaşma" beklediğimiz futbolun, "terör közlerine" krampon atmasını seyredemeyiz.