kendi düşen ağlamaz! siz ne söylerseniz söyleyin, taraftarlara istediğiniz kadar umut şırınga edin, istediğiniz kadar futbolcuları motive edin, her şey sahada bitiyor. tribünlerin coşkusunu arkasına alan beşiktaş, maça iyi başladı, arzu ettiği baskıyı da kurarken, doğrusu hem tribünleri, hem de bizleri tur için umutlandırdı. ne var ki, ilk maçtaki farklı skorun verdiği avantajla inönü’ye gelen a.madrid, savunmasını sağlam tuttu, kartal’ın yoğun baskısına karşın kalesinde çok ciddi pozisyonlar vermezken, kazandıkları topları kontratağa dönüştürdü. iyi oynamak elbette önemli, ancak bu oyununuzu size tur kapısını aralayacak gollerle taçlandıramıyorsanız, neye yarar? hele hele bir geri pası ve taça atılan top, kalenize gol olarak dönüyorsa, tüm emekleriniz boşa gider, tur umutlarınız sadece söylemlerde kalır! futbol böyle bir oyundur işte... iyi oynadığınız anlarda, öyle bir gol yersiniz ki, ne tur umudunuz kalır, ne de hevesiniz! adrian lopez, 25’de attığı golle, kartal’ın kolunu kanadını kırarken, moral motivasyonunu üst düzeye çıkardı, şımarmadı, disiplinden kopmadı, risk alan beşiktaş karşısında da çok ciddi pozisyonlar da üretti, atamadı. ancak bitime altı dakika kala falcao ve salvio’nun golleri skoru belirledi. ve yıldızlar topluluğu beşiktaş, koca sezonu boşa geçirdi! uefa’da yakaladığı şansı iyi kullanamadı, hayal kırıklığına kanat çırptı. süper lig’mi? o da tam fiyasko... play - off bile tehlikede! haa bir de türkiye kupası var. bu kafayla, bu moral bozukluğuyla kartal, nereye kadar gider, orası da karanlık! bir çift sözümüz de taraftara... doğrusu a.madrid maçında tribünlerdeki coşku bizi şaşırttı! ligin ikinci yarısını boş tribünlere oynayan beşiktaş, arzuladığı desteği ilk kez a.madrid maçında buldu. peki, sevgili taraftarlar daha önce nerelerdeydiniz? acaba, bu desteği ve coşkuyu her maçta gösterseydiniz, koca beşiktaş bu hallere düşer miydi? bu tablonun asıl suçluları tabii ki, futbolcular ve teknik kadrodur. ancaak bu olumsuz tabloda acaba sizlerin hiç mi katkısı yok? ne dersiniz?