20-21'de gençlerbirliği tesislerindeki gerçek sahanın yarısı boyutlarındaki suni çim sahada 9 yıldır oynadığımız maçım vardı. 5-4 yenildik.
maçtan sonra pes oynama fikrimiz vardı ama beşiktaşlı kuzenim anıl'ın (aka diego armando maradona) bana gelmesi ile planlar değişti ve beşiktaş-atletico maçını izlemeye başladık.
3 yıldır pes'te atletico madrid ile oynayan erdem (aka zeynel soyuer "rüzgarın oğlu zeynel") maçı "farklı" gözlerle izliyordu. anıl koyu bir beşiktaş taraftarı gibi, ben ise pek maçı umursamayan, bitse de pes oynasak tavrıyla izliyordum.
maçta beşiktaş'ın pek etkisi yoktu. atletico çok hızlı kontraatağa çıkıyordu. muhtemelen herkesin gözü atletico formalı arda idi. havadan güzel bir pas ve arda'nın kontrol edemeyişi ama yana çıkarışı ile gelen gol beşiktaş için maçı bitirmeye yetti.
devre arasında erdemle oynadığımız ac milan (sırf renkleri yüzünden bu yıl milan ile oynuyorum) - atletico madrid maçının oynamaya başladık. ilk devre 0-0 bitti ve beşiktaş maçına geçtik...
ikinci yarıda beşikaş bir şeyler yapmaya çalışan ama ortaya bir şey çıkaramayan bir haldeydi. bu arada atleticolular kontra ile beşiktaş orta sahasını çok rahat geçip bir şekilde gol atamıyorlardı. falcao'nun ayağına topun yapışık olması, ince bilek hareketleri, adrian'ın hiperaktifliği, atleticoluların sürekli sağlı sollu koşuları, "pil takmış olm bunlar" sözleri, anıl'ın almeida ve hološko'ya saydırışları, eski gençlerbirlikli mustafa pektemek oyuna girerken erdemle aynı anda "mustafa gol atsın be!" sözlerimiz derken maç tek taraflı ilerliyordu...
86'da sağdan yapılan sert ortayı savurmaya çalışan egemenin hamlesi ile topun havalanması ve cenk'in direk dibinde zıplamadan topun gelmesini beklerken falcao'nun üzerinden kafa atışı ve skorun 2-0 oluşu ile maç "resmi" olarak bitti...
bu arada erdem elinde notebook ile an ve an skorları söylüyordu. united'in elendiğini öğrendik şaşırdık. city'nin 2-0 yenik olduğunu ve ilk maçı da 1-0 kaybettiği için şimdiden elendiğini düşündük şaşırdık. olympiakos'un deplasmanda 1-0 yendiği metalist önünde 1-0 galip olduğunu öğrendik ve metalist'in 2008-09'da beşiktaş ile galatasaray'ı yendiği maçları konuşup, "olympiakos geçti" diye konuştuk.
maçta ise beşiktaş taraftarları ikiye bölünüp bazıları cenk'e saydırırken, bazıları da cenk'i koruyan tezahüratlar yapıyorlardı. derken 90+3'de skor 3-0 oldu...
maçın son anlarında erdem skor vermeye devam ediyordu. city 0-2'den 3-2 yapmış ama elenmişti. asıl bomba da metalist'in yunanistan'da 0-1'den 2-1 yapıp turu geçmesi idi...
maç bitti. anıl sigara içmeye geçerken biz yarım kalan maçımızın ikinci yarısına döndük. atletico'yu 1-0 yendim. bu arada yan gözle maçı izleyen anıl "abi bizim maçtaki atletico böyle değildi ya!" diyordu...