“barış”a bir adım olsa “taksim stadı”! dr. okan dağlı 27/10/2011 yenidüzen gazetesi
geçmişte lefkoşa ve futbol dediniz miydi akla gelen taksim stadı idi. oranın atmosferi bir başkaydı her zaman.
kendi kendime deplasman maçlarına gidecek yaşlarda olmadığım yıllardı.
ama gazeteler ve radyolar o zaman bizim televizyonumuz sayılırdı. oradaki atmosferi hissedebilmek için iki fotoğraf ile radyodan gelen sesleri dinlemek yeterli olurdu çoğu zamanlar!
yıllarca “enosis ve taksim” politikaları arasında sıkışmış toplumlarımız, bu politikaların yansımalarını futbolda da hissetmişler yada yaşamışlardır. en büyük yarayı da bu politikaların arkasında sığınan yada gölgesinde yaşamayı yeğleyen kıbrıslı türkler ve futbolumuz görmüştür.
nitekim ne enosis nede taksim olmuş günün sonunda. ikisi ortası bir yerde duruyoruz işte. aynen “taksim stadı” gibi! ikisi ortası bir yerde...
ne kuzeye ait, ne de güneye... ne senindir nede benim. antrenmana evet ama maça hayır! her işimiz gibi o da. hem var hem yok sanki de.
taksim stadında niye futbol maçı oynanmasın?
20 bin kişilik atatürk stadında yüz kişi ile maç seyretmek hepsimize daha mı keyifli geliyor yoksa!
herkesin yürüme mesafesinde, lefkoşa’nın göbeğinde taksim stadı bir “barış projesi” niye olmasın?
kırk yıllık savaşın izlerini silmeye niye başlamayalım başkentin merkezinden?
orda maç oynayan ve futbolumuzda efsane olan zihniler, enverler, özkanlar, raifler ve daha niceleri torunlarının ellerinden tutup maça niye gitmesinler yarım asır önce top koşturdukları bu sahaya? niye anlatmasınlar onlara geçmişten bugüne kendilerini?
erdoğan niye anlatmasın türkiye milli takımı ve galatasarayın gelmiş geçmiş en büyük kalecisi, “berlin panter”i turgay’a attığı golleri taksim stadında?
lefkeliler tarihlerinde kazandıkları tek kupanın yani kıbrıs kupası’nın finalini oynadıkları bu sahaya gelip niye anmasınlar o günleri?
yoksa efsaneler ve çocukları, torunları, lefkelisi, mağusalısı, limasollusu, baflısı buraya gelirse “müzakere süreci” zarar mı görür bundan? yoksa “bütünlüklü çözüm”ü engellemiş mi olurlar?
yada dünyanın tek bölünmüş başkenti ünvanını elinde bulunduran lefkoşa bu ünvanını mı yitirir ansızdan?
bölünmüş lefkoşa’ya karşı, taksim’e karşı “taksim stadı”nda bir “barış projesi” çok mu ağırına gider birleşmiş milletlerin?