mehmet ali gökaçtı'nın "bizim için oyna": türkiye'de futbol ve siyaset kitabından;
milli takım ilk kez sahada
1922 yılının istanbul'unda kurulan idman cemiyetleri ittifakı'nın ilk başkanı olan ali sami bey'in girişimleriyle ilk federasyonlar oluşturulmuş ve futbol federasyonu'nun başına, bir başka galatasaraylı, yusuf ziya (öniş) bey getirilmişti. futbol encümeni adıyla faaliyete geçen federasyonun ilk icraatı türkiye'nin uluslararası futbol organizasyonlarına üyeliğini sağlamak olmuştu. hem milli takım oluşturup uluslararası maç yapabilmek hem de 1924 paris olimpiyatları'na katılabilmek için uluslararası futbol federasyonu'na (fifa) üyelik kararı alınmıştı, idman cemiyetleri ittifakı ve futbol encümeni henüz bu tarz organizasyonlar için hazır olmamalarına rağmen, daha 1922 yılında bir milli takım oluşturulması için çaba sarf etmeye başlamışlardı. dönemin olağanüstü koşullarındaki hâlet-i ruhîyeyi de yansıtan bu hareketlilik sonucunda istanbul'un büyük kulüpleri, aralarındaki rekabeti bir yana bırakarak milli takım için seçme maçları oynamışlardı. aynı günlerde akşam gazetesi, "türk milli takımı kimlerden müteşekkil olmalıdır?" başlığı altında bir anket başlatmıştı. halk ankete yoğun bir ilgi göstermişti.
kamuoyunda oluşan bu heyecanla, türkiye'nin fıfa üyeliğinin bile henüz onaylanmadığı o günlerde ilan edilen ilk milli takım kadrosuna, çoğunluğu teşkil eden fenerbahçe'nin yanında galatasaray, altınordu, hilal ve süleymaniye kulüplerinden toplam 17 oyuncu çağrılmıştı. 21 mayıs 1923 günü, cumhuriyet'in ilanından aylar önce, türkiye'nin fifa üyeliği de kurumun cenevre'deki merkezinde yapılan bir toplantıda onaylanmıştı.
"yeni türkiye"yi, bir an önce modern zamanların en önemli sportif etkinliği olan futbolla dünya kamuoyunun gündemine getirmeyi ve türk ulusunun çağdaş dünyadan hiçbir anlamda geri kalmadığı ispatlamayı amaçlayan milli maç oynama girişimi, zor şartlarda yürütülmüştü. her şeyden önce büyük bir maddi imkânsızlık söz konusuydu. örneğin, bir teknik direktör bulmak mümkün olmadığından, bu görevi ali sami bey bizzat üstlenmek zorunda kalmıştı.
milli takımın ilk forması, beyaz üzerine göğüs bölgesinde kırmızı bir bant ve bu bandın üstünde beyaz ay-yıldız şeklinde tasarlanmıştı. dönemin gazetelerinin de büyük ilgi gösterdiği ilk milli maç için taksim stadı özel olarak hazırlanmış ve karşılaşmayı sekiz bin kişiyi bulduğu tahmin edilen oldukça heyecanlı bir taraftar kitlesi izlemişti. 26 ekim 1923 günü romanya ile oynanan bu ilk maç, 2-2'lik beraberlikle sonuçlanmıştı.
cumhuriyetin ilanından üç gün önce oynanan bu maç, herhangi bir spor müsübakası olmanın çok daha ötesinde anlamlar ifade etmekteydi. batı karşısında uzun süredir geri adım atan bir toplumun batı'nın karşısına onun "usta" olduğu bir alanda bizzat onun yöntemleriyle çıkması ve hepsinden önemlisi batı karşısında duyduğu ezikliğin geride kaldığını göstermesi açısından bu maça büyük önem atfedilmişti. yirmi yıl kadar öncesinde moda çayırı'nda adına futbol denilen bir oyunu oynayan ingilizler ile rum ve ermeni gençlere ancak uzaktan gıptayla bakabilen türk gençlerinin, şimdi bu oyunda yabancılara karşı mücadele edebilmelerine yüklenen anlam büyüktü. futbol alanında ülke genelinde başka gelişmeler de yaşanmaktaydı, idman cemiyetleri ittifakı'nın hedeflerinden birisi meydanı sadece futbola bırakmamak olsa da, futbol ön planda kalmaya devam ediyordu. 1923 yılı, yeni türkiye cumhuriyeti'nin başkenti ankara'da ilk futbol sahasının açılmasına ve kulüplerin kurulmasına sahne olmuştu. muhafız alayı kumandanı ismail hakkı (tekçe) bey'in girişimleri ile alay bünyesinde bir spor kulübü oluşturulmuş ve adı muhafızgücü konmuştu. sonraki yıllarda değişik spor branşlarında da mücadelesini sürdürecek olan muhafızgücü, şehre sosyal bir canlılık getirmişti. yine ismail hakkı bey'in girişimleri ile ankara'daki ilk futbol sahası da hizmete sokulmuştu. bugünkü tandoğan meydanı ile mebus evleri arasındaki bir bölgede yer alan bir arazi, ismail hakkı bey'in gayretleri ile bir futbol sahasına dönüştürülmüş, adı da istiklal sahası konmuştu.
böylece ankara'daki ilk futbol kulübü ve ilk futbol tesisi askerlerin girişimi ve çabaları ile hayata geçirilmiş oluyordu. ankara'daki ilk sivil futbol takımı ise, yine aynı yıl, ankara sultanîsi öğrencilerinin çabaları sayesinde oluşacaktı. renk olarak kendisine kırmızı-siyahı seçen bu kulübün adı gençlerbirliği'ydi.