nefeslerin kesildiği an arena tribünlerinde 50 bin taraftar vardı. maçın başlamasına dakikalar kala ‘ultraslan’lar tribünde öyle bir şov yaptılar ki, bugüne kadar böylesini görmedik. bu hızla galatasaray maça fırtına gibi başladı, bir an önce golü bulup böyle muhteşem bir atmosferde 3 puanı almaktı hedefleri... futbol bu. garip bir oyun! maçta fazla gol pozisyonu olmamasına rağmen bilhassa orta sahada ölesiye, muhteşem bir mücadele vardı. bir tarafta veli-necip-ernst, öteki tarafta selçuk-melo zaman zaman da necati ve engin bu ikiliye yardım etti. bu kadar güzel mücadelede de 5 gol oldu, ama sorarsanız iki takım lehine de kaçan gol adedi ya 1, ya 2... beşiktaş iki gün önce braga’ya karşı müthiş mücadele vermişti. takım yorgundu. buna rağmen galatasaray’la başa baş mücadele ettiler. quaresma çok iyi bir futbolcu, kartal’ın attığı iki golde de portekiz’li vardı. 2-2’den sonra son saniyede yine quaresma’nın, almeida’nın kafasına ‘al da at’ diye gönderdiği topu almeida filelere gönderebilse, galatasaray için kötü bir gece olacaktı. ama o dönen top elmander’in kafasıyla galatasaray’a 3 puan kazandırdı. galatasaray’ın çok kaliteli orta sahası var. fakat bu kaliteli futbolcular, arkadaşlarını gol pozisyonuna sokamıyor. selçuk iki golün pasını verdi, melo bir gol attı, buna rağmen gene de az sayıda gol pozisyonuna giriyor sarı-kırmızılı ekip. beşiktaş’a gelince; fernandes dün gece oynasaydı maçın skoru ne olurdu bilmiyorum. galatasaray’ın yaşadığı sıkıntının aynısını beşiktaş da yaşadı. necip, veli ve ernst. forvetine gol pozisyonu veremedi. sonuçta dün geceki galibiyet, galatasaray’a çok büyük avantaj sağladı. fenerbahçe ile 9, beşiktaş ile 14, trabzon ile 17 puan arası açıldı. birkaç hafta daha böyle giderse play-off maçları başlamadan galatasaray’ı şampiyon ilan edeceğiz.