fatih uraz'ın "adamın abdalı kaleci olur" kitabından;
kaleciler ve lakapları
(...)
onlar gibi hem lakapları hem de soyadlarıyla anılan futbolcu sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyordu zaten. lakapların isme tercih edildiği yıllarda kalecilerin bundan etkilenmemesi elbette mümkün değildi. 26 ekim 1923 yılında türk milli takımı'nın romanya ile 2-2 berabere kaldığı maçta kaleyi koruyan altınordulu nedim -o maçın ardından 4 kez daha milli formayı giymiş ve 1926'da fenerbahçe'ye transfer olmuştu- soyadı kanunu çıkar çıkmaz kendine en uygun soyadını alacaktı: "kaleci"