ahmet çakır'ın "taçlı kral metin oktay" kitabından;
"yalnız tribünlerin değil, hakemlerin de sevgilisiydi" cezmi başar hakem
metin'i izmirspor'da oynarken tanıdım. galatasaray'a geçtikten sonra pek çok maçlarda, milli takım kamplarında ve dış seyahatlerde beraberdik, onunla...
0 her şeyden önce "efendi" bir sporcu idi. engin şöhretine rağmen herkesin takdir ettiği tevazuu bir an bile elden bırakmadığı bir vakıadır. her gittiği yerde krallar gibi karşılanan, her maça çıkışta tribünleri ayağa kaldıran ve en büyük portreleri stadyumlara bayrak gibi çekilip sallandığı metin, bu te-vazuundan sonuna kadar inhiraf etmedi, asla şımarmadı.
galatasaray kaptanlığını deruhte etmeden önce takım arkadaşları hakemle konuşur, zaman zaman toplu olarak itiraz ederken, onun bir kenarda, bu çirkin hadiseyi protesto eder şekilde başını eğerek put gibi durduğu hala gözlerimin önündedir.
daha sonraları ise bu qibi hareketlere tevessül edenleri azarlayıp hakemlerin en büyük yardımcısı olduğu herkes tarafından bilinir.
çok iyi hatırlıyorum: iki mevsim önce ali sami yen'de ofsayt pozisyonunda kaydettiği bir golü iptal ettiğim için, tribünlerin muayyen bir köşesinden yükselen o çirkin tempoya doğru yürümüş ve iki kolunu açarken koca kütleyi bir anda susturuvermişti.
ona hakemlik hayatımda bir defa yazılı ihtar vermek bedbahtlığına uğradım: üzerinde büyük dedikodular yapılan bir altay-galatasaray maçı idi. metin, o güne kadar hiç görmediğim, çok sinirli bir haleti ruhiye içinde bulunuyordu.
ikinci yarının sonlarına doğru, galatasaray'ın bir golünü iptal etmiştim. o anda metin koşarak yanıma geldi ve.- - nasıl olur, top rakipten gelmişti, ofsayt olamaz, demişti. söz düellomuz biraz sertçe cereyan etmiş ve ben de defterimi çıkararak adını kaydetmiştim.
aradan iki dakika geçmeden topun avuta çıktığı sırada metin yanıma yaklaşarak şöyle konuştu:
- abicim, kusuruma bakma, şampiyonluğa oynadığımız için sinirliyim. beni affedin, ne olur.
maçın hitamında da elini uzatarak aynı sözleri tekrarlamış ve beni adeta ihtar verdiğime pişman ettirmişti.
metin oktay, işte böyle bir sporcu, böyle efendi bir futbolcu idi. onun için de yalnız tribünlerin değil, hakemlerin de sevgilisi ve en beğendiği futbolcu olarak, ebediyyen hafızalarda ve kalplerde yaşayacaktır.
not: yazı, metin oktay'ın jubilesinin ardından çıkartılan "metin" adlı kitaptan birebir alınmış...