1994-1995 sezonunda son kez şampiyonluk sevinci yaşadık. tribünler yine çok coşkuluydu, taraftar yine çok ateşliydi. ertesi yıl sezon yine bir istanbul maçı (fenerbahçe) ile açılmış ancak bu kez tutunamamıştık. 4-0'lık yenilgi ve "asansör takım" yakıştırmaları moralimizi bozuyordu. ardından içerde birkaç galibiyetle kara bulutları biraz olsun dağıttık. sonrasında gelen inişli çıkışlı sonuçlarla ilk devre bitmişti. ikinci devrenin ilk maçı çok konuşulacaktı. fenerbahçe geliyordu ve başkanı ah şen o dönemlerde türkiye sporunun antipatik bir figürü olarak gittiği her yerde tepki alıyordu. maç öncesi çeşitli basın kuruluştan aracılığı ile ali şen kendisine "padişah" yakıştırması yapmış, karşıyaka başkanı iskender me-sudiyeli de buna cevap olarak " ne padişahlığı, biz cumhuriyet çocuğuyuz" demişti. tüm bu açıklamaların gerdiği ortama bir de ksk'nin düşme hattına yakın oluşu, fb'nin de şampiyonluk yarısında trabzonspor'un oldukça gerisinde kalmış olması eklenince tüm gözler izmir atatürk stadı'na çevrilmişti, o zamanlar 90 + uygulaması olmaz, hakemler 1-2 dakika oynatır ve maçları bitirirdi. maç boyunca iyi savunma yapmamıza rağmen atkinson'un çok bariz bir ofsayt golü ile 93. dakikada yıkıldık. bu gol daha sonra tvlerde yeni yeni moda olan yorum programlarında tartışıldı ve çok net olarak görüntülendi. o programlarda tartışılan şampiyonluk mücadelesiydi. oysa ki ksk'nin kaderi değişmiş, düşme potasına girmişti. gerçi hemen ardından futbolcular bunu bir gurur meselesi yapmış ve düşme hatundaki en büyük rakipleri vanspor'dan bir puan almış, eskişehirspor'u da deplasmanda 2-0 yenmişlerdi. sonrası ise bir dönemin bitişiydi. 12 maçta toplanan tek puan...