ankara'dan yollara düştük. trenle istanbul'a ulaştığımızda maça çok zaman vardı. gündüz bir istanbul gezintisinden sonra akşam 6 sularında stada ulaştık. maalesef biletlerimiz fenerbahçe migros tribünü'ndendi. ben gençlerli, fenerliler arasında kalmıştım. saat 18.30 sularında ise; konuk takım tribününe gençlerli dostlarımız gelip oturdu. pankartı astıklarından 10-15 kişinin o tribünde yer aldığını görüyordum.
sonrasında ömrü boyunca ankara 19 mayıs dışında pek az maç izlemiş ben gerçekten çok büyük olan saraçoğlu'nda maçı beklemeye başladım. stad güzeldi güzel olmasına ama ne çatısı çatıydı, ne de beton konsorsiyum tam yerleştirilmişti.
geldik maça. gençlerimiz o uğursuz turuncu formayla sahaya çıktı. dakika 6 uğur vuruyor, top yandireğe çarpı dışarı çıkıyor. fenerle anlaştığı taa o günden belliymiş demek! dakika 9. alex ortalıyor, önder ceza sahası ön çizgisinden kafayı vuruyor, kel ömer golü yiyiyor. dakika 36 alex ortalıyor, nobre açık bir faul yaparak topu ağalara gönderiyor, hakem kayıtsız. dakika 78. ali cansun'un aşırtması, rüştü parmaklarının ucuyla çeliyor. dakika 90. savunma ve kaleci anlaşmazlığında nobre 3. golü ağlarımıza gönderiyor.
istanbul yolculuğum da 3-0'lık yenilgi ve vasat bir maçla sonlanıyordu. fatih ekspress'inde bu yorucu günden dolayı bir uyku çekmenin zamanı gelmişti.