haftalardır kazanamayan 2 takım. kim kazanırsa üzerinde ki uğursuzluğu atacağı bir maç. deplasmandayız, manisa'da. en son orada oynadığımız maçı 3:1 kaybetmiştik, bir akşam maçıydı. rafael vardı manisa'da. ki o sezon süper lig'e çıkmışlardı. bu sefer bir üst ligde aynı statta daha eşit şartlarda karşılaştık. soğuk bir hava, futbolcularında o havaya ayak uydurması. soğuk bir maç, tatsız tuzsuz. dolu dolu anlatılacak birşeyin olmadığı...
dedik ya soğuk hava. tribünleri olumsuz etkilemiş. aşırı boşluklar mevcut. karşımızda bize yada hakeme baskı uygulayabilecek bir tribün havası yok. rahat bir deplasman olacağı aşikar. bizde culio - gosso ikilisi yok. yokluklarını hissettik. iki takımında ilk hedefi bu maçta 1 puanı garantileme şeklindeydi. bu oyun felsefesine göre birşeyler yaptı takımlar. kelimeler üreteyim maçla ilgili diyorum ama olmuyor, aklıma yazacak bir cümle gelmiyor. manisa tarafı olsun, bizim taraf olsun kepaze bir futbol ortaya koydular. manisaspor'un bize göre en avantajlı tarafıydı ileride bulunan hızlı adamları. simpson ve ısaac ile gol aradılar. bugün bir simpson'umuzun olmamasının sıkıntısını çektik. gerçi bu sıkıntıyı 19 haftadır çekiyoruz.
ilk yarının tek net pozisyonunun içindeydi yukarıda isminden söz ettiğimiz simpson. kendi çabalarıyla ceza sahasına kadar girdi ama o güzel hareketlerin ardından kaleye gönderilen top beklenildiğinden daha kötüydü. belirtelim, manisaspor'un maç boyunca kaleyi bulan bir şutu yoktu. bizde ise kaleyi bulan bir top oluyorsa, içinde hep riberio oluyordu ikinci yarıda. netice itibariye gol çıkmadı maçta. iki takımda üzülmedi bu 1 puana.
eksiklerimiz var. bu eksikleri gideremezsek cuper'i bırak dünyanın en büyük teknik direktörünü getirsende iş yapamaz. riberio, metin diyadin döneminde de aynıydı. ilk 11 başladığı maçlarda da gördük ki bu takımın oyuncusu değil. dalmat çok kötü. kanatı işlemeyen bir takım olur mu? olur işte. kanatlara takviyelere devam edilmeli. bruno, bu maçta en azından yedeklerde olabilseydi klübede güvendiğimiz bir isim var diyebilirdik. 3. bölgede bu kadar şanssız olamaz bir şehir. 3 senedir dikiş tutturamadık orada. stancu felaket kötü. metin diyadin'i çok eleştirdik forvette oynatmadığı için stancu'yu ama stancu bizlerin yüzünü kızarttı. oynamıyor ki arkadaş. hakan'ı bizlere buralara getiren bir parça olduğu için fazla eleştiremiyorum ama gosso'yu çok arattı bize. atağa kalkma bakımından en önemli bölgede bulunurken çok yanlış tercihler yaptı, pozisyon üretemedik.
ama bu orduspor, ilk yarının ilk günlerindeki orduspor olmaya başladı. kıvamını yavaş yavaş almaya başladı. o ruhsuz hallerini atlatıp, eski mücadeleci oyunlarına geri döndüler. bu durum için cuper'in etkisinin fazla olduğunu söyleyebiliriz. burada önemli olan devamlılık. yoksa bu takımın metin diyadin zamanında da mücadeleci halini biliyorduk. ilk devre olduğu gibi bir gazla lige başlayıp ligin ortasında aynı kötü tabloyu yaşarsak, belki ligde kötü günler yaşamayız ama devamlılık açısından sorunlar yaşarız. bu seneyi atlatırız, seneye daha zor günler yaşarız.