sevecen tunç'un tarih ve toplum yeni yaklaşımlar dergisinin güz 2011 sayısında yayınlanan ateş-güneş kulübü (1933-1938) yazısı;
(...)
ateş-güneş'in kısa sürede sağladığı sportif başarı ele alındığında, siyaseten güçlü kulüp üyelerinin söz konusu yükselişte oynadığı rol bir defa daha fark edilecektir. 1933 yılında kurulan ateş-güneş, yeni bir kulüp olduğundan dolayı resmi liglere üçüncü küme'den başlamak zorunda olmasına rağmen, kulüp yöneticileri birinci küme'ye "kestirmeden" çıkmak için kumkapı ve istanbulspor gibi kulüplerle birleşme yoluna gideceklerdi. birleşme girişimleri başarılı olamamış, ancak 1935 yılının temmuz ayındaki istanbul bölgesi spor kongresinde bölge futbol başkanlığına kulübün kurucularından kemal rıfat kalpakçıoğlu'nun seçilmesi, güneş'in "birinci küme'de mücadele edebilecek güçte bir takım olması" gerekçesiyle birinci küme'ye dahil edilmesiyle sonuçlanmıştı. güneş takımı, balıkesir'den izmir'e ülkenin farklı kentlerinden kadrosuna kattığı yetenekli oyuncuları ile lig serüveninin başladığı 1935-1936 sezonunda beşinci, 1936-1937 sezonunda ikinci olacak; 1937-1938 sezonunu ise istanbul birinci küme ve aynı zamanda milli küme şampiyonu olarak kapatacaktı. kulübün ligdeki son sezonunda yakaladığı şampiyonlukta, celal bayar'ın başbakan olmasının ardından futbol federasyonu başkanlığına getirilen kulübün kurucularından sedat rıza istek'in payı olduğu düşünülebilir. lakin federasyon, daha önce eşine rastlanmamış bir averaj uygulamasına başvurarak, güneş'in kendisi ile aynı puana sahip fenerbahçe ve beşiktaş'ı geride bırakmasını sağlamış; hatta beşiktaş'ın ligi namağlûp kapatmasına rağmen şampiyonluk unvanını güneş'e vermişti. siyah beyazlı kulüp averaj uygulamasının yarattığı adaletsizliğe itiraz edecek, güneş lehine alınan nihai karar spor çevrelerindeki tartışmaları alevlendirecekti.
kırmızı-beyaz dergisi güneş'in kazandığı bu şampiyonluğun, dört ay önce kulübün kapatılacağı yönünde çıkan söylentilere bir cevap mahiyeti taşıdığını iddia etmekteydi. gerçekten de kısa bir süre önce kulübün spor şubelerini kapatarak sadece içtimai bir kulüp olarak faaliyetlerine devam etmesi gündeme gelmişti. elimizdeki bilgiler kulübün aldığı bu kararın nedeni konusunda kesin bilgi sunmasa da aynı tarihlerde fenerbahçe ve beşiktaş'ın da kapatılacağına dair söylentilerin basına yansıdığı görülmektedir. bu dönem esasen kulüpler arasında futboldan kaynaklı oluşan rekabeti önlemeye yönelik birer hamle olarak, ülkenin pek çok yerinde spor kulüplerinin kapatıldığı yahut tek bir kulüp çatısı altında birleştirildiği bilinmektedir. doğrudan bir bağlantı bulunamamış olsa da kulübün kapatılmasının ilk defa galatasaray ile oynanan son maçta yaşanan olayların ardından gündeme gelmiş olması dikkat çekicidir. kurulduğu günden beri güneş ile galatasaray arasında uzlaşma ve rekabete dayalı ikili bir süreç ilerlemekteydi. 1934'ten itibaren ateş-güneş'in galatasaray ile birleşeceğine yönelik dedikodular mütemadiyen basında yer alırken, sahada iki kulübün futbol takımları arasında amansız bir mücadele yaşandığı görülmekteydi "ayvalı maç" olarak da bilinen ilk karşılaşma l aralık 1935te oynanmış ve yaşanan şiddet olaylarının "hükümet merkezinde çok fena karşılandığı" bu maçı galatasaray 6-2 kazanmıştı. iki takımın istisnasız tüm maçları hadisen geçiyordu; ancak 4 temmuz 1937 tarihli son karşılaşma devletin spor kulüpleri arasındaki rekabete en üst düzeyde müdahale etmesini kaçınılmaz kıldı. bu aynı zamanda spor tarihimizde de kritik bir kırılma noktasıydı. ismet inönü maçın ardından bir bildiri yayınlayarak aralarında eski tici yöneticilerinin de olduğu kulüp yöneticilerini sert bir dille kınadı. bundan sonraki dönemde spor kulüpleri üzerindeki iktidar baskısı belirgin bir biçimde artacaktı. güneş'in kapatılması da ilk olarak spor kulüpleri ve devlet arasındaki iplerin gerildiği işte böyle bir iklimde gündeme taşınmıştı. ancak ilginç bir şekilde, güneşin kapatılması gündeme geldikten sadece bir hafta sonra yine aynı dergi, kulüp yöneticilerinin spor şubelerini kapatmaktan vazgeçtiğini ve kulübün "bilhassa futbol üzerindeki çalışmaları bu mevsim büsbütün artırarak" faaliyetlerine devam edeceklerini yazacaktı.