geçen pazar günü ankara’daki orduspor ve çarşamba günü trabzon’daki trabzonspor galibiyetlerinin ardından çıkışa geçen ekibimizin rakibi bu sezon güzel bir çıkış yakalayan ve aynı zamanda yukarıdaki en önemli rakiplerimizden biri olan manisaspordu.
maç öncesinde manisadaki “nefis” istatistik içimizi ferahlatsa da, hem hurşut’un kart cezalısı olması, hem de çarşamba maçından ötürü takımın yorgunluğunu düşününce bir puan da olabilir diye düşünüyordum.
ankara’da güneşli ve hafif rüzgarlı bir hava vardı. buna rağmen ural’dan aldığın “ödünç” atkının uğuruna güvenerek boynuma bağladım ve trabzon maçında olduğu gibi yine tanıl abilere doğru yol aldım. havanın sıcaklığı ile birlikte aşağı ayrancıdan cinnah’ın sırtlarına doğru yürüyüşüm sırasında biraz bunaldım. tanıl abilere girer girmez “abi kendimi sümela manastırına çıkan keşişler gibi hissettim valla” dedim. tanıl abi de bir süre durdu ve “aslına bakarsan doğru. maç izlemeye geliyorsun. bu da bir haç sonuçta” diye ekledi… maç dengeli başladı. her iki takım da birbirinden çekiniyordu ama bizim defans ve orta saha takım olarak topu daha çok tutup, paslaşarak “akıllıca” oynuyordu. hurşut’un yerine oynayan mununga’dan çok şey beklediğimizden olacak çok top eziyordu. yasin ise çok istekli görünmüyordu. bu yüzden kanatlardan çok etkili olamıyorduk. fakat hem rakip oyununu bozmak hem de pozisyon vermemek için topluca yapılan baskı ve defanstaki yardımlaşma çok iyiydi. bu yüzden rakibe çok net pozisyon vermiyorduk. curri’nin devre sonuna doğru orta sahadan tum’a çıkarttığı “nefis” asisti tum’un kaleci ile karşı karşıya kalmasına rağmen kötü bir vuruşla dışarı göndermesi ilk yarının en net pozisyonu idi.
ikinci yarı başlarken “61. dakikada golü atarız” diye bir öngörüde bulundum. maçın 59. dakikasında soner’in korneri ve tum’un hatalı çıkış yapan manisa kalecisinin üstünden topu filelere göndermesi ile çıldırdık. sevinç için ayağa fırladığımızda elimde mekik vardı. tanıl abiyle bir türlü “çak” yapamadım sonra da çok güldüm…
tanıl abi 61. dakika öngörüm için beni tebrik etti ve “sonuçta birkaç dakikalık oynama elbette olabilir” dedi. golden sonra manisa baskı kurmaya başladı. bu arada fazla geriye yaslanmaya başladık. derken maçı tekrar dengeledik. bu arada soner ve curri ile kaçırılan net pozisyonlar derken 90+4’de uzaktan atılan bir şutu ramazan’ın parmaklarının ucu ile dışarı çıkartması efsane idi. bu kurtarıştan birkaç dakika önce tanıl abiye “maç bitmedi ama…” diyerek ramazan’ın güzel oyunu hakkında bir bilgi verecektim. ama tanıl abi, “maç bitmeden maçı kazandık saymayı çok büyük uğursuzluk sayarım. aman” uyarısı üzerine cümleyi yarıda kestim ve “tamam abi maçtan sonra anlatayım” dedim… o da “başlamış olman bile uğursuzluk olabilir” diye güldü. sonra da ekledi “tamam tamam. cümleyi tamamlamamıştın bu sayılmaz!”
maç 1-0 bitti ve 7 günde 9 puan kazanıp 6. sıraya yerleştik. gelecek yıl avrupa’ya gitme konusunda içimizde umutlar yeşerdi… hadi bakalım hayırlısı…
maçtan sonra tanıl abi ile sezon başında ramazan’ın ve takımın performansı hakkında bu kadar “büyük” şeyler beklemediğimizi konuştuk. sezon başında 16. haftada ramazan kendini çok geliştirecek ve gençler 25 puanla 6. sırada yer alacak deseler inanmazdık doğrusu…