sevecen tunç'un "trabzon'da futbolun toplumsal tarihi: mektepliler, münevverler, meraklılar" kitabından;
futbola başladığımız yıllarda karadeniz'de taze balık çok meşhurdu. fakir aileler olduğumuz için, balık da ucuz olduğu için herkes balık ya da hamsi yiyordu. tercih o yönde. bugün zenginlerin yemeği deniz ürünleri, balık... o gün fakirin yemeğiydi. çünkü kullanılmayan, yenilmeyen taze balıklar, gübre olarak bahçelere atılıyordu. o zamanlar da balık yenirken de limon kullanılıyordu zaman zaman. limonu yarım kesip sıkıp, sokağa atılıyordu. sokaklar temizdi ama limon kabukları da sorun olmuyordu, çöpçü de pek yok sayılırdı o zamanlar... çünkü herkes kendi kapısının önünü temizliyordu. biz o kabukları alıp, evin kapısına geçip, birbirimize şut çekiyorduk. beş tane atış yapıyorduk. ondan sonra yer değiştiriyorduk. kim daha fazla gol atıyorsa ona göre yarışma yapıyorduk. daha sonra yamalı toplar, daha sonra futbol topları...