her şeye rağmen fenerbahçe tam randımanla coşan ve koşan bir havada olamasa da sonuçta kazanmasını biliyordu doğrusu ankaragücü yarışmasını... gerçi orta sahada işler hiç de iyi değil sarı-lacivertli kadroda... selçuk, cristian, özer gibi isimler hem defansif kavramlarda hem öne dönük pas üretiminde fenerbahçe’ye yakışır bir futbol yaratıcılığında hiç değiller... alex ustanın liderliğinde olsalar da onun oyun üslubuna uygun olabilmenin çok uzağındalar... ileride “yalnız adam”ı oynamakta olan bienvenu’yla top alış-verişleri yok gibi... halbuki bizim hafızalarımıza yer etmiş fenerbahçe’nin geçmişteki orta alan fotoğrafları rakip takımın defansını allak-bullak etmiş isimlerle dolu... onları hatırladığımız zaman şimdilerin fakir fukaralığını daha da net görebiliyoruz. dünkü oyunun fenerbahçe’ye üç puan getiren kazançlı gecesindeki kahramanı stoch’tu tabii... hareketli ve çabuk düşünüp, çabuk oynama üslubu yanında şut vuruşlarındaki gerçekçiliği fenerbahçe’nin en açık ve parlak kozuydu dünkü yarışmada... zaten gol sayısı konusunda en cılız sezonunu yaşayan sarı-lacivertli ekipte çift golün hem yaratıcısı hem de sahibi olmak az buçuk bir başarı mıydı dünkü zorlu yarışmada... * * * ankaragücü önündeki defansif zaaflar ve yenen iki gol de fenerbahçe için “kırmızı alarm” olarak algılanmalı bizce... tabii orta alandaki defansif zaaflar, yani ankaragücülü ayakların fenerbahçe orta sahasında elini-kolunu sallayarak top kullanışları, volkan’ın etrafına kadar kolayca sızmaları korkulacak bir zaaf değil midir gelecek haftalar adına? tabii savunmanın göbeğindeki bekir-yobo uyumsuzluğu, gökhan gönül’ün kendini yeniden bulma konusundaki “doğal rötarları” galibiyete rağmen gelecek zamanlar adına acabalar yaratmıyor mu fenerbahçe’yi düşünen teknik kafalarda? ancak oldukça renkli geçen bir lig yarışmasını herşeye rağmen üç puan kazançla kapattıysa fenerbahçe bu sonuca sevinmek doğaldır. ayrıca sahada yarışan futbolcuların uzun bir zaman diliminden beri akılları futbol oyunu kadar sahalardan uzaklardaki gazete sayfaları, dedikodusu yoğun tv programları ve adliye kulislerinden gelecek şike haberlerine dönük yoğun bir trafiğe kafalar yönlenmiş kalmışsa eğer, teknik kulübedeki aykut kocaman’ı ve her şeye rağmen eksik ziyadesiyle maç kazanmasını bilen sarı-lacivertli oyuncuları alkışlamak gerekmez mi sizce de?