1997/98, düşmekten kemalettin'in şekerspor'a attığı nafile beraberlik golü sayesinde kurtulduğumuz sezonun ilk devresinin son haftası. ankara'da fener'le oynayacağız. fener önceki hafta şeker'i 7-0 mı ne yenmiş, sezon sonunda kendine ait 100 gol rekorunu kırar mı diye konuşuluyor, acayip havalı. biz çarşamba gecesi karlı buzlu bir gece maçında kupada (yine 19 mayıs'ta) beşitaş'a 5-1 yenilmişiz. moral bozuk, devre arasında okkalı bir transfer katkısı olmazsa kesin düştük diye düşünüyoruz, yine fark yiyeceğiz diye korkuyoruz.
pazar gecesi hava yine çok soğuk ama kar yok. yine kale arkası. ama takım bambaşka bir ciddiyet ve inançla oynuyor. erkan şimşek'in kariyerindeki en büyük maç olabilir. sadece iki gol attığı için değil. (ikincisini önümüzdeki kaleye atmıştı. taçtan mı ne gelen sümsük bir toptu, seke seke geldi, erkan vücudunu kullanarak topu sakladı altı pastaki karambolde, tipledi içeri.)
yine sağ kanattaydı ama müthiş gezegen bir oyun oynamıştı, orta, uzaktan şut, ceza alanına sızmalar, kanadını koruma, süpermen gibi, hepsini birden yapmıştı. diyadin'le erkan'ın o sezon sonunda fener'e transfer olmalarının temel nedeni sanırım o maçtaki performanslarıydı.
bir mutluluk gecesiydi. sanki o 3-0'la küme düşmekten kurtulduk gibi hissetmiştik. (tabii yılmaz vural da kabardıkça kabarmıştı.) oysa ligin ikinci devresi hiç de öyle olmadı, geberdik. anca işte sondan bir önceki hafta şekerspor'un avucundaki galibiyeti kaçırması sayesinde kurtulduk.