halit kıvanç'ın 1983 basımlı "gool diye diye" kitabından;
maç akşamı budapeşte'de verilen ziyafette fenerbahçe başkanı dr. ismet uluğ'la birlikte, yanımıza şeref has'ı da alarak avusturyalı hakem babaucek'le konuşuyorduk. şerefin terbiyesi, efendiliği nedeniyle takım kaptanı seçildiğini söyleyerek kendisini niçin oyundan çıkardığını sorduk. hakem "kaptanınız yakamı tutarak bir şeyler söyledi. ne söylediğini anlamadım. kötü bir şeyler söylediğini sanmıyorum. yüzünün ifadesinden öyle anladım. fakat benim yakamı tuttuğu için çıkardım" dedi. avusturyalıya biz türk'lerin, hattâ genelde akdenizlilerin el kol hareketleriyle, bazen de karmızdakinin yakasını tutarak, dizine vurarak konuştuğumuzu anlattım. ikna oldu. raporunda "oyun heyecanı içinde, elektrikli hava basılsın diye oyuncuyu çıkardığını" yazacağını söyledi. gerçekten öyle yazmış olmalı ki, daha sonra şerefe uefa'dan herhangi bir ceza gelmedi. ancak hakem babaucek şunları da ekledi: "şimdi futbolcunuzu tanıdım. efendiliğine de inandım. ama ilerde benim yönettiğim bir maçta rastlaşırsak, sahada bana selam vermek, hatır sormak için bile olsa yakamı tutarsa yine oyundan çıkarırım. çünkü onbinlerce seyirci onun ne söylediğini bilmez. yakamdan tutuşuna bakarak hüküm verir. bu nedenle oyuncularınız bilsin ki, hakemin yakası tutulmaz.
mtk ile budapeşte'de oynadıkları maçtan önce fenerbahçelilerin bir şanssızlığı da, nedim'in sakatlığıydı.