televizyondan maçı izlerken bir an kendimi 80,li yıllarda gibi hissettim.atacagımız bir golle nerdeyse havalara fırlayacaktım o derece heyecanlıydım.mac öncesi cıkmayan candan ümit kesilmez misali duygular yaşamadımda degildi fakat gercek şudurki ilk macta alınan maglubiyet sonrası bu işin bittigini bildigimiz halde gene umutlanmak cok güzel bir şeydi.
fakat acı gerceklerimizle yüşlenmek icin macın sonunu beklemeye gerek varmıydı bilmiyorum.oynadıkları futbbolun karşılıgında milyon dolarlar kazanan bazı futbolcularada giydirmedim degil haani...
kapris kapris kapris bazı oyuncuların kaprislerine ancak gülerek bakabiliyorum türk futbolunun mega star olarak görünen bir oyuncunun bundan 5 yıl önce belediye otobüsyle bayrampaşadan florya"ya gittigini düşünün ve bu gün gelinen noktada milyon dolarlar kazanarak sevgilisine dogum günü hediyesi olarak 250 biin dolara araba aldıgını düşünün ... vallahi ben düşünemiyorum aklım karışıyor ve aynı oyuncunun bilerek sarı kart görmesi ve rövanş macına gitmemesi demekki macı kafasında bitirmiş adam.
biz televizyon başında vatandaş olarak umutlarımızı olmamasına ragmen ikinci macın son düdügüne kadar heyecenımızı ve umutlarımızı sürdürürken birilerinin bizim umutlarımızla alay etmesine müsade edilmesini icime sindiremiyorum. sindiremiyorum cünkü bu bizim umutlarımızla dalga gecen insanın bundan 5 yıl önce o formayı hayal bile edemeyecek birin yapması canımı dahada acıtıyor..
umudunu ve milli takım heyecanı yaşayamayacak ve bunu beceremeyecek insanlara milli takım forması vermek..hırsıza evinin anahtarını teslim etmekle aynı şeydir.
80,li yılların aklma geldigini yazdım yazımın başında evet 80,li yıllarda şerefli maglubiyetler alıyorduk fakat bir istikrarımız vardı heyecen istikrarımız vardı yenilecegimizi bile bile macın başlama saatini beklerdik....sizce bu bir istikrar degilmidir..işte o yüzden dün akşam mücadele eden tekımın önünde saygıyla egiliyorum...cünkü kaprisli ve havalı adamlar bir önceki macta kendilerini imha etmmişlerdi..ne anlar onlar heyecandan.onları heyecanlandıran milyon dolarlar...
eskiden milli takımın macına gittigimiz zaman o zamanlar forma felanda yok sponsorlarda yok o zamanlar futbol endüstri degil kafamızda kırmızı beyaz bir şapka ile enaz beş gol yiyecegimizi bildigimiz halde maca giderdik hangi oyuncunun hangi takımda oynadıgınıda kimse dert etmez aklına bile gelmezdi.ne avrupa şampiyonası nede dünya kupası fialline gitme ümidimiz olurdu ve trübünlerde kırmızı beyaz"dan başka hic bir şey görmeniz mümkün degildi...ahhhh endüstrüyel futbol ahhhhhh.bizi bize düşman ettin