şampiyon kulüpler turnuasında dün gece zürich'e 2-0 yenilen g. saray'un ümidi revanşa kaldı...
zaman zaman sinirli ve hâdiseli geçen dün geceki maçta, danimarkalı hakem b. ahmed'i oyundan çıkardı
namık sevik zürich'ten bildiriyor
bu muydu «zayıf» diye tanıtılan zürich takımı? bu takımı mı galatasaray rahatça yenecekti? evet, sarı -kırmızılıların hızlı başlangıcı böyle bir ümit vermişti. ama, ilerleyen dakikalarla, kaçan fırsatlar yan yana eklenince, fc zürich'in gerçek kuvveti de ortaya çıkmağa bağladı.
yanlış tanıtılmıştı zürich. ve galiba galatasaraylılar da bu havanın gevşekliğine kapılmışlardı. ilk dakikalardaki pozisyonları cömertçe harcayışta bile, bu tesir seziliyordu. zamanı gelince alacaklarmış gibi. ne var ki bu zaman gelmedi, gelemedi. aksine, golleri atan zürich oldu.
sarı - kırmızılı takımın müdafaaya önem vermesi, bir bakıma normal karşılanırdı. ancak, bu müdafaa düşüncesinde biraz ifrata kaçılmıştı. bu nokta. mağlûbiyeti hazırlayan sebeplerden biri idi. ama asıl sebep, zurich'in böyle bir galibiyeti alabilecek çapta, kısacası «demirden leblebi» oluşuydu.
galatasaray oyuna hızlı girmişti. tribünleri dolduran seyirci sayısı içinde iki bini aşkın türk öğrencisinin bayrakları sallayarak gür tempolu teşçi nidaları, sarı - kırmızılı takımın bu coşkunluğunu daha da arttıracak gibiydi. işte bu hava içinde, galatasaray «gol»e yaklaşmıştı. daha ilk 10 dakika dolarken, metin, benan ve bahri peşpeşe üç mükemmel fırsatı kullanamamışlardı. bunlardan bri tekini «gol»e dönmesi, oyunun bir gidişini de döndürecekti.
ve oyun gerçekten döndü. zürich hesabına... fırsatları kaçıran galatasaray birden durmuştu. hızlanma sırası isviçrelilerdeydi.. 11. dakikada martinelli'nin ofsayttan topu filelere yollaması, ilk tehlike işareti oldu. hakem yerinde görüşle ofsayt sayıyı muteber addetmedi. ama çok geçmeden gene martinelli, bu defa muteber golü çıkaracaktı. biraz tesadüfi idi bu gol... ahmed'in yaptığı faulle doğan frikiki sağ açıkları çekti. volan-santrhaf rolünü yüklenmiş kadri fırladı. kafayla uzaklaştırdı topu. daha doğrusu uzaklaştırdığını sandık. ama top martinelli'nin kafasına çarparak ağları buldu. çünkü bu anda çıkış yapan turgay da kalesini boşaltmıştı,
gol, isviçreli seyircileri öylesine coşturmuştu ki, havaya savurdukları maytaplar, hakemin oyunu bir an durdurmasına sebep oldu. ve bu golle birlikte maçın havası da elektriklendi. iki taraf da ayaklarını meşin top kadar birbirlerine uzatmağa başladılar. bu, ilk yarının sonuydu.
2. yarı - 2 gol
sinirli havanın haftaymda soyunma odalarında kalacağı ümit edilmişti. fakat, hakemin düdüğüyle birlikte iki taraf da oyuna aynı asabi tempoda girdiler. galatasaray, beraberlik arzusuyla oynuyorsa da, bu beraberliğe ulaşacak hızda görünmüyordu. uğur hariç, forvet hattı diye bir şey kalmamıştı. arada metinin iki şutu da tesirsizdi. buna mukabil zürich akınları, ilk yarıdakinden daha da tehlikeli oluyor ve turgay'ın kalesi sıkışıyordu.
fc zürich futbolcuları, kendi sahalarında oynamalarının tesiriyle, sertliğe kaçıyor, bu da, galatasaraylıları daha sinirlendiriyordu. ev sahibi takım rakibi sinirlendirme taktiğini başarıya eriştiğini, bir gol daha kazanarak gösterdi. maçın 77. dakikası dolarken candemir'in sebebiyet verdiği faul gole kadar gitti. brodmann çekmişti frikiki... turgay bloke etse, tehlike uzaklaşacaktı. topu ancak karşılayabildi. seken topa yetişen stürmer, ustalığını gösterdi. yakından bir şut ve ikinci gol. turgay maçtan sonra kendisinin de ifade ettiği gibi, «bu golde hatalıydı.»
galatasaray ikinci golü yemekle, ikinci maç için beslediği ümidi biraz kaybetmiş oluyordu. avantaj azalmıştı. yalnız, sarı - kırmızılıların bunun kadar büyük talihsizliği, golden az önce ahmet berman'ın hakem tarafından oyundan çıkarılmış olmalıydı. sağaçıkla tekmeleşmişti ahmet... danimarkalı hakem ise oyunun başından beri sert, açıkçası tekmeli oynayan zürich sağaçığına kabahatsiz saymış, bütün günahı ahmedin omuzuna yüklemişti. ahmed'in oyundan çıkarılışı ile saha bir kere daha karışıyordu.
artık maçın, futbolla ilgisi kalmamıştı. işte şimdi de mustafa sert bir faulle sakatlanıyor, sahaya giren bir türk talebesini de polis protestolar arasında dışarıya çıkarıyordu.
isviçreli seyirci protesto temposunu en yüksek haddine vardırdığı sırada oyunun sonu geldi.
bu mağlûbiyet, galatasaray'a avrupa kupasının üçüncü tur yolunu kapamış sayılmazdı. ama, istanbul'daki maçın da kolay olmayacağını kaydetmek gerek. zürich, yanlış tanıtıldığı gibi, asla zayıf bir ekip değil, hatta kuvvetinden başka sertliği de dozu kaçıracak kadar bilen bir takım. galatasaray, bırakın forvetin iyi veya kötü oynamasını, başlarda yakaladığı fırsatları değerlendirse, netice buraya varmazdı...
g. saray bugün dönüyor
galatasaray profesyonel takımı bu akşam uçakla dönecektir.