umut hep vardı. zeynep kazanacağız dedi. alkaralara kazanacağız yazdık, kazanacağız diye iddialara girdik, mali ile birlikte bir umut stada geldik.
mahalle bakkalına kazanacağız diye söz verdik. trabzon'lu abimiz gönlüm sizinle diyerek çekirdeklerle bizi yolladı maça.
maç sırası:
beşiktaşlılar bu sefer tribünümüzde pek azdı, ama bedava kadın kontenjanından girip deplasman tribünü örgütlemeleri ilginçti.
maça her zaman yirmi dakika civarı geç gelen bir alkara yine geç geldi. ilk golü göremedi. kendisini uyardığımda bu sefer sadece beş dakika geciktiğini ifade etti. azaltarak bırakıyor sanırım bu huyunu.
ilk iki golü yememize rağmen umudumuzu kesmedik. devre arasında büfeden bile gol sipariş ettik.
yine devre arasında iddiaya girdiğimiz arkadaşların kazanmayı umdukları kitapların adlarını tespit ettikleri ve facebooka ilan ettikleri duyumlarını aldık.
maç iki bir olunca daha da umutlandık. fakat bu kadar erken iki iki olabileceğini ummamıştık doğrusu.
hiç sevmediğim tipte bir oyuncu olan egemen bize kendisini fazlaca sevdirecek o hareketi yaptığında sanırım maçın bitimine 12 dakika kadar vardı ve biz geriye doğru dakika saymaya başladık.
uzatmalar yaklaşıyordu ve biz öndeydik. beşiktaşlıların sesi pek çıkmıyordu. biz bağırıyorduk. arkadan serkan'dan geldi maçın adamına dair övgü. "quaresma bir hurşut değil".
uzatmaları tutmak için kronometre ayarlanmıştı ki attık dördü. hurşut bizi yine havalara uçurdu. fakat o değilmiş. erdalmış golü atan. ama yine serkan uyarmıştı. "hocam erdal'ı alma keller karışıyor sonra" diye.
kronometre falan tutmadık sonra. ne gerek var, eğlenmeye bakalım.
sanırım onur'a yumruk attım. ama emin değilim. o ara mali olaymış yanımda daha iyiymiş.
maç sonu:
suskunca dışarı çıkan beşiktaşlılar.
hiç akılda yokken gidilen eski yeni.
eski yeni'nin kırmızı siyah tezauratları ile inlemesi.
beşiktaş'lı arkadaşların benden önce davranarak aramaları ve karşı bir hamle ile ben onlarla kafa yapmadan önce beni tebrik ederek önümü kesme çabaları.
maça gelemeyen kimi dostların eski yeni'de kurtarma yazılısı talebi.
rakıların yuvarlanması. eve dönmeden eskiyeni'de "kırmızı siyah"a devam.