2009 yapımı looking for eric (hayata çalım at) filminin bir bölümünde kısaca bu maçla ilgili bir muhabbet geçmekte;
eric bishop (b): peki, en hoşuna giden an hangisiydi? bir gol değildi. bir gol olması lazım eric. fa kupası'nda liverpool maçının son dakikası. beckham köşe vuruşu kullanır. kaleci çıkar. topu yumrukla uzaklaştırır. top göğsüne çarpar. yerden sektiğinde çakarsın, top ağları havalandırır.
eric cantona (c): hayır.
b: o zaman wimbledon olmalı. topa doğru koşarsın. top sana doğru gelmektedir. topun açısını, dönüşünü hesaplamaktasındır. rüzgarın yönünü, hızını, her şeyi. sağ ayağını uzatıp topu havada durdurursun. top bacağından havalanır. tekrar uzanıp şut çekersin. dünyadaki gelmiş geçmiş en iyi vole kaleye girer. bir gol olmalı. gol olması lazım eric.
e: bir pastı.
b: pas mı?
e: tanrım. spurs maçında irwin'e verdiğin pas. evet! harikaydı.
b: zekiydi, iki ayağını da kullanıyordu. birden kafamda bir şimşek çaktı. ayağımın dışıyla hafifçe dokundum. herkes şaşırdı. koşarken topa çaktı. kalbim yerinden çıktı sandım. bir hediyeydi. evet. futbolun ulu tanrısı'na bir adak gibi.
e: ya kaçırsaydı?
b: takım arkadaşlarına güvenmen gerek. her zaman. yoksa kayboluruz.
e: ceza aldığın dönem zorlu geçmiş olmalı. dokuz ay. pis herifler. o pislik de layığını buldu.
b: çok çalışmam gerekti. kendi içime döndüm. tek başımayken beni meşgul edecek bir şey bir amaç lazımdı.
e: garip, değil mi?
b: bazen seninde sadece bir adam olduğunu unutuyoruz.
e: ben herhangi bir adam değilim. ben cantona'yım. (gülüşmeler)