bağış erten ve mustafa görkem doğan'ın takımdan ayrı düz koşu kitabında yer alan "bonservisim türk varlığına armağan olsun - türkiye'de yabancı futbolcular" başlıklı yazısından;
toni schumacher...
türkiye liglerine gelmiş en iyi yabancı değilse de, en havalısıydı. almanya'da kariyerini sürdürmesi imkansızlaşınca, daha futbol hayatının verimli çağı bitmeden türkiye'ye teşrif eden ender dünya yıldızlarından biriydi. biraz deli dolu, biraz agresif (biraz?! dünya kupası yarı finalinde fransız battiston'un çenesini kırmıştı), ama çok renkliydi. bu yüzden fenerbahçe'ye çok yakışmıştı. oynadığı iki sezon boyunca tribünlerin sevgilisi oldu. kaleciyle karşı karşıya kalındığında gol şansını minumuma indiren bir becerisi vardır. eliyle yaptığı "degajlarla", usta planjonlarıyla sokak aralarında "şumaher misin mübarek" deyimine neden olmuştur. yine de tanju çolak'ın son vuruşlarını seyrettiği epey bir maç vardır.
türkiye'de geçirdiği süre zarfında akıllarda kalan iki vukuatı var. birincisi, müjdat'la girdiği tartışmada gözüne aldığı yumruk, diğeri de jübilesinden kalan paralarla ilgili karşılaştığı suçlamalar. ne olursa olsun, hem türkiye'ye hem de fenerbahçe'ye gelen en iyi yabancılardan biriydi o. taraftarın "toni toni toni schumacher"iydi. boşuna değil, fenerbahçe ondan sonra hala yabancı kaleci almadı!