ter, buğu ve sessizlik kokan odanın içinde gür bir ses çınladı: «üzülmeyin çocuklar, bunun yarını da var.»
ve etrafına toplanan gazetecilere resi ismet uluğ, şu beyanatı veriyordu : «benim söyleyeceklerimi herkes ortada gördü. çocukların güzel oyunundan memnunum. oyunun sertleşmesinde iki tarafın da kabahati birbirinden az değildir. merkez ceza heyetine güvenenler, biraz daha aşırı hareket ettiler. bugünkü fenerbahçe yarın için bana ümit vermiştir. hakem hakkındaki kanaatime gelince: fenerbahçeliler ve fenerbahçe taraftarları haksızlığı protesto etmeleri karşısında hakem hissiyatına kapılarak bütün maç boyunca fenerbahçe alaeyhine kararlar vermiştir.»
tarık'la yumruklaşan ve seyircilerin «yaşa» tezahüratı altında hakemin verdiği karar neticesinde gemisini terkeden kaptan basri, bir kenarda başını önüne eğmiş ağır bir yükün altında ezilir gibi düşünceli ve mahzundu.
işte fenerbahçeliler yarından umutlu bir şekilde yeniköy'ün yolunu tuttular.