dişler kenetlenmiş. kaşlar çatılmış... eller belde... uğurlayanlar bir ay çizmil. uğurlanan ıldız olmuş... birinci düdükte çeneler okşandı. ikinci düdükte sırtlar sıvalandı. üçüncü düdükte -zira hakem az daha oyunu tatil ediyordu - tebessümler, teveccühler - tabii - tribünlerden iltifatlar...
sarı - lâcivert formalı uzun boylu ince yapılı bir futbolcu böyle yolcu edildi. kısa boylu sarı - kırmızılı ikinci yolcu için sahada uzun boylu bir teşçi merasimi yapılmadı. sadece tribünlerden sözler yükseldi.
iki futbolcunun çıkış tüneline doğru ilerleyişleri, ismen «türkiye kupası» finali olan, haddizâtında şehzadebaşı tiyatrolarında yıllarca evvel sahneye konan «oyunumuz kanlı nigâr» temsiline benzeyen maçın gidişinde bir değişiklik yaratmadı. yine kasdi tekmeler, küfürler, sert, haşin, amansız hareketler ilk perdenin kapanışına kadar devam etti.
maç hakkında uzun boylu bir tenkide girmek lüzumsuz. zira, futboldan başka her şye benzeyen dünkü oyunda tarafların lehine kaydedilecek tek puan da, iki takımın mevsim başındanberi 90'a yaklaşan müsabaka yapmış olmasıdır.